Kim neyi savunuyor, kimi sahipleniyor?

Bu toplumda herkes imanı gibi bilir ki çıkar ve işbirliği olmasa gerçek haklı ve mağdur birisi için bu denli bir sahiplenme olmaz!

Bugün yaşananlar gösteriyor ki ideoloji olarak birbirine zıt gibi görünen siyasi partiler herhalde arka planda bir merkeze bağlılar.
Zira, toplumsal değerlerimiz için asla bir araya gelmezler, fakat devlet ve toplumun değerlerine karşıt olmada can canalar. Devlet ve millet umuruna sahip değiller. Kendileri için oluşturdukları konforlu alanlar için, Millet olarak bize ait olanı diledikleri gibi harcıyor, kendileri için işlemez hale getirdikleri hukukla bizlere tahakküm ediyorlar.
Dünyanın hiç bir ülkesinde bizimki gibi kavgalı, gerilimli; kaotik bir yaşam yok. Oysa Anayasadaki ifadesiyle kanun önünde herkes eşit olmalı; herkesin milli gurur ve iftiharlarda, sevinç ve kederlerde, milli varlığa karşı hak ve ödevlerde, nimet ve külfetlerde, millet hayatının her türlü tecellisinde ortak olduğu, birbirinin hak ve hürriyetlerine kesin saygı, karşılıklı içten sevgi ve kardeşlik duygularıyla huzurlu bir hayat hakkı olması lazım gelmez mi? Milletçe talep edeceğimiz bunlar olmalıdır. Bunun için, kirli siyaseti ve milletimizin öz evlatlarından olduğundan emin olmadığımız siyasetçileri red etmek ve milli duyguları güçlü, samimi ve dürüst kimseleri desteklemek gerekir.