Dijital dünyanın yalayıp yuttuğu değerlerimizi koruyamıyoruz
Dünyanın her tarafında deniz var ama her yerinde göbekli tepe yok!
Öyle bir zamana denk geldik ki.
Adap yok.
Ruh yok.
Saygı yok.
Din yok.
Vicdan yok.
Terbiye yok.
Huzur yok.
Bunlar olmayınca, densiz tavırlarla devir, ben biliyorum ukalalığında artık devir…
Türkü yok
Şiir yok.
Hak yok
Utanma yok.
İnsan değeri yok.
Bir Urfa vardı daha şanlı olmadığı dönemlerdi…
Gitti gider o değerler de biz kaybolmasın diye tarihe not düşelim. Biliyorum okumasınız…
Ama yine de biz asli görevimiz yapalım buyurunuz.
Evet, bir komşu hakkı vardı.
Öyle bir komşu hakkı ki içinde Din var, şefkat var, sevgi var her şeyden önce adap var ( dı)
Bir evde yemek pişti mi mutlaka o yemek üç eve gider (di.) (sınıf ve ırk farkı yok)
Mahallenin diğer ucunda bir vefat etti mi?
Babam tıraş olmaz annem çamaşır yıkamaz (dı)
Mahallenin çocukları, diğer komşunun da çocuğu gibiydi…
Ev ekmeğine sürülen her salça da o evin annesinin duası vardı
Dert dinlenir derman aranırdı, dedikodu hasetlik yok, zengin fakir fakir zengindi.
Adab-ı muaşeret
Urfa evleri (heyatlı) havlulu evlerdi her evde mutlaka (eriş) yani asma ağacı vardı.
Neden biliyor musunuz?
Kuşlar bahar zaman yumurtlar yavruludur ya… Kuşlar meyve yesin diye…
Zira her evde kuş takası vardı. Kuşluk takası vardı (zamanı belirleyen)
İkinci neden, hamile kadınlar genellikle ekşiye aş erer….
Önlem olsun diye her evde koruk meyvesi mutlak var di
Kapı adabı
Urfa evleri kapıları genellikle çift tokmaklıydı ve varaklıydı.
Kapıların iki açısı vardı biri zahirelik , tam açılır diğeri ise konukluk….
İnsan içinden geçsin diye….
Kapının üzerindeki iki tokmaktan biri kadın eli şeklindeydi…
Kadın eli şeklinde olan çalındığında ayrı bir ses çıkarırdır.
Zira o kadın eli şeklindeki tokmak genellikle kadınlar çalardı
Ev sahibi bilirdi ki gelen kişi kadındır, sesinden anlaşılırdı.
Diğer kapı tokmak sesi ise halka şeklindeydi onu da er kişi çalardı…
Ev sahibi bilirdi ki gelen erkektir onun sesi de farklıydı.
Çiçekle mesaj.
Evet, hani bilirsiniz kınıfır bed renk olur türküsünü…
İşte, o türkü tamda onu anlatır, yani çiçekle mesaj olayını.
Bahçeli olan havlulu eveler de mutlaka kınıfır çiçeği yetiştirilirdi.
Bu kınıfır çiçeği kadifemsi etli bir bitki türüydü renge renkti
Moru, kırmızısı, beyazı, mavisi, karası, kısacası her renkte vardı.
Örneğin bir evde taze bir gelin varsa….
Kapının önüne beyaz renkte kınıfır kapının önüne konur…
Oradan gecen gençler… Olur ya… Küfürlü konuşmasınlar diye.
Ya da…
O evde bir hasta veyahut ölü varsa kapının önüne….
Mor renkte kınıfır konur…
Geçen dualı geçsin diye.
Eeee….
( Kınıfır bet renk olur gör başıya ne renk olur )
Yüz örtmede ki mesaj.
Kadın ya da kız kara örünmüşse yastadır.
Renkli örtmüşse…
Üç parmağı ile yüzüne tutmuşsa…
Evli çocukludur.
İki parmağı ile örtmüşse nişanlıdır ya da yeni evlidir.
Tek parmağıyla yüzüne tutmuşsa peçesini…
Bekâr ve gönlü boştur.
Eee hoş kalın devamı gelecek!
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Bilal BEBE
Şanlıurfa’nın Kaybolan Değerleri!
