Şanlıurfa
02 Mayıs, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.49
  • EURO
    34.85
  • ALTIN
    2420.4
  • BIST
    10045.74
  • BTC
    57788.56$

Ortadoğu’da Kürtler…

29 Haziran 2015, Pazartesi 10:08

Ortadoğu zor, zor olduğu kadar özellikle yeraltı zenginlikleriyle de Dünya’nın en zengin coğrafyasıdır. 
 İnsanlık tarihi var olduğundan bu yana bu coğrafya, her zaman Avrupa ve diğer süper güç olarak kabul edilen devletlerin sömürdüğü bir bölge oldu. Bu dün böyleydi, bugün yine böyle…
 Avrupalılar ve diğer süper güçler, çıkarları doğrultusunda kendine ileri uç karakollar olarak bazı ülkeleri belirler ve çıkarlarını bu üslerden yönetir, dönem dönemde haritalar üzerinde oynayarak, bölgede sürekli bir kaos ve karışıklık ortamının olmasını sağlarlar. Bugünde yaşadığımız budur. 
 Söz konusu bu güçler, bu coğrafyada yaşayan insanları mezheplerine,  aşiretlerine, ırklarına ve dinlerine göre bölerek, parçalayarak, kontrol altında tutup zenginliklerini ellerinden alıyor ve sefalet içinde yaşamalarına neden oluyor.
 Bu ırklardan biri de Kürtlerdir. Bu toprakların en eski ve kadim halkı olan Kürtler, bu güçler ve ileri karakolları konumunda bulunan ülkeler tarafından yüzyıl önce dört parçaya bölünerek, devletsiz olan Dünya’nın en büyük nüfusuna sahip tek ırkı konumuna düşürmüştür.
 Kürtler, yüzyıldan bu yana her dört parçada birçok zulme uğramış ve yok sayılmıştır. Ancak, son 30-40 yıldan bu yana tablo değişmeye başlamış ve bugün Kürtler, dünyanın başına bela olan IŞİD belasıyla savaşabilen tek güç olması nedeniyle yeniden gündemdeki yerini almıştır.
 Kürtler, IŞİD’e gerek Irak’ta, gerekse Suriye’de büyük darbeler vurdu ve vurmaya da devam ediyor. Kürtler, özgürlüklerine emin adımlarla yürürken, tarihte olduğu gibi bugünde ağır bedeller ödüyor. Buna son olarak Kobanê’deki katliamı örnek gösterebiliriz.
 Hangi Avrupa, hangi süper devletlerin desteklediği veya hangi devletlerin direk desteklediği gün gibi ortada olan IŞİD çeteleri, Kürt güçlerinin Cizîrê ve Kobanê kantonlarını birleştiren stratejik Til Abyad’ı almasından sonra Kobanê’de ikinci katliamını gerçekleştirdi.
 Daha önce savaş alanından sakallarını keserek ve kadın elbisesi giyerek kaçan IŞİD çeteleri, bu kez başka bir savaş hilesine başvurarak, Burkan El-Fırat ve YPG kıyafetleri giyerek, Kobanê’ye girdiler.
 Kobanê’de daha önce IŞİD çeteleri tarafından yakılan-yıkılan evlerinde sahurlarını yaptıktan sonra uyuyan insanların kapılarını tek tek çalan IŞİD çeteleri, çoluk-çocuk, yaşlı-genç, kadın-erkek demeden en gaddar şekilde insanları kesti, taradı. 200’den fazla kişiyi öldüren, bir o kadar kişiyi de yaralayan IŞİD çeteleri, insanlık ve savaş tarihine kara bir sayfa daha eklediler.
 IŞİD çeteleri Kobanê’den yeniden sökülüp atıldı. Ancak, bölgedeki hesaplar, bitmedi. Avrupa ve süper güçler, bu durumu zaman zaman izlemek, zaman zaman da çeşitli hamlelerle müdahil olmaktadırlar.  
 Fakat en düşündürücü görüş, Kürtlerle yüzyıllardır birlikte yaşayan Türkiye’yi yönetenlerin, Esad’ı dahi bir tarafa bırakarak, ‘PYD’yi, yani YPG ve YPJ’yi IŞİD’den daha tehlikeli olarak görmesidir.’
 Ne yazık ki, bazı gazetelerin PYD’yi daha tehlikeli görmesi yönünde attığı manşetlerin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, ‘Suriye sınırında bir oldu-bittiye müsaade etmeyiz. Bedeli ne olursa olsun bunun karşısında oluruz’ söyleminin hemen akabinde Ankara’da savaş senaryoları konuşulmaya başlandı. 
 Seçimden yeni çıkmış henüz Meclis Başkanı’nı dahi seçmemiş bir ülkede;  konuşulan iddialar arasında 2 çeşit savaş senaryosu ve Suriye’de nereye kadar kaç askerle girileceği gibi birçok ayrıntı ortalıkta dolaşmaya başladı.
 Ne oldu da Türkiye’de bir anda savaş senaryoları ortalıkta dolaşmaya başladı. 
 Ne oldu da henüz hükümet kurulmadan alelacele böylesine bir yol tercih ediliyor. 
 Ne oldu da IŞİD çeteleri, Irak’ta ve Suriye’de din, dil, ırk ayırmadan insanları en barbar yöntemlerle katlederken bile savaş konuşulmuyorken, şimdi konuşuluyor.
 Ve iddialar doğruysa savaş hangi gruba veya kime karşı olacak? 
 Umarım, bunların hiç biri doğru çıkmaz. Çıkmaz çünkü her zaman yazdığım gibi savaşın hiçbir zaman kazananı olmadı, bundan sonra da olmaz. Savaş her zaman yıkım ve yok olmaktır. Bunu yanı başımızda yıllarca gördük ve görüyoruz.
 Sevgiyle kalın.