kadir evliyaoğlu
olay reklam sol
ufuklar koleji sol
Şanlıurfa
27 Temmuz, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.99
  • EURO
    35.80
  • ALTIN
    2528.5
  • BIST
    10889.48
  • BTC
    67879.901$
olay köşe yazısı üstü

ÖĞRETMENE MOBBİNG

22 Mart 2018, Perşembe 09:40

 

Eğitim sisteminin en önemli ögesi olan öğretmenin kalitesinin artırılması maksadıyla hazırlanan Öğretmen Strateji Belgesi şimdilik on iki ilde pilot uygulama olarak başlıyor. Bu yılın sonunda tüm ülkede uygulanması düşünülen sisteme göre öğretmen kalitesinin artırılması amacıyla her dört yılda bir yeterlilik sınavı yapılacak ayrıca veli ve öğrencinin yanı sıra öğretmenlerde kendi meslektaşlarına  not verecek. Belgenin amacı öğretmenden en yüksek verimi elde etmek. Amiyane tabirle sinekten yağ çıkarmak.

Aslında  yapılan işin kalitesinin bu işten etkilenen paydaşlarca değerlendirilmesinde bir sakınca yoktur.  Bütün meslekler gibi öğretmenler deyasal bir gereklilik olmasa bile De facto bir durum olarak zaten gerek veli gerek öğrenci gerekse kendi meslektaşları tarafından sürekli bir değerlendirme içindedirler. Hele son yıllarda okul kayıtlarında iyi öğretmen kötü öğretmen ayrımının yapıldığı düşünüldüğünde bu durum aslında o kadar da tuhaf değil.

Uygulamanın diğer ayağı ise sınav. Sınavın içeriği nedir şimdilik bilinmiyor fakat tahmin etmek zor olmasa gerek. Eğitim öğretim yöntemleri, psikoloji, yönetmelik, müfredat , tarih ve Türkçe gibi dersler olacaktır.

Öğretmenler ise bu duruma tepkili. Onlara göre ders verdikleri çocukların her gün laf anlatmaya çalıştıkları velililerin yaptıkları işi puanlamaları ve puanlamalarla geleceklerinin çizilmesi onları üzüyor ve tedirgin ediyor. Bu sistemin öğretmen otoritesini  öğrenci ve veli karşısında sıfırlayacağını düşünüyorlar. Öğretmen ve öğrenci arasındaki o saygın ilişki birbirini kandırmaya çalışan müşteri-satış temsilcisi ilişkisine dönecek. Müşteri en ucuza en kalitelisini isterken satıcı en iyi şekilde kar etmenin derdine düşecek. Kendi meslektaşları ile birbirlerine en yüksek notu vereceklerine dair söylemlerde bulunsalar da yarın öbür gün bu iş ciddi bir şekilde önlerine geldiğinde öğretmenler arasında en başta sendika farklılığından yola çıkarak etnik, mezhepsel ve siyasi ayrımın derinleşeceğini, okullarda siyasetin etkin rol oynayacağını düşünüyorlar. Soluklanmak için oturulan öğretmen odası bu uygulama ile siyasi bir kulis halini alacak.

Öğretmenlerin bu strateji belgesinde olumsuz buldukları bir diğer husus ise dört yılda bir  yeterlilik sınavının yapılacak olması. Öğretmen kalitesinin onları sınavlara sokmakla olmayacağını düşünüyorlar.Akademik ve kültürel olarak kendini geliştiren öğretmeni istemek bu yolla gerçekleştirilmez. Onların bu gelişimlerine yardımcı olacak sosyal programlar hazırlamak bu iş için en mantıklı yol. Mühendislik, doktorluk gibi bir çok meslekte kişi kendini geliştirmek yeni uygulamaları, yeni eğilimleri öğrenmek için konferanslara, seminerlere katılır. Şimdi denilecek ki öğretmenler içinde var böyle uygulamalar. Gel gör ki öğretmenlerin hizmet içi eğitim adı altında katıldıkları bu tarz programlar zulümden başka bir şey değil. Kışın soğukta kaloriferin yanmadığı yazın sıcakta klimaların olmadığı mekanlarda mesai saatleriniz dışında ruhsuz bir şekilde hazırlanmış Powerpoint sunuların mıymıymıy okunmasıyla  yapılan bu programlarda okuldan aç susuz çıkmış öğretmene bir bardak çay bile çok görülür genelde. Bu programlarda öğretmene şu mesaj verilir aslında: “Beğenmiyorsan sırada bekleyen binlercesi var.” 

Bu konuda serzenişte bulunan bir çok öğretmene göre  bu belgeyi hazırlayanların amacıöğretmene mobbing uygulamak. Halk diliyle ikrah ettirmek gibi bir şey. Öğretmenler bu veya buna benzer projelerle  itibarlarının iyice azaltıldığını, kendilerini ilgilendirmeyen bir yığın angarya işle karşı karşıya bırakıldıklarını, iş güvencelerinin iyiden iyiye ellerinden alınmaya başladığını düşünüyorlar. Öğretmeni bu yöntemlerle özel okullara veya daha farklı iş alanlarına yönlendirerek eğitim sistemindeki en büyük kamburdan kurtulmak. Evet ne acı ki öğretmenler  karar verici mercilerin öğretmeni sistemin en büyük kamburu olarak görmekte olduklarını düşünüyorlar. Köhneleşmiş ve sürekli tüketen bir kambur olarak algılanıyor öğretmen.

Öğretmenlik artık kadrolu bir meslek değil. Sözleşmeli, ücretli diye farklı adlar altında istihdam ediliyor. Burada da kriter en az maliyetle, en az özlük hakları ile en yüksek verimi elde etmek.  Elde kalan kadrolu kısmın ise eritilmesi biraz zaman alacak. Bir çok öğretmen mesleğin eğitimden para kazanmanın bir başka adımı olarak kurban edildiğine inanmaktadır. Türkiye’de para kazanmanın yeni mecrasıdır eğitim.

Peki en temel haklardan biri olan eğitim para kazanma yolu mudur? İrdelenmesi gereken önemli bir konudur bu. Bugün eğitim sisteminin içinde bulunduğu çıkmazda bu anlayışın da önemli bir etkisi olduğuna inanıyorum. Fakat bu ayrı bir yazının konusudur.