Selam dostlar!
Ahilik geleneğine bağlıdır bizim çarşı esnafı…
Özelikle haşimiye balıklı göl hasan paşa civarları…
Halen bu gelenek devam etmektedir… Azda olsa!
Bu gelenek takriben 600 yıllıktır…
Temelinde İslami ahlak ve esnaf birliği yatar.
Eskiden, en eski bir zaman içinde…
Hasan paşa camii civarında iki komşu esnaf varmış…
Biraz genç olan esnaf her sabah dukanı açtığında…
Şu duayı yaparmış, dükkânını açarken…
Genç esnaf.
--Ey yaratan… Bir bin… Bini bir yapan sensin!
Sabah erkenden her dükkânını açtığında bu duayı yaparmış!
Yaşlı esnaf bu duayı her duyduğunda içinden…
Yaşlı esnaf.
--Nasıl yani! Bu nasıl dua yahu…
Bu dua meselesi, her sabah devam etiğinden dolayı da…
Yaşlı esnaf içten içe kızmaya başlamış, ne demek…
‘’Biri bin… Bini bir yapan sensin, ey yaratan’’
Yine o gün genç esnaf duayı yaparken…
Sormayı, nefsine yediremeyen yaşlı esnaf…
Öğle namazı için hasan paşa içinde akan derde…
Abdest almaya hazırlarlarken, çırağını çağırmış…
Yaşlı esnaf.
--Oğul git et al, yengene götür, bize yemek yapsın…
Çırak uzatılan parayı alırken ‘’ peki’’ usta der ve gider…
Bu arada öğlen vakti ezanı camide okunmaktadır…
Yaşlı esnafı abdest alırken, aklında o dua vardır ne demekti?
‘’Biri bin… Bini bir yapan sensin ey yaratan’’
Yaşlı bu düşünceyle yüzüne su vururken birden gözünü açar!
Bakar ki Fırat’ın içinde su kenarında ve çıplak ama kız haliyle!
Hem de yirmilik kız dokunur kendine inceler…
Gerçekten tam bir kız olmuş çıkmış, sesini kontrol eder…
Evet, bir bayandır artık, şaşkın haliyle öyle ce çaresiz kala kalır!
Oradan geçen bir çoban… Bu kızın haline şaşırmakla beraber…
Hemen hırkasını çıkarır ve üzerine atar…
Kısa bir zaman sonra, nikâhına alır bu genç kadını…
Bir zaman sonra çocukları olur boy boy…
Birinin yaşı on bininin yaşı sekiz birini yaşı altı…
Tam bir annedir, anlatamaz yaşadıklarını…
Anlatsa da kim inanır… Yaşlı bir esnafken…
Şimdi çoban karısı ve üç çocuk annesi…
Ne ise bir çamaşır günü Fırat’ın kenarına iner…
Çocuklarını çamaşırlarını yıkamak için…
İşi bitikten sonra, kuytu bir yere gider, yıkanmak için…
Yine soyunur ve yıkanmaya başlar ve suya dalar çıkar…
Bir kez daha dalar ve yüzeye çıktığında bir bakar ki…
Yaşlı esnaf hailiyle, halen abdest almaktadır ve…
Öğlen vakti ezanı davam etmektedir…
Şaşkın, şaşkın halini incelerken çırağın sesiyle irkilir…
Çırak.
--Usta eti aldım aha bu da para ustu… Yenge ne yemek yapsın?
Yaşlı esnaf şaşkın bir ifadeyle ve yutkunarak…
Yaşlı esnaf.
--Git hele git ne yaparsa yapsın…
Çırak anlam veremez bu haline ve gider…
Bir gün sonra…
Genç esnaf dükkânını açarken yine o duayı okur.
Genç esnaf.
--Ey yaratan… Biri bin… Bini bir yapan sensin…
Yaşlı esnaf. (içinde)
--Ammene… Ve sadaka Allah-u azim. Der.
Genç esnaf yaşlı esnafa gülümseyerek bakar ve sesli…
Genç esnaf.
--Âmin ustam… Âmin der…
Yıl 1915 Fransa… Astığı astık, kestiği kestik…
Yıl 2015 Fransa… Olağan ustu hal ilan etti!
Terörün dini, dili, ırkı olmaz, terörün her şekline nalet gelsin..
Velakin…
CE GUİ S E PASSE AUTOUR DE REVİENT.(ne gider etrafında onu biçersin)
Biz dedik, anlayana anlamayana, aklı olana olmayana,
İster gül atarsınız ister diken saplarsınız, gülde bizim dikende!
Terörsüz kalma umuduyla hoş kalın baaaaaay.
