Şanlıurfa, tarihin derin izlerini taşıyan, kültürel zenginlikleriyle dolu bir şehir. Ancak ne yazık ki, bu eşsiz şehir bugün, kendi halkının ilgisizliği ve ihmaliyle karşı karşıya. “Urfalılar Urfa’yı hak etmiyor” demek belki sert kaçabilir, ama gerçeği ifade etmekten de geri durmamalıyız.
Bu kentin sokaklarında yürürken, tarihî dokunun bozulduğunu, modern yapılarla doğallığın yerle bir edildiğini görmek mümkün. Şanlıurfa’yı bu hâle getiren ne yazık ki dışarıdan gelenler değil; bizzat kendi sakinleri. Kendi değerine, tarihine, kültürüne yeterince sahip çıkamayan Urfalılar, maalesef bu kente en büyük ihaneti ediyorlar. Bu, sadece fiziki bir tahribat değil; aynı zamanda kültürel ve manevi bir yıkım.
Urfalılar, Şanlıurfa’yı yaşanabilir bir kent yapma sorumluluğunu üstlenmeli. Bu topraklar binlerce yıldır birçok medeniyete ev sahipliği yaptı ve bu mirasın geleceğe aktarılabilmesi, bu güzel şehre sahip çıkan bilinçli bir toplumla mümkün olabilir. Urfa’ya sahip çıkmak, yalnızca Şanlıurfa’da yaşayanların değil, tüm Urfalıların omuzlarında bir yük olarak duruyor.
Kısacası, Urfa ancak halkıyla ayakta kalır. Ve bu şehir, onu gerçekten seven, koruyan ve geliştiren insanları hak ediyor.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Celal Çiftçi
Urfalılar Urfa’yı Hak Etmiyor mu?
Urfalılar Urfa’yı Hak Etmiyor mu?
Şanlıurfa, tarihin derin izlerini taşıyan, kültürel zenginlikleriyle dolu bir şehir. Ancak ne yazık ki, bu eşsiz şehir bugün, kendi halkının ilgisizliği ve ihmaliyle karşı karşıya. “Urfalılar Urfa’yı hak etmiyor” demek belki sert kaçabilir, ama gerçeği ifade etmekten de geri durmamalıyız.
Bu kentin sokaklarında yürürken, tarihî dokunun bozulduğunu, modern yapılarla doğallığın yerle bir edildiğini görmek mümkün. Şanlıurfa’yı bu hâle getiren ne yazık ki dışarıdan gelenler değil; bizzat kendi sakinleri. Kendi değerine, tarihine, kültürüne yeterince sahip çıkamayan Urfalılar, maalesef bu kente en büyük ihaneti ediyorlar. Bu, sadece fiziki bir tahribat değil; aynı zamanda kültürel ve manevi bir yıkım.
Urfalılar, Şanlıurfa’yı yaşanabilir bir kent yapma sorumluluğunu üstlenmeli. Bu topraklar binlerce yıldır birçok medeniyete ev sahipliği yaptı ve bu mirasın geleceğe aktarılabilmesi, bu güzel şehre sahip çıkan bilinçli bir toplumla mümkün olabilir. Urfa’ya sahip çıkmak, yalnızca Şanlıurfa’da yaşayanların değil, tüm Urfalıların omuzlarında bir yük olarak duruyor.
Kısacası, Urfa ancak halkıyla ayakta kalır. Ve bu şehir, onu gerçekten seven, koruyan ve geliştiren insanları hak ediyor.