Merhum Alparslan Türkeş’in şu sözleri, sadece bir dönemin değil, bugünün ve yarının da en temel meselelerini işaret ediyor:
“Bir millet iman ve ahlak ile yaşar. Bir milletin güçlü ve kuvvetli olmasından evvel bir milletin imanlı olması ve ahlaklı olmasına bağlıdır. İmanını kaybeden, ahlaksız bir toplum yok olur gider.”
Bu cümle, toplumların yalnızca ekonomik veya askeri güçle ayakta kalamayacağını, asıl gücün manevi değerlerde ve ahlaki sağlamlıkta olduğunu gösteriyor. Günümüzde sıkça şahit olduğumuz yozlaşma, bireysel çıkarların toplumsal faydanın önüne geçmesi ve etik değerlerin göz ardı edilmesi, bu uyarının ne kadar haklı olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.
Türkeş’in bir diğer önemli vurgusu ise eğitim ve bilimde ilerleme gerekliliği:
“Biz de Amerikalılar gibi, Japonlar gibi, Almanlar gibi dünya çapında bilim adamları yetiştirmeliyiz. Onlar nasıl uzaya gidiyor, nasıl füzeler yapıyor, nasıl nükleer çalışmalar yürütüyor; biz de en kısa zamanda bunları yapabiliyor duruma gelmeliyiz.”
Bu çağrı, sadece geçmişin değil, bugünümüzün de en büyük eksikliklerinden birine parmak basıyor. Üretmeyen, bilimde geri kalan toplumlar bağımsızlıklarını da koruyamazlar. Bugün teknolojiyi sadece tüketen bir toplum olmakla yetinirsek, yarının dünyasında söz sahibi olmamız mümkün değildir.
O halde ne yapmalıyız? Bir yandan ahlaki ve manevi değerlerimizi muhafaza ederken, diğer yandan bilime ve eğitime dört elle sarılmalıyız. Gelecek nesilleri, çağın gereklerine uygun donanımla yetiştirirken, Türklük şuurunu ve inancını da diri tutmalıyız. Ancak o zaman güçlü, bağımsız ve saygın bir millet olabiliriz.
Türkeş’in bu tarihi sözleri sadece bir hatıra değil, bir yol haritasıdır. Önemli olan, bu mirası anlamak ve gereğini yapmaktır.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Celal Çiftçi
Bir millet iman ve ahlak ile yaşar.
Türkeş’in Mesajı ve Bugüne Düşen Payımız
Merhum Alparslan Türkeş’in şu sözleri, sadece bir dönemin değil, bugünün ve yarının da en temel meselelerini işaret ediyor:
“Bir millet iman ve ahlak ile yaşar. Bir milletin güçlü ve kuvvetli olmasından evvel bir milletin imanlı olması ve ahlaklı olmasına bağlıdır. İmanını kaybeden, ahlaksız bir toplum yok olur gider.”
Bu cümle, toplumların yalnızca ekonomik veya askeri güçle ayakta kalamayacağını, asıl gücün manevi değerlerde ve ahlaki sağlamlıkta olduğunu gösteriyor. Günümüzde sıkça şahit olduğumuz yozlaşma, bireysel çıkarların toplumsal faydanın önüne geçmesi ve etik değerlerin göz ardı edilmesi, bu uyarının ne kadar haklı olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.
Türkeş’in bir diğer önemli vurgusu ise eğitim ve bilimde ilerleme gerekliliği:
“Biz de Amerikalılar gibi, Japonlar gibi, Almanlar gibi dünya çapında bilim adamları yetiştirmeliyiz. Onlar nasıl uzaya gidiyor, nasıl füzeler yapıyor, nasıl nükleer çalışmalar yürütüyor; biz de en kısa zamanda bunları yapabiliyor duruma gelmeliyiz.”
Bu çağrı, sadece geçmişin değil, bugünümüzün de en büyük eksikliklerinden birine parmak basıyor. Üretmeyen, bilimde geri kalan toplumlar bağımsızlıklarını da koruyamazlar. Bugün teknolojiyi sadece tüketen bir toplum olmakla yetinirsek, yarının dünyasında söz sahibi olmamız mümkün değildir.
O halde ne yapmalıyız? Bir yandan ahlaki ve manevi değerlerimizi muhafaza ederken, diğer yandan bilime ve eğitime dört elle sarılmalıyız. Gelecek nesilleri, çağın gereklerine uygun donanımla yetiştirirken, Türklük şuurunu ve inancını da diri tutmalıyız. Ancak o zaman güçlü, bağımsız ve saygın bir millet olabiliriz.
Türkeş’in bu tarihi sözleri sadece bir hatıra değil, bir yol haritasıdır. Önemli olan, bu mirası anlamak ve gereğini yapmaktır.