Tüm Türkiye, geçtiğimiz aylarda MHP Genel Başkanı sayın Devlet Bahçeli' nin ağzından İmralı sakini terör örgütü lideri Apo'nun TBMM'de konuşması konusunda çağrı yaparak PKK'nın silah bırakmasını istediği gurup toplantısında pimi çekilmiş bombayı Türkiye gündemine atarak yeniden çözüm sürecini tartışmaya açtığı ile yatıp kalkmaya başladı.!
Cumhur ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bugün Partisinin grup Toplantısında yine çok önemli ve ses getirecek açıklamalarda bulundu.!!!
Devlet Bahçeli:
"Silah seçenek değil, kucaklayıcı siyaset hedefimizdir. El ele verip terörü gündemimizden çıkarmalıyız.
İmralı'yla DEM Grubu arasında yüz yüze temasın gecikmeksizin yapılmasını bekliyor, çağrımızı kararlılıkla tekrarlıyoruz” açıklamasında bulundu.
Bu açıklamanın hemen akabinde DEM Parti Eş Başkanı Tuncer Bakırhan, Öcalan ile görüşmek için Adalet Bakanlığına başvuracağını açıkladı.!
MHP gurup toplantısı sonrası basın nensuplarının sorularını cevaplayan Devlet Bahçeli, 'Ahmet Türk ile görüşme olur mu' sorusuna
"Güneydoğu'da değerli bir şahsiyet. Görüşme arzusu taşırlarsa her zaman görüşebiliriz. Ağaların kapısı açık olur, aşı da bol olur" diye cevapladı.
Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı iken geçenlerde görevden alınarak yerine Kayyım atanan Ahmet Türk ise, Devlet Bahçeli'nin kendisine yönelik "Görüşme arzusu taşırlarsa her zaman görüşebiliriz" sözleriyle vevap verdi.
Hatırlanacağı üzere Devlet Bahçeli, bundan önceki seçimde Ahmet Türk Mardin Belediye Başkanı iken cezaevine atılmış bir süre yattıktan sonra Devlet Bahçeli devreye girerek sağlık problemleri nedeniyle Ahmet Türk'ün cezaevinden tahliyesini sağlamıştı.
Tüm bu gelişmeler ışığında bu durum bize şunu gösteriyor ki yeniden ama bir başka isimle ve yeni aktörlerle "Yeni Bir Çözüm Süreci" masada ve bu sürecin Bahçeli (Apo'nun da dahil edildiği) eliyle dizayn ettirilerek hızla masaya geleceğinin bir izdüşümü.
Yine bu konuyla alakalı olarak iki gün önce
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın'ın Devlet Bahçeli’nin ‘Öcalan’ çağrısı hakkında,
“Bu işin şakası yoktur. Bu gidişatta Cumhur İttifakı bu işi gerçekleştirdiğinde, terörle mücadele 40 yıl sonra tamamen bitecektir, ekonomi düzelecektir, işsizlere iş sağlanacaktır” açıklaması adeta bir kırılma noktasıdır.
Ez cümle T C. Devletinin üst aklı tıpkı daha önceki 2013 yılında başlatılan dönemin Çözüm sürecinde olduğu gibi (dönemin Başbakanı şimdinin Cumhurbaşkanı Erdoğan "Bu meselenin çözümü için istemeye istemeye Baldıran zehiri içtik ancak çözmek zorundayız") bu sorunu yeniden masaya yatırdı.
Ancak bu kez çok daha büyük bir taktik ile (Uluslarası boyutunu bilemiyorum) ve üst akıl ile devreye 2013 yılında bu soruna ayak direterek ip atan Devlet Bahçeli ve Partisine mensup tüm MYK üyelerini sokarak adeta radikal bir karar almış gibi gözüküyor.
Ayrıca CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in Bahçeli’nin ‘İmralı’ sözlerine ‘kırmızı çizgimiz var’ deyip toptancı ve "REDDİYECİ" Bir bakış açısı ile değil, "bu Taslak masaya gelsin bakarız" demeye getirerek Çözüm sürecine ayak diretmeyeceklerinin adeta bir izdüşümü.
Yine çok önemli bir başka gelişme ise 22 Kasım'da Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin (IKB) Duhok şehrinde, Duhok Amerikan Üniversitesi tarafından bu yıl 5'incisi yapılan ve 2 gün süren "Ortadoğu Barışı ve Güvenlik Toplantısı" ile Türkiye'de yeniden çözüm sürecinin ortaya atılması ve Devlet Bahçeli'nin Apo'yu TBMM'de konuşmaya davet eden açıklaması ve sonraki ve bugünkü Gurup toplantısında yaptığı çıkışlar birbirinden bağımsız hamleler değil, önceden planlanmış bir süreci içeriyor.
