kadir evliyaoğlu
olay reklam sol
ufuklar koleji sol
Şanlıurfa
08 Mayıs, 2024, Çarşamba
  • DOLAR
    32.27
  • EURO
    34.70
  • ALTIN
    2403.0
  • BIST
    10336.5
  • BTC
    62705.8$
olay köşe yazısı üstü

Kadın ve Erkek eşittir

02 Şubat 2021, Salı 10:21

Her gün vahşice katl edilen veya şiddet gibi insanlık dışı eylemlere maruz kalan kadınlar;bakın dört semavi dinde  nasıl anlatılır...

Kur'an'da bu konuyla ilgili sıkça  sure ve ayetleri bulabilmek mümkündür.Mesela bir Nisa suresi.Komple kadın haklarına dair ayetlerden müteşekkil ve uzunca bir suredir.Diğer dinlerde de buna benzer anlatımlar mevcuttur.

Muhtelif dillerde' hayat'demek olan kadın kavramı, insan neslinin menşei, ana kaynağı olarak bilinir. 

İlk kadın olarak bilinen Havva'nın da, hayat anlamına geldigini bazı kaynaklardan okuyup,öğrenebilirsiniz.

Özellikle eski Türklerde; kadına verilen önem ve değer o kadar çoktur ki, hemen hemen çoğu devlet işlerinde kadının söz ve yetki sahibi olduğu tarihi verilerle sabittir.

Etnik dillerde,mesela Kurmanci dilinde  Türkçedeki karşılığı yaşam  olan  'jiyan' kelimesindeki 'jin'  aynı anlama tekabül etmektedir. 

Hz peygamberin;eşlerini sırayla ,her sefere çıktığında beraber götürdüğünü ,alınacak çoğu kararlarda onlara danıştığını biliyoruz.

Peygamberin vefatından sonra, Hz Ayşenin; halife olmak için verdiği mücadeleyi , Cemel  vakası (Deve olayı)denilen savaşta, deve üstünde muhaliflerine karşı nasıl cesurca kılıç salladığı bilinmedik bir şey değil.

Cennetinde onca verdiği nimelerine karşın; Adem peygamberin ikinci bir varlığa ihtiyaç his ettiğini ;Allahın kendisine eş olarak verdiği Havva'yla teskin olması boşuna verilmiş bir lütuf değildir.Dikkat ederseniz onca zenginlik arasında, Ademin; acziyetini Havva'yla gidermesi söz konusudur burada. Tek başına  tam ve anlamlı bulamadığı gibi; kendini yarım ve eksik görmüştür. Bu durum;beşeriyettin, kadınsız bir tekamül seviyesine erişemiyeceğinin sembolize anlatımıdır.Kısaca beden olmasa ruh;ruh olmasa beden olamaz.ikisi varlık konusunda  biribirine  muhtaçtır.

Cahiliye döneminde bile, kadınların bazı önemli karar ve yönlendirmelerde rolü yadsınanmayacak kadar büyüktür.

Şayet  kadın, bir doktor,bir mimar,bir başbakan veya bir imparatoriçe olup;tüm erkeklerin yapacakları meslekleri yapabiliyor yada becerebiliyorsa; erkeklerle ne bir eksik;ne bir fazla,başa baş eşit konumdadır.Bunun tersini düşünmek büyük bir gaflet, dalalet ve ahmaklıktır.

Onları yok etmeye yönelik tüm fiiller, beşeriyettin üzerine bindiği yaşam ağacının dalını kesmek gibidir.Endirektte olsa,insanlığın kendi kendisinin imhasıdır bir bakıma...

Nice krallara  diz çöktürüp,boyun büktüren kraliçeler vardır tarihin tozlu sayfalarında. ..

Misal bir İskit  kraliçesi Tomris han...Akıl oyunlarıyla Pers kralı yenilmez Kurusu nasıl yenip,kafasını kestiğini tarih kitaplarında çoğunuz okumuşsunuz sanırım.

Bugün her alanda her platformda her mesleki sahada, kadınların verdikleri katkıları göz ardı etmek nasıl bir akla hizmettir bilemiyorum. 

Atatürk'ün kadına verdiği önem ve onların toplumsal hizmette  gösterecekleri üstün performansı önceden bilip;kadına seçme ve seçilme hakkı yanısıra bir çok imkanlar sunması gerçekten ayakta alkışlanacak dahiyane bir fikirdir.

Kurtuluş savaşında, yine kadınların gösterdikleri destansı mücadeleyi kimsenin inkâr etmek gibi bir hadsizliği asla mümkün değildir.

Unutulmasın ki;Nene hatunlar,Karafatmalar,Halide Edipler,Zübeyde hanımlar birer eli öpülesi kadınlardı.

Kadın ve erkekteki birtakım bedeni farklılıklar ,bir yaratılış gereğidir ;yoksa onların esitsizliğine bir vurgu değildir. Sadece her ikisinin,birbirinin kimliksel statülerine özenip,karşı cins konumunda bulunma arzuları özelikle tutucu toplumlarda pek hoş karşılanmayıp,garipsendiği vakidir. Bu da bir doğal aykırılıkır ki; buna hiç bir dini cevaz bulunmamaktadır.Gerçi bunun da, artık daha ileri toplumlarda pekte fazla yadırgandığı söylenemez.

Bu gün bu konuyu konuşuyor olmamız bile kadınlara karşı bir haksızlık olduğunu ifade etmek istiyorum. Kadının,  fıtraten hakları  zaten mevcut..Bu hakkı yüce Allah; erkege verdiği miktarda, kadına da vermiştir.

Daha açık bir ifadeyle, bu haklar ilk yaratılıştan beri vardı var olmaya da devam ediyor. Bu değişmez İlahi bir yasadır.Bunun ihlali öyle  büyük tehlikelere  yol açar ki;bu da insanlık için gerçekten ciddi bir tehdittir.

Bu şiddet ve katliamlara karşı oluşturulacak platformlara; toplumun her kesiminden katkı sunması,devlet yetkilerinin bir an önce bu konuda önleyici ve caydırıcı cezaları yasalaştırıp  yürürlüģe koyması gerekir.

Kısaca yaşamı bir beden olarak varsayarsak; kadın ve erkek bu bedenin beyni,iki eli,iki kolu, iki bacağıdır.Bu uzuvlardan birinin sekteye uğraması,o bedenin sakat kalmasına neden teşkil eder.

Erkekte, kadın da;toplumun olmasa olamazları iki ana unsurudurlar..Bu unsurlardan birinin eksik olması, diğerinin de eksik olduğunu ortaya koyar.

Son söz:"Cennet annelerin ayakları altındadır"Hadis-i Şerif.