" Veli sandık, çıktı deli
Deli sandık, çıktı veli "
Bir insanı çok sever; yahut çok nefret edebilirsiniz...Bu duygularınız, o kişinin karakteristik özellikleri açısından bir belirleyiciliği varit kılamaz.
Sevdiğiniz bir insanı çok sevmenize karşın ; bir başkası tam tersi bir duygu içinde olabilir... Her iki durum, bir insanın öznel yapısıyla ilgili menfi veya müsbet, bir veriyi açığa çıkarmaya yetmez...
Kişi ne ise odur..! Hiç bir zaman kendi ruhsal kimliğini ortaya çıkarmaz. Böyle bir durum, kişinin tamamen kontrolünde olup, bir bakıma kendini savunma içgüdüsü ile ilgili bir halet-i ruhiyedir.
Herkes duygu hazinesini içinde taşır...O hazineye ulaşmak için bir yola girmek; sadece abesle iştigal gibi beyhude bir çabayı söz konusu yapar...
Belki zaman içinde işlediği ameller, yaptığı menfi veya müspet işler, söylediği bir takım sözler itibariyle kişi ; kendisi ile ilgili bir takım ipuçları gözler önüne serebilir.
Ziya Paşa'nın da dediği gibi:
"Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz/ Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde."
Bugün muhabbet duyduğunuz kişiden, nefret etmeniz de mümkün!
Bazen olumlu duyguların yerini; olumsuz duygular alabilir. Buda üzülmeniz için yeterli bir nedendir.
Göklere çıkardığınız kişiyi; yarın nefretinizle boğmak gibi bir halet-i ruhiye içinde arz-ı endam edebilirsiniz...
Esas olan 'beşer şaşar' kaidesine tevekkülle ; insanları muhabetinizle aşırıya kaçıp, İlahlaştırmamaktır...
Demem o ki;
Siz siz olun, ilerde olası keşkeler girdabına kapılıp, kaybolmayın..!
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Mustafa Kaplan
YANILSAMA
" Veli sandık, çıktı deli
Deli sandık, çıktı veli "
Bir insanı çok sever; yahut çok nefret edebilirsiniz...Bu duygularınız, o kişinin karakteristik özellikleri açısından bir belirleyiciliği varit kılamaz.
Sevdiğiniz bir insanı çok sevmenize karşın ; bir başkası tam tersi bir duygu içinde olabilir... Her iki durum, bir insanın öznel yapısıyla ilgili menfi veya müsbet, bir veriyi açığa çıkarmaya yetmez...
Kişi ne ise odur..! Hiç bir zaman kendi ruhsal kimliğini ortaya çıkarmaz. Böyle bir durum, kişinin tamamen kontrolünde olup, bir bakıma kendini savunma içgüdüsü ile ilgili bir halet-i ruhiyedir.
Herkes duygu hazinesini içinde taşır...O hazineye ulaşmak için bir yola girmek; sadece abesle iştigal gibi beyhude bir çabayı söz konusu yapar...
Belki zaman içinde işlediği ameller, yaptığı menfi veya müspet işler, söylediği bir takım sözler itibariyle kişi ; kendisi ile ilgili bir takım ipuçları gözler önüne serebilir.
Ziya Paşa'nın da dediği gibi:
"Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz/ Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde."
Bugün muhabbet duyduğunuz kişiden, nefret etmeniz de mümkün!
Bazen olumlu duyguların yerini; olumsuz duygular alabilir. Buda üzülmeniz için yeterli bir nedendir.
Göklere çıkardığınız kişiyi; yarın nefretinizle boğmak gibi bir halet-i ruhiye içinde arz-ı endam edebilirsiniz...
Esas olan 'beşer şaşar' kaidesine tevekkülle ; insanları muhabetinizle aşırıya kaçıp, İlahlaştırmamaktır...
Demem o ki;
Siz siz olun, ilerde olası keşkeler girdabına kapılıp, kaybolmayın..!