Dubanın icadı

Bugün nimetlerinden hoyratça faydalandığımız medeniyetimizin köşe taşı olan keşifleri ve icatları var. Bugünlere kolay gelmedik.  Kağıdın icadı bugünkü medeniyetimizin belki de en önemlisi. Pusulanın, barutun icadı yine aynı şekilde. Misal çiçek aşısının bulunması insanoğlunun belki de yok oluşunun önüne geçmiştir. Buharlı makinelerin icat edilmesi sanayi inkılabını doğurmuştur. Burada adını sayamayacağımız daha yüzlerce icat ve keşif sayesinde ulaştık bu muasır medeniyet seviyesine.

Muasır medeniyetimizin binlerce önemli keşif ve icadından biri de duba olsa gerek. “Ne dubası?” dediğinizi duyar gibiyim. Bildiğiniz duba canım.  Ya da delinatör. İngilizcesi veya İtalyancası delineator. Trafiği düzenlemek adına İsviçreli, Japon, Alman, İngiliz, Amerikalı ve bilumum bilim adamının kafa kafaya vererek, yıllarca uğraştıktan sonra icat ettikleri fennin en son harikası.

Evde, işte, okulda ve aklınıza gelecek tüm yaşam alanlarında rahatlıkla kullanabileceğiz müthiş bir icat. Alın oturduğuz odayı iki ayrı hale getirin. Evinizde tek banyo yetmiyor mu? Çaresi delinatör. Alın çakın. İşte size eşsiz iki banyo. Tv ekranına takın. Dileyen maç, dileyen evlilik programı çocuklarımız ise çizgi film izlesin.

Sağolsun yöneticilerimiz kıymışlar paraya güzel Urfa’mızın tüm yollarını kırmızı üstüne beyaz fosforlu şeritlerle süslenmiş fennin son harikası delinatörlerle donatmışlar. Aklıma, Onuncu Yıl Marşı’ndaki, “deeeemir aaağlarla ördük koca yuuuurdu döööört baştan” mısrasını getiriyor bu dubalar. Her bir duba başına kaç Urfalı’nın düştüğünü bilmiyorum ama inşallah yöneticilerimiz bu orantılamayı tersine çevirip bir Urfalı’ya düşen delinator sayısını yükseltmeye çalışmazlar.

O değil de bir nesneyi ikiye ayırdığınızda küçük fakat iki nesne olur. Ama ne hikmetse bizim yollarımız fennin bu son harikası ile ikiye ayrılmasına rağmen lastiklerimizin (araba lastiklerinden bahsediyorum) altında iki küçük yol değil küçük ama yarım bir yol kaldı. Allah aşkına söyleyin yollarımız nereye gitti?

İşin şakası bir yana Urfa trafiği berbat durumda. Bu, sadece bugünün meselesi değil. Dünden bugüne bakiye kalan büyük bir problemdir. Çözümü kolay değil. Elbette iyi niyetle yapılan bu çabaların biz vatandaşları bir nebze olsun rahatlatmak adına yapıldığını biliyoruz. Ama trafiğe çıkınca bazen çıldırmamak elde değil. Yüz metrelik bir yolda dakikalarca beklemek insanın zoruna gidiyor. 

Bu trafik hâlihazırdaki yolların dubalarla bölünerek düzenlenmesiyle çözülecek iş değil. En azından toplu taşıma işi daha aktif hale getirilerek insanlar toplu taşımayı kullanmaya özendirilmeli. Yoksa şehir hayatı çekilmez bir hale doğru hızla ilerliyor.