BU GİDİŞAT NEREYE?

Umutsuz bir gençlik, geçimsiz bir insanlık ve bir türlü bitmek bilmeyen hayat telaşı...

Kiminin derdi yaşamaya çalışmak, kimisinin yoksulluk, kiminin ise yaşadığı lükse alışmak.

Olayın neresinden bakarsak bakalım hep bir tutarsızlık.

Ve hangi işe girersek girelim hep kör bir kararsızlık.

Melankolik takılmanın adı olmuş yalnızlık.

Hani öyle bir gidişat var diyorum.

Çoğunuzun hoşuna da gitmeyecek bu dediklerim biliyorum.

Ahir zamanın bir yolcusuyuz.

Hiçbir kaba sığmayan kirli bir suyuz.

Ne içilecek gibiyiz ne de bir abdeste yarıyoruz.

İşte biz buyuz...

Dedim ya bu gidişat nereye doğru gidiyor.

Halbuki bir çıkmazdayız herkes de bunu biliyor.

Lakin nefsin hevalarıyla kör şeytana uyuyor.

Bildiklerini atıyor bilmediklerine ise kendisini biliyormuş gibi inandırıyor.

Yalanın bini beş para, fitne başı çekiyor.

Aşkın adını vererek herkes zina yapıyor.

Kimisi Barış elçisiyim deyip ortalığı karıştırıyor, İnsanları birbirlerine öldürtüyor.

Dünyayı yaratmış edasıyla yürüyüp,

Bir yağ ya da bir torba şekere kendini satıyor.

Evet biliyorum çoğunuzun hoşuna gitmeyecek bu dediklerim.

Fakat varsa diyecekleriniz hani düelloya da beklerim.

Dedim ya biz buyuz  fırıldağız hiç bir kaba sığmayan kirli bir suyuz.

Yüce yaratıcının nankörü,

Makam ve mevkideki bir göbeklinin kuluyuz.

Diyanet bilmeden hocayız.

Hutbe de Elimize tutuşturulmuş bir kağıda müptelayız.

Siyaset bilmeden siyasetçi, yöneticilik bilmeden yöneticiyiz.

Fitne taşıyan, laf satan yayan bir çerçiyiz.

Bizde farkında değiliz neyiz ya da neyciyiz...

Hiç kendimiz olamadık olamıyoruz.

Başkası gibi yaşayıp,onun düşüncelerine tapıyoruz.

Geçici bir ömür uğruna yaşıyoruz.

Biri güzel bir şey yaptı mı şaşıyoruz.

Ah ah nerde kaldı o eski ümmet, Yaradana kalmadı hürmet.

Vesveseli şeytana ediliyor minnet.

Kardeşlerime tek bir tavsiyem var.

Oku, araştır ve fikir et ardından şu Evren’in gerçek sahibine şükret...

Saygılarımla güzel günlere...