Duhok’taki Toplantıya, Irak Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Dışişleri Bakanı, Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin Kurucu Başkanı Mesut Barzani, Başbakan Mesut Barzani olmak üzere, dünyanın dört bir yanından çok sayıda yazar, entelektüel, eski ve yeni politikacı katıldı.
Katılımcılar arasında Oxford, Cambridge, Harvard üniversitelerinden siyasal konularda uzman kişiler de konuşmalar yapması ise altının çizilmesi gereken en önemli konudur. Zira bu üniversiteler ve bulundukları ülkelerin Kürt politikası ve bölgede oluşturulmak istedikleri "BÜYÜK KÜRDİSTAN DEVLETİ" projeleri alenen biliniyor.
Türkiye'den ise eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, Gelecek Partisi'nden milletvekilleri ve Diyarbakır'dan eski milletvekili Haşim Haşimi ve bu dönemde Çevre ve şehircilik Bakanlığı komisyon üyesi Galip Ensarioğlu da toplantıya katıldı.
Özellikle her ne kadar Ahmed Davutoğlu'nun Mesut Barzani tarafından özel davet edildiği açıklansa da Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bahçeli'nin isteğiyle katılma ihtimali çok yüksek.
Naçizane 2018 yılında Mahalli İdareler seçimi sırasında Apo'nun mektubu okunduğunda kaleme aldığım (Şanlıurfa Olay Gazetesinde ki köşemde) "YENİ BİR ÇÖZÜM SÜRECİ İLE TANIŞABİLİRİZ!" diyerek o tarihteki yazımda şu ifadeleri kullanmıştım.
"Neden hiç kimse Binali YILDIRIM'ın İstanbul seçimlerini kaybetmesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a terör örgütü lideri Apo üzerinden 'Apo'nun mektubu' ile ilgili kimlerin komplo kurduğu veya yol haritası çizdiği konusunda kafa yormuyor ?
Örneğin Apo'nun mektup meselesi ortaya atıldıktan sonra ve Cumhurbaşkanı ERDOĞAN'a TV'lerde 'HDP ve PKK artık Apo'yu dinlemiyor" dedirterek adeta Apo'yu legalleştirme çabaları ile kaybedilen' İstanbul seçiminde' Akparti ve onun Cumhur ortağı MHP içerisindeki Milliyetçi kesimden ne kadar oy kaybı olup olmadığı hakkında kimse bunu sorgulamıyor ?
Acaba birileri ERDOĞAN'a APO üzerinden bir tuzak mı kurdu ve AKPARTİ yeniden daha önce denediği 'çözüm sürecini' yeni bir isim ile bu kez PKK ve HDP ile değil de APO ile mi müzakereye hazırlanıyor ? Zira eski Başbakan Yardımcısı ve şimdilerde yeni oluşturulan Cumhurbaşkanlığı Yüksek istişare kurulu üyeliğine getirilen Bülent ARINÇ'ın 2016 yılı içerisinde Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin başkenti Erbil'de yayın yapan ve Barzani'ye yakınlığı ile bilinen 'Kürdistan 24' TV'ye verdiği mülakatta "kamu güvenliği tesis edildikten sonra yeni şartlar ile isminden başlayarak belki pek çok şeyi de değiştirmek suretiyle yeni bir çözüm sürecine ihtiyaç var. Şimdi şüphesiz yeni süreçte Öcalan ve İmralı olacaktır ve olmalıdır. Yani hem örgüt, hem Kürt halkı üzerinde Öcalan'ın olumlu bir etkisi olacağını ben şahsen düşünüyorum. Ancak siyasi temsil konusunda HDP olmalı mıdır, buna bir karar vermek lazım. Benim kanaatim HDP bir siyasi aktör olarak kalabilir de ama bugünü kadar yaptığı işlerden hiç bir fayda olmadığına göre onun yerine Öcalan'ın da onay vereceği başka siyasetçiler de olabilir. Çünkü bir temsil ve bir araya gelme söz konusu olduğunda bunu Öcalan'ın itibar ettiği siyasetçileri koymak lazım." açıklamaları bugün ete kemiğe büründü ve Devlet Bahçeli eliyle yeni bir çözüm süreci yeni sürpriz aktörlerle yeniden masaya yatırıldı.!!!
