kadir evliyaoğlu
olay reklam sol
ufuklar koleji sol
Şanlıurfa
20 Mayıs, 2024, Pazartesi
  • DOLAR
    32.23
  • EURO
    35.25
  • ALTIN
    2522.1
  • BIST
    10643.58
  • BTC
    66504.181$
olay köşe yazısı üstü

Kim mi o?

07 Nisan 2017, Cuma 09:54

Sevgili Dostlar,

 

Yurdun değişik illerinde çıkan yerel gazetelerde ve pek çok edebiyat sitelerinde hem yazılarım ve hem de şiirlerim yayınlanmaktadır.

Bazıları özelden arayıp izin istedikten sonra yayınlarken bazıları ise hiç izne gerek duymadan kendi beğenmelerinden dolayı yayınlarlar.

Tabii ki özellikle benim gönderip yayınlanmasını istediğim yazılarım ve şiirlerimde vardır.

Ben yazılarımı ve şiirlerimi hep “biz” duygusu ile kaleme alır, mümkün olduğunca “ben” duygusundan kaçınmaya çalışırım.

Hatta bana “kimsin, kimlerdensin” diye soracak olanlara “Allah’ın Kuluyum” adlı şiirimle cevap vermiş; bir beşliğinde şöyle demiştim:

 

“Kimsin, kimlerdensin” diye boşuna sorma

“İnce eleyip sık dokuyup” kafa yorma

Beni bana bırak çek git karşımda durma

̶  Takyonus’dan kalma geçmez akçe puluyum

̶  Seni beni yaratan Allah’ın kuluyum.

 

            Ancak, ben ne kadar da kendim için “geçmez akçe puluyum” desem de, siz sevgili dostlarım beni öyle görmediniz, görmüyorsunuz. Bu güzel bakıp güzel gören tüm dostlarıma kalbi teşekkürlerimi sunarım.

 

            Hem okurum ve hem de Felâhiyeli hemşerim Sayın Seyit Ali ERGEÇ beni benden iyi tanımış olmalı ki, oturmuş biyografimi yazmış. Bende sizlerle paylaşmak istedim hoşgörünüze sığınarak.

 

“Küçük yaşta ayrılmış memleketinden. İlkokula bile gurbette gitmiş. Almış önüne kitabı okumuş da okumuş. Desti dolmuş. Yazmış da yazmış. Bitmez bir derya sanki. Binden fazla şiirin, yüzlerce köşe yazısının, onlarca beste sözünün, makalenin, denemenin, hikâyenin dile geldiği beden olmuş. Hayata dair ne varsa, onu görmüş, onu yazmış, onu söylemiş. Kim mi O!

 

O, Halil Manuş.

İsminin yanına sıfatları dizmeye gerek yok. Çünkü sıfatlar O’nu yüceltmiyor. O zaten büyük bir insan. Neden mi büyük?

 

2017 yılı Mart ayında Felâhiye Kültür Programı yapılmıştı. Programın şiir bölümünde kendisine davet yapılmış, kendisi de bu davete katılacağını heyecanla ifade etmişti. O programda benim de bir sunumum vardı. Program boyunca on dakikayı geçmeyen bir sohbetimiz oldu. Kendisini orada tanıma fırsatım oldu. Daha önce yüz yüze görüşmediğim bir insandı ama sanki onunla Ötüken’de beraber büyümüştük. O kadar sıcak, dostane ve samimi. Heyecanı görülmeğe değerdi. Üç şiir okudu. Herkes mest oldu. Programın sonunda tekrar otobüsüne binip ikamet ettiği Şanlıurfa’ya yolcu oldu. 

 

Şimdi düşünüyorum da; memleket sevgisini dizginlemek, hemşerileri ile hasret gidermek, doğduğu topraklar için şiir yazıp okuyarak vefa göstermek ve mesuliyet duygusu ile 20 saat yolculuk yapmak, büyük adamların yapacağı şey olsa gerek. Dile kolay. 10 dakika şiir okumak için 20 saat yol gitmek. Kendisini kıskanan eminim çoktur. Yetenek Allah vergisidir. Halil Manuş, yüreği memleket hasreti ile yanan ve bizleri gurbette temsil eden en temiz parçamızdır.

 

Halil Manuş, aksiyonerdir. Edebi kişiliği, sorgulayıcı, neden sonuç ilişkilerini, sonuçlar üzerinde ele alarak, acımasız yok oluşları, savruluşları ve yıkımları yazıya döken bir kalemdir. Türklük duygusu, İslam sevgisi, vatan aşkı ve memleket sevdası geçmeyen şiirlerine rastlamak yok denecek kadar az, neredeyse imkânsızdır.

 

Hayata dair ne varsa, millet, din, birlik ve beraberlik gibi konuları, insani değerler çerçevesinde ele alıp olmamız gereken kimliğimizi bize hep hatırlatır. O’nun bahsettiğimiz bu özelliklerini Çin zulmüne uğrayan Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz için kaleme aldığı, şu beşli mısrada görebiliriz.

 

                          Ya Rab! Nasıl bir gündür bu günlerimiz

                          Hatırlanmıyor muhteşem dünlerimiz

                          Ne toyumuz kaldı ne düğünlerimiz

                         -Şunlar ne ümmet ne de millet tanıyor

                         -Şunlar da Türk olduğundan utanıyor

 

Şiirlerinin büyük bölümünde, içinde yaşadığımız dünyada ve zamanda, hayatı algılama şeklimize reddiyeler yapar. Örnek olarak, bir dörtlüğünde Türk Milletinin, diğer milletlere olan farklarına duyduğu özlemi ve isyanı şöyle dile getirir.

Çekinmedik hiç zilletten

Çalar olduk hep devletten

Biz başkayken her milletten

Farkımız unutturuldu

 

Halil Manuş, Türk destanlarının günümüzdeki ozanıdır. Şiirlerinde toylar kurar, devletler yönetir, yöneticilere kendi üslubu ile kimi zaman bir Dede Korkut, kimi zaman bir Bilge Kağan gibi seslenir. Aklında hep o cümle vardır.

 

 “Ey Türk, üstte gök çökmedikçe, altta yer yarılmadıkça senin töreni kim bozabilir. Titre ve kendine dön”.

 

O aynı zamanda başarılı bir eğitimcidir. Toplumun eğitim problemlerine çözümler sunar. Diplomaya ihtiyaç duymayan sosyolog dur. Sosyal dokuya dair gözlemleri vardır. Ozan Halil Manuş pek çok özelliği olan biridir. İyi bir vatandaştır, iyi bir Müslümandır, İyi bir idarecidir, iyi bir arkadaştır, iyi bir…

 

Tüm bu değerler O’nun terazisinde bir kefeye konulan özellikleridir. Diğer kefesinde ise, O’nun başka bir özelliği tek başına daha ağır gelir. O, Mustafa Kemal’i seven, Atatürkçüdür.

 

Seyit Ali ERGEÇ”