Selam dostlar
Dijital dünyanın yalayıp yuttuğu değerlerimizi koruyamıyoruz
Dünyanın her tarafında deniz var ama her yerinde göbekli tepe yok!
Öyle bir zamana denk geldik ki.
Adap yok.
Ruh yok.
Saygı yok.
Din yok.
Vicdan yok.
Terbiye yok.
Huzur yok.
Bunlar olmayınca, densiz tavırlarla devir, ben biliyorum ukalalığında artık devir…
Türkü yok
Şiir yok.
Hak yok
Utanma yok.
İnsan değeri yok.
Bir Urfa vardı daha şanlı olmadığı dönemlerdi…
Gitti gider o değerler de biz kaybolmasın diye tarihe not düşelim. Biliyorum okumasınız…
Ama yine de biz asli görevimiz yapalım buyurunuz.
Evet, bir komşu hakkı vardı.
Öyle bir komşu hakkı ki içinde Din var, şefkat var, sevgi var her şeyden önce adap var ( dı)
Bir evde yemek pişti mi mutlaka o yemek üç eve gider (di.) (sınıf ve ırk farkı yok)
Mahallenin diğer ucunda bir vefat etti mi?
Babam tıraş olmaz annem çamaşır yıkamaz (dı)
Mahallenin çocukları, diğer komşunun da çocuğu gibiydi…
Ev ekmeğine sürülen her salça da o evin annesinin duası vardı
Dert dinlenir derman aranırdı, dedikodu hasetlik yok, zengin fakir fakir zengindi.
Adab-ı muaşeret
Urfa evleri (heyatlı) havlulu evlerdi her evde mutlaka (eriş) yani asma ağacı vardı.
Neden biliyor musunuz?
Kuşlar bahar zaman yumurtlar yavruludur ya… Kuşlar meyve yesin diye…
Zira her evde kuş takası vardı. Kuşluk takası vardı (zamanı belirleyen)
İkinci neden, hamile kadınlar genellikle ekşiye aş erer….
Önlem olsun diye her evde koruk meyvesi mutlak var di
Kapı adabı
Urfa evleri kapıları genellikle çift tokmaklıydı ve varaklıydı.
Kapıların iki açısı vardı biri zahirelik , tam açılır diğeri ise konukluk….
İnsan içinden geçsin diye….
Kapının üzerindeki iki tokmaktan biri kadın eli şeklindeydi…
Kadın eli şeklinde olan çalındığında ayrı bir ses çıkarırdır.
Zira o kadın eli şeklindeki tokmak genellikle kadınlar çalardı
Ev sahibi bilirdi ki gelen kişi kadındır, sesinden anlaşılırdı.
Diğer kapı tokmak sesi ise halka şeklindeydi onu da er kişi çalardı…
Ev sahibi bilirdi ki gelen erkektir onun sesi de farklıydı.
Çiçekle mesaj.
Evet, hani bilirsiniz kınıfır bed renk olur türküsünü…
İşte, o türkü tamda onu anlatır, yani çiçekle mesaj olayını.
Bahçeli olan havlulu eveler de mutlaka kınıfır çiçeği yetiştirilirdi.
Bu kınıfır çiçeği kadifemsi etli bir bitki türüydü renge renkti
Moru, kırmızısı, beyazı, mavisi, karası, kısacası her renkte vardı.
Örneğin bir evde taze bir gelin varsa….
Kapının önüne beyaz renkte kınıfır kapının önüne konur…
Oradan gecen gençler… Olur ya… Küfürlü konuşmasınlar diye.
Ya da…
O evde bir hasta veyahut ölü varsa kapının önüne….
Mor renkte kınıfır konur…
Geçen dualı geçsin diye.
Eeee….
( Kınıfır bet renk olur gör başıya ne renk olur )
Yüz örtmede ki mesaj.
Kadın ya da kız kara örünmüşse yastadır.
Renkli örtmüşse…
Üç parmağı ile yüzüne tutmuşsa…
Evli çocukludur.
İki parmağı ile örtmüşse nişanlıdır ya da yeni evlidir.
Tek parmağıyla yüzüne tutmuşsa peçesini…
Bekâr ve gönlü boştur.
Eee hoş kalın devamı gelecek!