Siyasetin özü nedir? Halkın çıkarlarını korumak mı, yoksa kişisel ikbalin peşinde koşmak mı? Günümüzde siyaset, ne yazık ki ideallerin “İdeoloji”değil, bireysel menfaatlerin arenası hâline geldi. Artık siyasette dava yok, toplum çıkarı yok; yalnızca bireyin makam hırsı var.
Siyaset, fikirlerin çatıştığı, halkın geleceği için projelerin yarıştığı bir alan olmalıydı. Ancak günümüz siyasetinde fikirden çok mevki ve makam sevdası ön planda. Bir gün bir partide, ertesi gün başka bir partide olmanın adı, kurnazlık değil, halkın güvenini istismar etmektir. Seçmen, kendisine hizmet edeceğine inandığı kişilere oy verirken, ertesi gün o kişinin farklı bir partide mevki arayışına girmesi, sadece siyasetin değil, toplumun da erozyona uğradığını gösteriyor.
Siyasette vefa kalmadı. Düne kadar yanında oldukları insanları, bugün çıkarları uğruna terk edenler, yarın da başka menfaatler uğruna farklı yollar çizecektir. Siyasette duygu kalmadı, topluma hizmet anlayışı silindi; yerine bireysel rant hesapları geldi. Ama unuttukları bir şey var: Allah her şeyi en iyi bilendir.
Seçmen, bu oyunları görmeli ve ona göre hareket etmelidir. Çünkü siyaset, sadece siyasetçilerin değil, oy veren halkın da aynasıdır. Eğer halk, günü kurtarmaya çalışan siyasetçileri desteklemeye devam ederse, gelecekte aynı döngü içinde sıkışıp kalmaya mahkûm olur. Ama eğer ilkeli, gerçekten hizmet etmeye aday olan insanları desteklerse, belki o zaman siyaset yeniden hak ettiği anlamı kazanır.
Celal Çiftçi Köşe Yazısı.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Celal Çiftçi
Siyaset ve İlkesizlik!
Siyasetin özü nedir? Halkın çıkarlarını korumak mı, yoksa kişisel ikbalin peşinde koşmak mı? Günümüzde siyaset, ne yazık ki ideallerin “İdeoloji”değil, bireysel menfaatlerin arenası hâline geldi. Artık siyasette dava yok, toplum çıkarı yok; yalnızca bireyin makam hırsı var.
Siyaset, fikirlerin çatıştığı, halkın geleceği için projelerin yarıştığı bir alan olmalıydı. Ancak günümüz siyasetinde fikirden çok mevki ve makam sevdası ön planda. Bir gün bir partide, ertesi gün başka bir partide olmanın adı, kurnazlık değil, halkın güvenini istismar etmektir. Seçmen, kendisine hizmet edeceğine inandığı kişilere oy verirken, ertesi gün o kişinin farklı bir partide mevki arayışına girmesi, sadece siyasetin değil, toplumun da erozyona uğradığını gösteriyor.
Siyasette vefa kalmadı. Düne kadar yanında oldukları insanları, bugün çıkarları uğruna terk edenler, yarın da başka menfaatler uğruna farklı yollar çizecektir. Siyasette duygu kalmadı, topluma hizmet anlayışı silindi; yerine bireysel rant hesapları geldi. Ama unuttukları bir şey var: Allah her şeyi en iyi bilendir.
Seçmen, bu oyunları görmeli ve ona göre hareket etmelidir. Çünkü siyaset, sadece siyasetçilerin değil, oy veren halkın da aynasıdır. Eğer halk, günü kurtarmaya çalışan siyasetçileri desteklemeye devam ederse, gelecekte aynı döngü içinde sıkışıp kalmaya mahkûm olur. Ama eğer ilkeli, gerçekten hizmet etmeye aday olan insanları desteklerse, belki o zaman siyaset yeniden hak ettiği anlamı kazanır.
Celal Çiftçi Köşe Yazısı.