Dost Evi Gönüllere

Sevgili Dostlar,

    Ebru diye bir el sanatımız var bilirsiniz. Kitreli suya toprak boyaların sığır ödü ile olgunlaştırılması sonucu gül dalından çubuğa atkuyruğu ile yapılan fırçalar boyaya batırılır sonra teknedeki kitreli suyun üzerine fırçadaki boya uygun darbelerle sıçratılır. Daha sonra verilecek desen ve motife göre işlemler yapılır. En sonunda su üzerindeki ebrulu desen kâğıt üzerine alınır. O artık bir ebrudur. Ve tekdir. Zaten ebruyu böyle kıymetli ve anlamlı kılanda çıkan eserin tekliğidir.

    Kişisel olarak düşündüğümde her bir insanı bir ebru eseri gibi görürüm. Çünkü yaratan bizim mayamızı boyamızı ve çıkacak desenimizi en ince noktasına kadar düşünmüş hatasız ve kusursuz olarak her insanı diğerlerinden farklı biçimde yaratmıştır. Hatta her insanın imzasını bile parmaklarına işlemiştir.

    Hal böyle olunca ortadaki sanatı görüp sanatkârını görmemek olur mu? Sanatkâra saygı duymamak olur mu?

    Olmaz elbette… O zaman bize düşen bizi en güzel şekilde yaratana şükrümüzü göstermek, hiçbir insanı renginden, ırkından, fikrinden, dininden, mezhebinden dolayı ayırmamak, dağa taşa kurda kuşa tabiata ve tüm canlılara sevgi ile yaklaşmak olmalıdır. Ne demişti bizim Yunus:

“Ben gelmedim dava için, benim işim sevi için

Dost'un evi gönüllerdir, gönüller yapmağa geldim”

    Her ne kadar biz Yunus değil isek de onun yolundan giden gönül erleriyiz. Bende bu beyitten yola çıkarak dost evi gönüllerinize Yunus gibi seslenmek istedim. Kulak verenlere selam olsun.

YUNUS GİBİ

Girince ayrılık bir kere öze

Parçalanır insanlık fırka, fırka

Ters düz halde görünür her şey göze

Fayda vermez artık kavukla hırka

Her insanın kendindendir bulduğu

Olma ayrık otu, dostun yolduğu

İnan ki hiç fark etmez ne olduğu

Öğütür hep ne dökülmüşse çarka

Güler yüzdür dosta makbul hediye

Ata ot yakışır, etse kediye

Fikrine:“bilmem ki ne derler “diye

Sakın ha yılma! .. Sürseler de şarka.

Sevgi ile doldur gönül tasını

Yunus'ça hoş gör, sil yürek pasını

Bırak şucu-bucu safsatasını

Zenginlik diye bakmalısın farka.

Sen bana ben de sana alışarak

Tanıyalım dünyayı dolaşarak

Gece gündüz demeden çalışarak

Yedi cihana olmalısın marka.