Ez cümle bölgemizde yeni hareketlenmeler var ve bu proje içerisinde Kürd meselesi ise en önemli sorun. Hem Türkiye, hem İran ve Dolayısıyla Suriye'nin de bu konuya Fransız kalmaları mümkün değil ve 2013 yılında başlayan ancak akamete uğrayan çözüm süreci bu kez yeni aktörler ve yeni muhataplarıyla çözüm bekliyor. Devlet Bahçeli'nin üzerinden bunu uygulamaya sokmaları bakalım Türkiye için hayır mı olacak yoksa şer mi?
Önümüzdeki süreçlerde Erol Taş olarak görülen PKK'nın terör örgütü lideri Apo'yu Hulusi Kentmen rolü ile görürsek şaşırmamak gerekir.
Umut ediyorum ki, bu durum tamamen Bahçeli'nin ve Semih Yalçın'ın beyan ettiği şekilde terörün bitirilmesine yönelik bir hamleyi içeriyordur.!!!
Umarım pimi ancak mutlak surette çözülmesi gereken bu projenin Türkiye'nin toprak bütünlüğüne zarar vererek Siyonizmin bölgedeki menfaatleri doğrultusunda yürürlüğe sokulan ve 22 ülkenin bölünmesini içeren emperyalist BOP Projesin hizmet etmeyi içermiyordur.!!!
ABD’nin burnumuzun dibinde 40 kilometrelik mesafedeki Dedeağaç'da üs kurması, İsrail’in Doğu Akdeniz' de GKRY, Mısır ve Ürdün ile MEB anlaşmalarına imza atması ve Arap ülkeleriyle yakınlaşması ve KKTC'nin 'TEK DEVLETLİ BİR YAPIYA " dönüştürülme projesini içeren ANNAN Planının masada olduğu bir süreçte çözüm sürecinin yeniden masaya yatırılması umarım gerçekten terörün durmasına ve emperyalizmin planlarının çöpe atılmasını içeriyordur. Aksini düşünmek bile istemiyorum.!!!
Şemseddin Kaya
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Şemsettin Kaya
"KÖTÜ ADAM" EROL TAŞ'DAN "İYİ ADAM" HULUSİ KENTMEN İMAJI TUTAR MI?
Tüm Türkiye, geçtiğimiz aylarda MHP Genel Başkanı sayın Devlet Bahçeli' nin ağzından İmralı sakini terör örgütü lideri Apo'nun TBMM'de konuşması konusunda çağrı yaparak PKK'nın silah bırakmasını istediği gurup toplantısında pimi çekilmiş bombayı Türkiye gündemine atarak yeniden çözüm sürecini tartışmaya açtığı ile yatıp kalkmaya başladı.!
Cumhur ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bugün Partisinin grup Toplantısında yine çok önemli ve ses getirecek açıklamalarda bulundu.!!!
Devlet Bahçeli:
"Silah seçenek değil, kucaklayıcı siyaset hedefimizdir. El ele verip terörü gündemimizden çıkarmalıyız.
İmralı'yla DEM Grubu arasında yüz yüze temasın gecikmeksizin yapılmasını bekliyor, çağrımızı kararlılıkla tekrarlıyoruz” açıklamasında bulundu.
Bu açıklamanın hemen akabinde DEM Parti Eş Başkanı Tuncer Bakırhan, Öcalan ile görüşmek için Adalet Bakanlığına başvuracağını açıkladı.!
MHP gurup toplantısı sonrası basın nensuplarının sorularını cevaplayan Devlet Bahçeli, 'Ahmet Türk ile görüşme olur mu' sorusuna
"Güneydoğu'da değerli bir şahsiyet. Görüşme arzusu taşırlarsa her zaman görüşebiliriz. Ağaların kapısı açık olur, aşı da bol olur" diye cevapladı.
Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı iken geçenlerde görevden alınarak yerine Kayyım atanan Ahmet Türk ise, Devlet Bahçeli'nin kendisine yönelik "Görüşme arzusu taşırlarsa her zaman görüşebiliriz" sözleriyle vevap verdi.
Hatırlanacağı üzere Devlet Bahçeli, bundan önceki seçimde Ahmet Türk Mardin Belediye Başkanı iken cezaevine atılmış bir süre yattıktan sonra Devlet Bahçeli devreye girerek sağlık problemleri nedeniyle Ahmet Türk'ün cezaevinden tahliyesini sağlamıştı.
