Selam dostlar…
Ben bu yüreğimle kalemimi ne yapayım…
Beyaz kâğıtla birleşmiş. Beni yazmakla tehdit ediyor.
Başım zaten dumanlı, kuşatılmışım, 15 Temmuz kahpeliği gibi…
Köşem şehit…
Ömer halis demir ruhunu taşımasa ne edeyim o köşeyi!
Şehidim kadar onurlu olmazsa… Yazmamın ne anlamı var?
Memleket candan önce geliyorsa eğer, şehit olunuyorsa eğer!
Topunuz gelsin hırsızlığınızı yazacağım yazmasam namerdim!
Şu cici belediye başkanlarından başlayalım:
Halil-i rahman gölünü balıklı göl yapan zihniyet!
İnanç turizmin başkentinde halimize bakın hele…
Dergâh etrafındaki manzaranın vahşetini göremiyorsanız…
Simitçi mısırcı gazozcu tinerci bakmıyorsanız…
Sahi siz ne iş yaparsınız…
O zaman yiyin efendiler simit yiyin, mısır yiyin. Gazoz için!
Enzilğa gölünde geçmek, gezmek, ayrı bir işkence…
Hali-i rahman gölünde ayet okunurken.
Bir taraftan da taverna çalıyorsa. Eeee yiyin Lakin!
Efendiler:
Mevlevi hane buram buram tarih kokan yerdi.
Şimdi ne oldu? Ciğer kokuyor nargile kokuyor…
Halep, Şam, Suriye kokuyor kime peşkeş çekildi!
Etrafı çadırlarla, tahtalarla kuşatılmış, O yapı yok!
Yine etrafı simitçi ciğerci gacocu mısırcı küşatmış.
Yiyin efendiler, yiyin simit gazoz mısır’ı lakin!
Cici belediye başkanlarım… Sözüm meclisten geçecek!
Demedi demeyin yoksa ben derim, ayıpta etmem…
Hani mesele memleket meselesiydi! Ne oldu
Yahu burada deniz yok, gölümüzde mayalı!
Dini motiflerle dolu yapımız geleneğimiz var!
Lütfen sahip çıkalım, yol gelir gider lakin!
Çamlığımıza… Halil-i rahmana, nerde tarih varsa!
Sahip çıkın lakin tarih ve Urfa sizi af etmez
Haydi, efendi başkanlarım…
Mücavir olun bu memleket sizi unutmasın!
Daha Yazmadım anlamanız adına…
Siz bizimsiniz gazozda içseniz kola da bizimsiniz…
Lakin gazoz bu boğazınızda kalmasın yanarsınız…
Biz dedik isteyen gül atar isteyen diken saplar.
Gül de bizim dikende hadi bayyyy.
