Son çeyrekte toplum olarak, geçmişten farklı bir sosyal yaşamın içinde bulduk kendimizi.

Zira çok hızlı, ani bir değişim yaşadık. Bu farklılık, sosyal kültürel değişimden öte bir şey!

Bunu, sosyal kültürel tükeniş olarak ifade etmek sanki daha doğru olur. Öyle ki yeni neslin neredeyse tamamı, toplumun temel yapısı "Aile'nin" inşası ve devamını sağlayan kültürel ögeleri anlamlı bulmuyor, adeta geçmişle gelecek arasındaki zincir halkasını kırıp atıyor.

Pekiyi, geçmişten bugüne kadar oluşmuş maddi ve manevi değerler ile kültürel yapılar yeni nesiller tarafından içselleştirilmez ve devam ettirilmezse toplum varlığını sürdürebilir mi?

Öyleyse küresel programların sosyal kültürel yapımızı yok etmesine izin vermemeliyiz.

Bunun için milli bir tutum ve duruş geliştirmeliyiz!

Özümüze; iyi ahlakın, merhametin, sevginin, mertliğin, dayanışmanın, paylaşmanın, dürüstlüğün, iffetin, izzetin, misafirperverliğin, kardeşliğin membasına, medeniyetimize geri dönmeli ve sosyal kültürel yapımızın temeli "Aile'yi" yıkılmaz bir kale yapmalıyız.

Halit AÇAR