Selam dostlar.
Tanrısı olmayan vicdanın, hâkimsiz mahkemeye benzer!
Vicdansızlara Yargı kolaydır… Sallamaya meydan gerekmez!
O yüzden, biz doğruyu haykıracağız, meselle keleyse uğrunuzdadır…
Ama tanrılı, ama vicdanlı… Ondan sonrası mahkeme kolay…
Dedik ya gidenin arkasında konuşmak bize düşmez… Lakin!
Nasıl belediyeciliği yanlışsa, il özel idaresindeki işçi kıyımı da yanlıştı…
Ne ise açmayacağım bayramlık ağzımı, gidene yazık ederiz…
Gelene bakalım…
Şimdi bizim gibilerin protokolü olmaz, halkın içindeyiz… En içinden!
Benim her kesimden, ağabeylerim dostlarım vardır…
Serbest meslek erbapları…
Aklı yok denecek kadar az hocalarım…
Kahve siyaseti, akdemi uzmanları ağabeylerim…
Kaldırım mühendisleri, uzman yardımcıları…
İşçi ağabeylerim… Kardeşlerim…
Gençlik önderleri aslanlar… Sıçanlar, kaçanlar… Duranlar
STK’lar
Dokturlar
Avukatlar…
Kasaplar…
Polisler…
Askerler…
Sağcılar solcular…
Her tür uyuşturucu erbapları…
Ermişler… Az ermişler… Erecekler… Ermek üzere olanlar…
Hocalar imamlar. Dedeler… şığlar…cıdolar …babolar…
Dönenler… Dönmeyenler… Ağır abiler…
Nankörler… Az nankörler… Sonradan nankör olacaklar…
İyi… Kötü… Çirkin…
Hepsiyle dost olmak çabamızdır, çünkü Mevlana’dır yüreğimiz..
Cahil dukanı mekânımızdır… Erdem, feraset, satmağa gelmişiz!
Gezeriz halkın ta içinden, protokol gerekmez yalan da…
Ne ise anlatılır… Ulu orta, o yüzden bizde demleniriz, Ariflik adına…
Vicdanımız imanlıdır evvel Allah…
Mahkememiz. Hem hâkimlidir… Hem savcılı… Hem avukatlıdır…
Büyükşehir belediye başkanına kefil olmuştuk, Av. Nihat Çiftçiye…
Ve haklı çıkmaya başladık, Şanlıurfa’yı şantiyeye çevirdi… Maşallah
Abidenin orasından gecenin bir zamanında yürüyüşteydim…
Havama bak! Gecenin bir yarısında yürüyüşteydim… Vay…
Evet, üç yaşlı amca oradan geçiyorlardı… Onlar misafirlikten geliyorlardı!
Arkadan gelen çoluk çocuktan beliydi…yürüyüş olmazdı...
Kürtçe aralarında konuşuyorlardı…
Birinci amcam…
--Lav bırak şef çüye! Hin düşüğlüne çı dıkıne vana…
İkinci amcam…
--Abide denk dıkıne…re vedikine…
Üçüncü amcam…
--Lav merik çedikiye velle eferim…nihat çiftçi… ma merik zaniye…
Lav em mırın re lazıme, eferim! haleme ancak em bığa fembıkın…
Birinci amcam.
--Le ijar va merka zaniye tecrübeliye… Hun kara köprü nedin
İkinci amcam…
--parti ğaji Bığaji E kezençke… eme rehetkın…va re ijar ğaş büve
Üçüncü amcam…
--Hun navune seget çendin hin dışoğlune…ez va merka hezdıkıme merik duşuğluye…
Helkmeye, zari bajeremeye
Ha de kıyağım olsun, size tercümanlık edeyim…
Birinci amcam.
--Yahu kardeş akşam geçmiş gece yarısı bunlar çalışıyorlar ne yapıyorlar!
İkinci amcam.
--Abideye daraltıyorlar yol açıyorlar!
Üçüncü amcam.
--Yahu adam yapıyor! Vallahi aferin Nihat çiftçi bu, adam biliyor!
Yahu öldük! Yol lazım, aferin halimizi ancak bizden biri anlar…
Birinci amcam.
--Yani bu adam işi biliyor tecrübelidir… Siz kara köprüyü görmediniz mi?
İkinci amcam.
--Partisi ide Kendisi de kazanır ya bizde rahat ederiz bu yolda güzel oluyor!
Üçüncü amcam.
--Siz görmüyor musunuz saat kaçtır, halen çalışıyorlar, biz bu adamı seveceğiz…
Adam çalışıyor… Aferin bizden biri yahu, bizim halkımız bizim şehrin çocukları…
Şimdi kiralık akıllılara köstek lafa zincirlemeye ne gerek…
Bu başkan elbette korumasız
Hakkı erbabına verin sopası bizden, halk bu, başka yemez efendiler…
Şeru-şamata zamanı değil iş zamanı, kardaş, çalışanı destanlarız…
Çalışmayana el âleme şikâyet eder sandığa gömeriz… Yok, kimseden beklentimiz!
Eee ne dedikse o göz önünde, giden kötü gelen paşam değil…
Bilgi verdik aferin siz, çarpıp, bölüp, çıkarmadan…
İsteyen gül atar isteyen diken saplar gülde bizim dikende
