Kayseri'deki aile vakası ve diğerleri sosyal yapı ve kültürel dokumuzun ne denli aşındığını açık şekilde gözler önüne sermektedir.
Bozulmanın, yıkım derecesinde olduğunu görmek lazımdır.
Toplum olarak sosyal ve kültürel bakımdan gelinen noktada hemen herkes, ahlaki bozulmadan; ümit ve güven kaybından yakınmaktadır.
Mevcut hal, sosyal kültürel tükeniş olarak ifade edilmektedir.
Öyle ki yeni neslin neredeyse tamamı, toplumun temel yapısı "Aile'nin" inşası ve devamını sağlayan kültürel ögeleri anlamlı bulmuyor, adeta geçmişle gelecek arasındaki zincir halkasını kırıp atıyor.
Geçmişten bugüne kadar oluşmuş maddi ve manevi değerler ile kültürel yapıların yeni nesiller tarafından artık neredeyse ret edildiğine şahit oluyoruz.
Endişemiz o ki aile kurumu yok olabilir, toplum olarak dağılabiliriz.
Zira, medya ve sosyal programların yıkıcı etkisi,ailenin korunmasına yönelik çalışmalardan çok daha etkili olmaktadır.
Tv programlarının ahlaki değerlere aykırı vakaları gözler önüne sermeleri, ahlaki ve toplumsal değerlere yönelik hassasiyeti kaldırarak, kanıksamaya yol açmıştır.
Neredeyse toplumda hassasiyet kalmadı.
Bu durum, toplumsal gelecek açısından son derece kaygı vericidir.
Öyleyse küresel programların, sosyal kültürel yapımızı yok etmesine karşı tedbirler almalıyız.
Meseleye ciddiyetle yaklaşıp, gerekli ehemmiyeti ve duyarlılığı göstermeliyiz.
İyi ahlak, merhamet, sevgi, mertlik, dayanışma, paylaşma, dürüstlük, iffet, izzet, misafirperverlik, kardeşlik gibi değerleri yüceltmeli, sosyal kültürel yapımızın ve toplumsal yapımızın temeli "Aile'yi" hakkıyla korumalıyız.
Halit AÇAR
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Halit Açar
Aileyi hakkıyla korumalıyız
Kayseri'deki aile vakası ve diğerleri sosyal yapı ve kültürel dokumuzun ne denli aşındığını açık şekilde gözler önüne sermektedir.
Bozulmanın, yıkım derecesinde olduğunu görmek lazımdır.
Toplum olarak sosyal ve kültürel bakımdan gelinen noktada hemen herkes, ahlaki bozulmadan; ümit ve güven kaybından yakınmaktadır.
Mevcut hal, sosyal kültürel tükeniş olarak ifade edilmektedir.
Öyle ki yeni neslin neredeyse tamamı, toplumun temel yapısı "Aile'nin" inşası ve devamını sağlayan kültürel ögeleri anlamlı bulmuyor, adeta geçmişle gelecek arasındaki zincir halkasını kırıp atıyor.
Geçmişten bugüne kadar oluşmuş maddi ve manevi değerler ile kültürel yapıların yeni nesiller tarafından artık neredeyse ret edildiğine şahit oluyoruz.
Endişemiz o ki aile kurumu yok olabilir, toplum olarak dağılabiliriz.
Zira, medya ve sosyal programların yıkıcı etkisi,ailenin korunmasına yönelik çalışmalardan çok daha etkili olmaktadır.
Tv programlarının ahlaki değerlere aykırı vakaları gözler önüne sermeleri, ahlaki ve toplumsal değerlere yönelik hassasiyeti kaldırarak, kanıksamaya yol açmıştır.
Neredeyse toplumda hassasiyet kalmadı.
Bu durum, toplumsal gelecek açısından son derece kaygı vericidir.
Öyleyse küresel programların, sosyal kültürel yapımızı yok etmesine karşı tedbirler almalıyız.
Meseleye ciddiyetle yaklaşıp, gerekli ehemmiyeti ve duyarlılığı göstermeliyiz.
İyi ahlak, merhamet, sevgi, mertlik, dayanışma, paylaşma, dürüstlük, iffet, izzet, misafirperverlik, kardeşlik gibi değerleri yüceltmeli, sosyal kültürel yapımızın ve toplumsal yapımızın temeli "Aile'yi" hakkıyla korumalıyız.
Halit AÇAR