Medya bulunduğu ilin gelişiminde halkın sesi olarak, çözülemeyen bir çok sorunu, basın yoluyla çok hızlı bir şekilde hizmete
dönüşmesine aracılık yapmaktadır.
Basın hakikatleri yazmaya memurdur.
Yapılan haber kişilerin lehine ve yahut aleyhine olabilir.
Basın bunla ilgilenmez,
Hakikatle ilgilenir.
Örneğin:Siyasi bir erkin, lehine olan bir haber, gün gelir aleyhine dönüşebilir.
Bürokrat ve siyasi erklerin görevi hizmet yapmakken,
Basının görevi sorunları yazmaktır.
Basın halkın lehine çalışır.
Halkın gözüyle bakar.
Halkın gözüyle sorgular.
Basın siyasi ve bürokrasiyle
Toplumsal ve ulusal kaygı ve değerler de aynı platformda bir araya gelebilir.
Ortak dil üretilebilir.
Ama basın gerçekte
Etik ahlak ve
Hakikatle ilgilenir.
Halkın aynasıdır.
Halkın içinde her kesimden zihniyete hitap eder..
Kimin lehine,
Kimin aleyhine olması basını bağlamaz.
Basın kendisine ulaşan, bilgi ve belgeleri iftira, karalama olmaksızın
Yazmak ve bütüne aktarmakla görevlidir.
Akla şu gelebilir.
Yazdıklarınızın doğruluğunu ne belirler?
Basın olarak yazdıklarınız da
özgürmüsünüz?
Ya da neye göre,kime göre özgürsünüzdür?
Sizin doğruyu ,hakikati yazan bir gazeteci olmanızın sizin doğrunuzla alakası yoktur.
Doğrunuzun siyasi erk ile çatışıp-çatışmadığı ile alakası vardır.
Bir misal verecek olursak
Diyelimki 28 şubatta bugün savunduklarınız yazsaydınız, o günün muhalif
gazetecisi olarak anılırdınız.
Bu şu demektir.
Tarafsız Gazeteci yoktur.
Her ideoloji ve fikirden etkilenmiş gazeteci muhakkak vardır.
Zaten gazeteci demek, fikir adamı demektir
Ve yazarında kendine ait savunduğu bir fikri, inancı, ideolojisi muhakkak vardır ve
yazılarıyla da o bakış açısını yansıtır.
Örneğin:
Cumhuriyet Gazetesi (Aşırı sol)
Akit Gazetesi (Aşırı sağ) olarak bilinir.
Peki kime göre sağ, kime göre sol.
Akit dünün muhalif gazetesi iken, bugün yandaş gazete olarak
anılmaktadır.
Cumhuriyet Gazetesi de dünün yandaş gazetesi iken,bugünkü muhalif gazetesi olarak
bilinmektedir.
Oysa bu gazeteler dün neyse, bugünde aynı minval üzere yazı yazan gazetelerdir.
Peki onları muhalif ve yandaş yapan nedir?
Yazdıkları doğrular mı?
Yada gelen hükümetin ideolojisi mi?
Gazetenin ve yazarın yandaş veya muhalif bir gazeteci olmasını,
hükümetin hayata geçirdiği ideolojik politikası belirler.
Ona göre
Ya muhalif
Yada yandaş gazete olursunuz.
Özgürlüğünüzde yine buna göre şekillenir.
Ya özgürsünüzdür.
Ya da değilsinizdir.
Bugün özgür basın olmak için,
Kendi ideolojisinden ve partisinden olsun veyahut olmasın, gördüğü yanlışı yazdığı gibi
etik ahlak çerçevesinde gördüğü doğruyu yazmakla mükelleftir.
Sadece yanlışları yazmak doğru olmadığı gibi, sadece gördüğü doğruları yazmakta doğru
değildir.
Bir insan bizden değil diye bütün söylediklerini yanlış olduğunu söylemek doğru olmadığı gibi,bu insan bizdendir diye bütün yaptıklarını doğru görmekte doğru değildir.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Dilek Çiftçi
Basın özgürmüdür?
Küresel dünya ,dijital medya olarak karşımıza çıkmaktadır.
Dünya konjonktüründe
Yerel medya, halkın sesini dijital medya ile daha çok kitlelere duyurmaktadır.
Yerelin sorunu, ulusaldan ,Uluslararası arenaya taşınabilmektedir.