Tüm bu gelişmeler ışığında bu durum bize şunu gösteriyor ki yeniden ama bir başka isimle ve yeni aktörlerle "Yeni Bir Çözüm Süreci" masada ve bu sürecin Bahçeli (Apo'nun da dahil edildiği) eliyle dizayn ettirilerek hızla masaya geleceğinin bir izdüşümü.
Yine bu konuyla alakalı olarak iki gün önce
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın'ın Devlet Bahçeli’nin ‘Öcalan’ çağrısı hakkında,
“Bu işin şakası yoktur. Bu gidişatta Cumhur İttifakı bu işi gerçekleştirdiğinde, terörle mücadele 40 yıl sonra tamamen bitecektir, ekonomi düzelecektir, işsizlere iş sağlanacaktır” açıklaması adeta bir kırılma noktasıdır.
Ez cümle T C. Devletinin üst aklı tıpkı daha önceki 2013 yılında başlatılan dönemin Çözüm sürecinde olduğu gibi (dönemin Başbakanı şimdinin Cumhurbaşkanı Erdoğan "Bu meselenin çözümü için istemeye istemeye Baldıran zehiri içtik ancak çözmek zorundayız") bu sorunu yeniden masaya yatırdı.
Ancak bu kez çok daha büyük bir taktik ile (Uluslarası boyutunu bilemiyorum) ve üst akıl ile devreye 2013 yılında bu soruna ayak direterek ip atan Devlet Bahçeli ve Partisine mensup tüm MYK üyelerini sokarak adeta radikal bir karar almış gibi gözüküyor.
Ayrıca CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in Bahçeli’nin ‘İmralı’ sözlerine ‘kırmızı çizgimiz var’ deyip toptancı ve "REDDİYECİ" Bir bakış açısı ile değil, "bu Taslak masaya gelsin bakarız" demeye getirerek Çözüm sürecine ayak diretmeyeceklerinin adeta bir izdüşümü.
Yine çok önemli bir başka gelişme ise 22 Kasım'da Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin (IKB) Duhok şehrinde, Duhok Amerikan Üniversitesi tarafından bu yıl 5'incisi yapılan ve 2 gün süren "Ortadoğu Barışı ve Güvenlik Toplantısı" ile Türkiye'de yeniden çözüm sürecinin ortaya atılması ve Devlet Bahçeli'nin Apo'yu TBMM'de konuşmaya davet eden açıklaması ve sonraki ve bugünkü Gurup toplantısında yaptığı çıkışlar birbirinden bağımsız hamleler değil, önceden planlanmış bir süreci içeriyor.
Duhok’taki Toplantıya, Irak Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Dışişleri Bakanı, Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin Kurucu Başkanı Mesut Barzani, Başbakan Mesut Barzani olmak üzere, dünyanın dört bir yanından çok sayıda yazar, entelektüel, eski ve yeni politikacı katıldı.
Katılımcılar arasında Oxford, Cambridge, Harvard üniversitelerinden siyasal konularda uzman kişiler de konuşmalar yapması ise altının çizilmesi gereken en önemli konudur. Zira bu üniversiteler ve bulundukları ülkelerin Kürt politikası ve bölgede oluşturulmak istedikleri "BÜYÜK KÜRDİSTAN DEVLETİ" projeleri alenen biliniyor.
Türkiye'den ise eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, Gelecek Partisi'nden milletvekilleri ve Diyarbakır'dan eski milletvekili Haşim Haşimi ve bu dönemde Çevre ve şehircilik Bakanlığı komisyon üyesi Galip Ensarioğlu da toplantıya katıldı.
Özellikle her ne kadar Ahmed Davutoğlu'nun Mesut Barzani tarafından özel davet edildiği açıklansa da Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bahçeli'nin isteğiyle katılma ihtimali çok yüksek.
Naçizane 2018 yılında Mahalli İdareler seçimi sırasında Apo'nun mektubu okunduğunda kaleme aldığım (Şanlıurfa Olay Gazetesinde ki köşemde) "YENİ BİR ÇÖZÜM SÜRECİ İLE TANIŞABİLİRİZ!" diyerek o tarihteki yazımda şu ifadeleri kullanmıştım.
"Neden hiç kimse Binali YILDIRIM'ın İstanbul seçimlerini kaybetmesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a terör örgütü lideri Apo üzerinden 'Apo'nun mektubu' ile ilgili kimlerin komplo kurduğu veya yol haritası çizdiği konusunda kafa yormuyor ?
