Terzi Mehmet SUSAM akşam mesaisinde iş yerini kapatarak, her zamanki saatinde Şanlıurfa büyük şehir halk otobüsleri toplama merkezine gelir. Durakta Hazır bulunan Kara köprü otobüsüne kartını okuttuktan sonra, rutin olarak günü birlik yol arkadaşının yanına oturur. Selamlaşma faslına geçmeden, kaptan elinde çay bardağıyla direksiyonun başına geçer, saatinde hareket ederek yola koyulur. Abide kavşağına gelen araç, Mardin yolu, Sırrın istikametine doğru yol alır. Mehmet susam ile koltuk arkadaşı arasında, bu neyin nesi diye! Tuhaflı bakış başlar.
Mehmet SUSAM. - Dayı bu otobüs niye böyle ters yöne saptı. Bu Karaköprü otobüsü değil mi? Koltuk Arkadaşı - Vallahi daha bende senden soracaktım. Ben Karaköprü otobüsüne bindiğimin çok iyi farkındayım.
Mehmet SUSAM -Teyit ederek. Bende eminim der. Bu arada Şoför, Karaköprü müdavimlerini tanıdığından, Mehmet Susam’ın koltuk arkadaşına, dikiz aynasından gözü ilişir. Kaptan; ahbap, çavuş usulü göndermede bulunarak, ne o Dayı nasıl oldu bugün bu Sırrın tarafına yolculuk. Bir ziyafet mi var, yoksa bir ziyaret mi. Sen daima bu saatlerde hep Karaköprü’ye giderdin bugün hayırdır böyle.? Allah vere akşam akşam bu saatte yanlış otobüse binmedi inşallah demesiyle,
Mehmet SUSAM -Valla senin bu dayın, akşam saatinde doğru bir otobüse binmiş. Galiba! Akşam akşam bu saatte sen yanlış otobüsü binmişsen yeğeeen! Sırrın otobüsünü kullanacağına, Karaköprü otobüsünü binmiş sürüyorsun. Yoksa Sırrın’a bir ziyarete mi, ya da bir ziyafette mi giden galiba sensin! Şoför; konuşan, Mehmet Susam’ın yüzüne bakınca Karaköprü’nün daimi yolcusu olduğunu hatırlar. emin olmak için, hemen den otobüsü sağa yanaştırarak el frenini çeker, acelece otobüsün önüne geçerek. Tugay, Reform, Devlet Hst. Otogar, Esentepe, Karaköprü diye yaldızlı ışıklı güzergah yazılarını okumaya başlar. Telaşla, cep telefonuna sarılarak toplama merkezini arar. Karşı taraf - Sırrın otobüsüyle Karaköprü otobüsü arasında bir mesafenin olmadığını, çay molasında, kendisinin Sırrın otobüsü yerine, Karaköprü otobüsünü yanlışlıkla kullandığını izah ederek, hemen abide kavşağına yakın bir noktaya gelip, Karaköprü otobüsü ile Sırrın otobüsünü takas etmesini gerektiği kaptana söylenir.
Bu demek oluyor ki, yılların tecrübesi olanlarda ,yanlış ata, yanlış otobüse biniyormuş. Tıpkı, Şanlıurfa spor antrenörü Tugay KERİMOĞLU, Fethi ŞİMŞEK Gibi. Siz her ne kadar doğru istikamete gittiğinizden emin olsanız bile, bu tip tecrübeliler, doğru bilen kitleyi yanlış istikamete doğru sürürler. Sürerken de, Kümeye mi, Düşmeye mi sormadan ziyafette mi, ziyarette mi diye doğru bilenlerin aklıyla da alay ederler. Oysa gökte kara bulutlar var, şimşek çakmıyor. Şimşek çakmayınca, gökten rahmet golleri yağmıyor. Taraftarın, YAĞDI YAĞMUR ÇAKTI ŞİMŞEK BU NASIL BAŞKANLIK FETHİ ŞİMŞEK Sloganı yakışık olmaz.
Sayın Fethi ŞİMŞEK, toplama merkezi amiri gibi, önceden Tugay KERİMOĞLU hocayla kesintisiz iletişimde olmalı. Tugay hocada, Ali ÇİZMECİOĞLU, İsmail MUTLU, Murat Şahin ŞAHANOĞLU, Mehmet CANBEK, Metin ŞENAY, Yakup CANBEYLİ ile kafa pası yapmalı bu değerler takımın fikir havuzu olmalı. Terzi Mehmet SUSAM’ın uyarısına gerek kalmadan, Takım olarak yanlış yönden dönülmeli.
HOCAMIZ TUGAY ŞAMPİYONLUK KOLAY. Sloganımız Olmalı.
Başta dedik ya.!
YANLIŞ ŞOFÖR YÖNDEN DÖNER
!
