kadir evliyaoğlu
olay reklam sol
ufuklar koleji sol
Şanlıurfa
27 Temmuz, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.99
  • EURO
    35.81
  • ALTIN
    2529.0
  • BIST
    10891.42
  • BTC
    67905.715$
olay köşe yazısı üstü

Nefretin çocukları (9)

10 Nisan 2015, Cuma 09:45

Jiyan.

—Nayra kız nayra sarı gelin keçe… nayra

Nayra

—ha jiyan buradayım ocağın başında buyur evimin direği. nshan ibriği su koymuşum yıkayın elinizi su var, öyle gelin, seni sağ gördüm ya

Jiyan oralı olmamıştı bile, direk nayranın yanına çömelerek Oturdu

Jiyan

—Bu gün ne yaptın bakalım sarı gelin. De hele

Nayra

İslim, le su almaya dereye gittik su yerini öğretim kendisine nede olsa başka köyden,              ama bu gün bir başka güzeldi güzeldi taze gelin… İslim

Jiyan

—Yok, valla, cık güzel değil

Nayra

—Ne… yok valla! Güzeldir, güzeldir

Jiyan.

-Yok kız Sen hepsinden güzelsin! İftiracı…

Nayra

—kudur dimi, delisen valla vışş boyun kadar uşağın var,  ayıp, ayıp…. Bedir ağa geldi mi yanına?

Jiyan

—He geldi, sarı gelin geldi!

Nayra.

—Ne konuştunuz

Jiyan.

—Ne konuşacağız kız ki mühim değil, sen güzel sarı kafanı yorma

Nayra

—nasıl mühim değil, manasız konuşma beni de kandırma… Bilsem ne olacak ki

Jiyan

—mühimmatı yok dedim sarı gelin, sen kadınsın ne anlarsın boş ver

Nayra

—O geldikten sonra ne konuştunuz ki bayılmışsın. Mühim değilse Bunu niye demiyorsun!

Jiyan.

—Çoban âli mi söyledi, şom ağızlı…  Neyi diyeyim ki sarı gelin, ne diyeyim, hı ne diyeyim

Nayra.

—He, çoban âli dedi, de hele neyi diyeceksen de… Ben kurban!

Jiyan.

—oda korktu zavallı çok severim kendisini, saf kendi halinde, Candaş biri şom ağzı da olmasa

nayra

—eee!

Jiyan

—ne eee

Nayra.

—adamı çatlatırsın bedir ağanın derdi neydi ve sen neden bayıldın…

Jiyan. Ciddileşmişti kendini tutamaktan zorlanıyordu! 

—Ya senin üzülmeni istemem! Sonra, yemekten sonra hı anlatırım sarı gelin!

Nayra

—yok, yok söyle, İsa aşkına de hele neye üzüleceksem? Yok yok üzülmem 

Jiyan bir an duraksadı gözünü nayradan kaçırarak yerde bulunan bir çırpı alarak kazanın altında bulunan, ateşi karıştırmaya başladı, ne diyecekti, nasıl anlatacaktı, jiyana göre tek evladı çakal postuna büründüğünü, nasıl izah edecekti ki izah yolunu düşünüyordu!

Nayra

—ne oldu söyle valla kötü bir olay var, yoksa senden bedir ağa ve buradakilerle…    

  Akraba sayılırız bedir ağa senide çok sever sende onu bilirim…                                          

Nedir sıkıntı jiyan… Ne oldu de hele…

 Jiyan çaresiz söyleyecekti, söylemese de birkaç haftaya kalmaz bedir ağa gelecek             nhsan alıp ilçeye götürecek… mahkeme huzuruna,  belki de  ölüme idama yada kodese       lakin sonra, söylemesi gerektiğini, düşünerek…

Jiyan

—Sen boş ver hele yemekten sonra konuşuruz, sarı gelin sakin ol çııı çıııı

Nayra

—Jiyan benim aslanım, sana gelmeden bedir ağa ve adamları dereye gelmişlerdi bir nakil su almaya inmiştik ben islim, Gülizar, resmiye huriye ve Hatice onlarda atlarını suvarmaya gelmişlerdi, merhabalaştık bedir ağayla önce, seni sordu, söyledim yerini, sonra çoban âlinin karsı islime düğün hediyesi verirken birden soldu sarardı, onu da anlayamadım!

O anda Nshan, içeriye girmiş elini yüzünü silerken, bir taraftan da annesine…

Nshan

—Daye (Anne) ben acıktım…

Nshan diyebiliyordu konuşabiliyordu  sabah başına gelecekten habersiz…                              ya da umursamaz bir hali vardı, sanki zafer kazanacak, komutan edasında kendinden emin jiyanı umutlandırmak mı istiyordu nshan ‘’Hani suç işlemiş olsa, böylemi davranır’’        jiyanın böyle düşünmesini istiyordu nashan…

 jiyan, nayradan, nayranın sorgulamasından  kaçma adına birden ayağa kalkarak.

—nayra yemek hazırsa eğer dışarıda, sevki üzerine ben ve nshan çulu serelim mi siniyi(sofra)hazırlayalım mı… öyle yapalım öyle  ha de nshan yardım et bana

Nshan

—He baba... Gel serelim, bulgurda hoş kokuyor. Oh mis gibi ağayız valla kurt gibi açım!

Jiyan fanusu ayarlarken nshanda siniyi getirmişti ve koca kazan sinin ortasına indirirken…

Kazandan çıkan buhar, fanus ışığı altında göye yükselişi ta öteden gözüküyordu..            

 Tahta kaşığın, Sinide çıkardığı ses komşularca biliniyordu ki artık o aile yemekte

 jiyan bir hamlede kırdığı soğana  nayra. Tatlı tatlı Kızarak…

 Nayra.

—jiyan bıçak, yanında eline yazık kıyamam!

Jiyan

—Ee ben bele seviyorum sarı gelin…

Nshan

—he daye(anne)bende öyle seviyem, Hem soğan benim en çok sevdiğimdir. 

Öyle yerim daye her zaman bıçak yanımızda olmuyor ki

Nayra

—yiyin sağlıktır, babamda öyle derdi hele soğan cücüğü bin derde devadır,  bıçakla kesmeseniz valla benimde işime gelir. Yıkmaktan kurtlurum haaa haaa

 

Hep birlikte gülerek Yemeklerini bitirmişlerdi, yarı aç bir şekilde kalktılar,..                          Zaten o dönemde, tok olmak nerdeyse imkânsızdı, var olanı az, kullanmak sorundaydı…    bulgur pişirmek özel günlere mahsustu, herkeste öyle bir hal vardı yokluğun başlangıcı olan bir zaman bu zaman. Doymak imkansızdı!

 (Devam edecek)