Örneğin Apo'nun mektup meselesi ortaya atıldıktan sonra ve Cumhurbaşkanı ERDOĞAN'a TV'lerde 'HDP ve PKK artık Apo'yu dinlemiyor" dedirterek adeta Apo'yu legalleştirme çabaları ile kaybedilen' İstanbul seçiminde' Akparti ve onun Cumhur ortağı MHP içerisindeki Milliyetçi kesimden ne kadar oy kaybı olup olmadığı hakkında kimse bunu sorgulamıyor ?
Acaba birileri ERDOĞAN'a APO üzerinden bir tuzak mı kurdu ve AKPARTİ yeniden daha önce denediği 'çözüm sürecini' yeni bir isim ile bu kez PKK ve HDP ile değil de APO ile mi müzakereye hazırlanıyor ? Zira eski Başbakan Yardımcısı ve şimdilerde yeni oluşturulan Cumhurbaşkanlığı Yüksek istişare kurulu üyeliğine getirilen Bülent ARINÇ'ın 2016 yılı içerisinde Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin başkenti Erbil'de yayın yapan ve Barzani'ye yakınlığı ile bilinen 'Kürdistan 24' TV'ye verdiği mülakatta "kamu güvenliği tesis edildikten sonra yeni şartlar ile isminden başlayarak belki pek çok şeyi de değiştirmek suretiyle yeni bir çözüm sürecine ihtiyaç var. Şimdi şüphesiz yeni süreçte Öcalan ve İmralı olacaktır ve olmalıdır. Yani hem örgüt, hem Kürt halkı üzerinde Öcalan'ın olumlu bir etkisi olacağını ben şahsen düşünüyorum. Ancak siyasi temsil konusunda HDP olmalı mıdır, buna bir karar vermek lazım. Benim kanaatim HDP bir siyasi aktör olarak kalabilir de ama bugünü kadar yaptığı işlerden hiç bir fayda olmadığına göre onun yerine Öcalan'ın da onay vereceği başka siyasetçiler de olabilir. Çünkü bir temsil ve bir araya gelme söz konusu olduğunda bunu Öcalan'ın itibar ettiği siyasetçileri koymak lazım." açıklamaları bugün ete kemiğe büründü ve Devlet Bahçeli eliyle yeni bir çözüm süreci yeni sürpriz aktörlerle yeniden masaya yatırıldı.!!!
Ez cümle bölgemizde yeni hareketlenmeler var ve bu proje içerisinde Kürd meselesi ise en önemli sorun. Hem Türkiye, hem İran ve Dolayısıyla Suriye'nin de bu konuya Fransız kalmaları mümkün değil ve 2013 yılında başlayan ancak akamete uğrayan çözüm süreci bu kez yeni aktörler ve yeni muhataplarıyla çözüm bekliyor. Devlet Bahçeli'nin üzerinden bunu uygulamaya sokmaları bakalım Türkiye için hayır mı olacak yoksa şer mi?
Önümüzdeki süreçlerde Erol Taş olarak görülen PKK'nın terör örgütü lideri Apo'yu Hulusi Kentmen rolü ile görürsek şaşırmamak gerekir.
Umut ediyorum ki, bu durum tamamen Bahçeli'nin ve Semih Yalçın'ın beyan ettiği şekilde terörün bitirilmesine yönelik bir hamleyi içeriyordur.!!!
Umarım pimi ancak mutlak surette çözülmesi gereken bu projenin Türkiye'nin toprak bütünlüğüne zarar vererek Siyonizmin bölgedeki menfaatleri doğrultusunda yürürlüğe sokulan ve 22 ülkenin bölünmesini içeren emperyalist BOP Projesin hizmet etmeyi içermiyordur.!!!
ABD’nin burnumuzun dibinde 40 kilometrelik mesafedeki Dedeağaç'da üs kurması, İsrail’in Doğu Akdeniz' de GKRY, Mısır ve Ürdün ile MEB anlaşmalarına imza atması ve Arap ülkeleriyle yakınlaşması ve KKTC'nin 'TEK DEVLETLİ BİR YAPIYA " dönüştürülme projesini içeren ANNAN Planının masada olduğu bir süreçte çözüm sürecinin yeniden masaya yatırılması umarım gerçekten terörün durmasına ve emperyalizmin planlarının çöpe atılmasını içeriyordur. Aksini düşünmek bile istemiyorum.!!!
Şemseddin Kaya