Ne muazzam bir rahmet; insan nehir misali hızla akan hayatın akışına kendisini kaptırırken, bir nefes, bir liman oluyor Ramazan.
Zihnen, ruhen ve bedenen arınma; mananın farkına varma, yenilenme imkanı veriyor.
Sağanak sağanak yüreklere merhamet ve muhabbet yağıyor. Birleştirici hikmetiyle kırılmışlıkları ve dağılmışlıkları toparlıyor.
Önceki yıl Ülkemizde yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremin yıkımı ve acısı tazeliğini korurken,
Terörist İsrael'in kutsal beldelerimize barbarca saldırıları; yıllardır masum ve mazlum Filistinlileri vahşice katlediyor olması; sosyal, siyasal ve ekonomik bozulmalar sebebiyle milletçe derin teessüre gark olmuştuk.
Emperyalist kapitalist sistemin bütün argümanlarıyla hakim olduğu dünyada ve ülkemizde, yazık ki toplumca maddeci ve bireyci yaşama yöneldik. Haz ve bağımlılık üzerine inşa edilmiş; insanı, insan vasfından uzaklaştırıp, yönlendirilen mekanik ve uyuşuk bir varlık haline sürükleyen; empoze edilen yaşam biçimini nasıl da kolayca benimsedik!
Kültürümüz, kimliğimiz ve şahsiyetimiz yok olmakta.
Azgın bir grup nsan eliyle dünyada oluşturulan; azgınlık ve aşırılık düzeni içerisinde savruluyoruz.
İnsan, emperyalist, kapitalist sistemin dayattığı bu acımasız düzende mutluluğa ulaşabilir mi?
Tüm insani değerleri yıkıma uğratan ve insanı maddeci insan tipine yönelten bir sistemin hegemonyasına tamamen girmeye, kabul edilmiş bir çaresizlikle devam mı edilmeli?
Yoksa Ramazan’ın Rahmet atmosferinde her şeyi yoktan var eden Allah'ın, insanlığın saadeti için gönderdiği rehberin mesajlarını yeniden hatırlama ve içselleştirme imkanı bulmuşken, maddeci ve mekanik yaşam red mi edilmeli?
Zira duygusuz, sevgisiz, merhametsiz, şefkatsiz; güvensiz ve ülfetsiz yaşanmaz.
Yüreklerimiz daralmıştı!
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Halit Açar
Bir nefes bir liman
Ne muazzam bir rahmet; insan nehir misali hızla akan hayatın akışına kendisini kaptırırken, bir nefes, bir liman oluyor Ramazan.
Zihnen, ruhen ve bedenen arınma; mananın farkına varma, yenilenme imkanı veriyor.
Sağanak sağanak yüreklere merhamet ve muhabbet yağıyor. Birleştirici hikmetiyle kırılmışlıkları ve dağılmışlıkları toparlıyor.
Önceki yıl Ülkemizde yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremin yıkımı ve acısı tazeliğini korurken,
Terörist İsrael'in kutsal beldelerimize barbarca saldırıları; yıllardır masum ve mazlum Filistinlileri vahşice katlediyor olması; sosyal, siyasal ve ekonomik bozulmalar sebebiyle milletçe derin teessüre gark olmuştuk.
Emperyalist kapitalist sistemin bütün argümanlarıyla hakim olduğu dünyada ve ülkemizde, yazık ki toplumca maddeci ve bireyci yaşama yöneldik. Haz ve bağımlılık üzerine inşa edilmiş; insanı, insan vasfından uzaklaştırıp, yönlendirilen mekanik ve uyuşuk bir varlık haline sürükleyen; empoze edilen yaşam biçimini nasıl da kolayca benimsedik!
Kültürümüz, kimliğimiz ve şahsiyetimiz yok olmakta.
Azgın bir grup nsan eliyle dünyada oluşturulan; azgınlık ve aşırılık düzeni içerisinde savruluyoruz.
İnsan, emperyalist, kapitalist sistemin dayattığı bu acımasız düzende mutluluğa ulaşabilir mi?
Tüm insani değerleri yıkıma uğratan ve insanı maddeci insan tipine yönelten bir sistemin hegemonyasına tamamen girmeye, kabul edilmiş bir çaresizlikle devam mı edilmeli?
Yoksa Ramazan’ın Rahmet atmosferinde her şeyi yoktan var eden Allah'ın, insanlığın saadeti için gönderdiği rehberin mesajlarını yeniden hatırlama ve içselleştirme imkanı bulmuşken, maddeci ve mekanik yaşam red mi edilmeli?
Silkelensek! Ramazan-ı Şerifi milad yapıp özümüze; iyi ahlakın, merhametin, sevginin, mertliğin, dayanışmanın, paylaşmanın, dürüstlüğün, iffetin, izzetin, misafirperverliğin, kardeşliğin membasına, medeniyetimize geri dönsek!
Zira duygusuz, sevgisiz, merhametsiz, şefkatsiz; güvensiz ve ülfetsiz yaşanmaz.
Yüreklerimiz daralmıştı!