Bu da yerel basını
Uluslararası platformda daha güçlü yapmaktadır
Yerel sorunlara ışık tutan yerel medyadır.Yerel
Medya bulunduğu ilin gelişiminde halkın sesi olarak, çözülemeyen bir çok sorunu, basın yoluyla çok hızlı bir şekilde hizmete
dönüşmesine aracılık yapmaktadır.
Basın hakikatleri yazmaya memurdur.
Yapılan haber kişilerin lehine ve yahut aleyhine olabilir.
Basın bunla ilgilenmez,
Hakikatle ilgilenir.
Örneğin:Siyasi bir erkin, lehine olan bir haber, gün gelir aleyhine dönüşebilir.
Bürokrat ve siyasi erklerin görevi hizmet yapmakken,
Basının görevi sorunları yazmaktır.
Basın halkın lehine çalışır.
Halkın gözüyle bakar.
Halkın gözüyle sorgular.
Basın siyasi ve bürokrasiyle
Toplumsal ve ulusal kaygı ve değerler de aynı platformda bir araya gelebilir.
Ortak dil üretilebilir.
Ama basın gerçekte
Etik ahlak ve
Hakikatle ilgilenir.
Halkın aynasıdır.
Halkın içinde her kesimden zihniyete hitap eder..
Kimin lehine,
Kimin aleyhine olması basını bağlamaz.
Basın kendisine ulaşan, bilgi ve belgeleri iftira, karalama olmaksızın
Yazmak ve bütüne aktarmakla görevlidir.
Akla şu gelebilir.
Yazdıklarınızın doğruluğunu ne belirler?
Basın olarak yazdıklarınız da
özgürmüsünüz?
Ya da neye göre,kime göre özgürsünüzdür?
Sizin doğruyu ,hakikati yazan bir gazeteci olmanızın sizin doğrunuzla alakası yoktur.
Doğrunuzun siyasi erk ile çatışıp-çatışmadığı ile alakası vardır.
Bir misal verecek olursak
Diyelimki 28 şubatta bugün savunduklarınız yazsaydınız, o günün muhalif
gazetecisi olarak anılırdınız.
Bu şu demektir.
Tarafsız Gazeteci yoktur.
Her ideoloji ve fikirden etkilenmiş gazeteci muhakkak vardır.
Zaten gazeteci demek, fikir adamı demektir
Ve yazarında kendine ait savunduğu bir fikri, inancı, ideolojisi muhakkak vardır ve
yazılarıyla da o bakış açısını yansıtır.
Örneğin:
Cumhuriyet Gazetesi (Aşırı sol)
Akit Gazetesi (Aşırı sağ) olarak bilinir.
Peki kime göre sağ, kime göre sol.
Akit dünün muhalif gazetesi iken, bugün yandaş gazete olarak
anılmaktadır.
Cumhuriyet Gazetesi de dünün yandaş gazetesi iken,bugünkü muhalif gazetesi olarak
bilinmektedir.
Oysa bu gazeteler dün neyse, bugünde aynı minval üzere yazı yazan gazetelerdir.
Peki onları muhalif ve yandaş yapan nedir?
Yazdıkları doğrular mı?
Yada gelen hükümetin ideolojisi mi?
Gazetenin ve yazarın yandaş veya muhalif bir gazeteci olmasını,
hükümetin hayata geçirdiği ideolojik politikası belirler.
Ona göre
Ya muhalif
Yada yandaş gazete olursunuz.
Özgürlüğünüzde yine buna göre şekillenir.
Ya özgürsünüzdür.
Ya da değilsinizdir.
Bugün özgür basın olmak için,
Kendi ideolojisinden ve partisinden olsun veyahut olmasın, gördüğü yanlışı yazdığı gibi
etik ahlak çerçevesinde gördüğü doğruyu yazmakla mükelleftir.
Sadece yanlışları yazmak doğru olmadığı gibi, sadece gördüğü doğruları yazmakta doğru
değildir.
Bir insan bizden değil diye bütün söylediklerini yanlış olduğunu söylemek doğru olmadığı gibi,bu insan bizdendir diye bütün yaptıklarını doğru görmekte doğru değildir.
Bu sebeple gazeteci vicdanlı olmalıdır.
Ve vicdanını hiçbir şeye satmamalıdır.
Özgürlük birilerinin duymak istediklerini değil,
Yazdıklarınızı vicdan süzgecinden geçirerek yazmaktır.
Hakikate de vicdanla ulaşılır.
O zaman basın özgürdür.
Selam ve dua ile...