Bir onurdur Filistin, Bir davadır Filistin, bir namustur Filistin, İslam’ın tek temsilcisidir Filistin.
Filistin, uzun yıllardır Siyonizm’in baskısı altında ezilmesine rağmen, elinde savaşacak tek bir mermisi olmamasına rağmen her daim İsrail’e karşı direnmiş ve binlerce şehit vermiştir. Tüm bunlara rağmen Filistin Halkı yaşadıkları toprakları terk etmeyi asla düşünmemiştir. Çoğu zaman üzerlerine düşen bombalara karşı vücutlarını siper etmişlerdir ama yine de topraklarını terk etmemişlerdir. Çünkü Kudüs İslam demektir. Onlar sadece toprakları için değil İslam için de direniyorlar. Onlar ümmet adına direniş gösterirken, ümmet ise bu duruma karşı kayıtsız kalmıştır. Tüm küfür devletler birleşip Filistin’e savaş açtıklarında sözde Müslüman ülkeler bu duruma seyirci kalıp, tabiri caiz ise 3 maymunu oynamaya başlamışlardır. Filistinli Müslümanlar ne bir kefere devletten ne de bir Müslüman devletten bir şey beklememiş, yalnızca Allah’a sığınmıştır.
Göstermiş oldukları iman ve azimle adeta şöyle diyorlar: “Yılmayacağız, savaşacağız, gerekirse yeryüzünü yatak, gökyüzünü yorgan yaparız. Yağmuru su, çamuru aş yaparız. Taşları silah, bedenimizi kalkan yaparız ama gene de Filistin’i Yahudi’ye teslim etmeyiz.” İşte gerçek Müslüman zihniyeti budur. Gerçek Müslüman budur. İslam böyle temsil edilir.
İslam için savaşan onlar, İslam için ölen onlar, İslam için eziyet gören onlar ama asıl Müslüman biziz öyle mi? Onlar Allah için cihat edip her şeylerini feda eden gerçek Müslümanlar, bizler ise bir içecek markasından dahi vazgeçemeyen sözde Müslümanlarız. İsrail’e karşı tavır almak bir tarafta dursun bu süreçte Filistin halkına iftira atan, İsrail’i haklı bulan ve yaptığı soykırımı destekleyen sözde Müslümanlar bile var. Hayatında Allah’a tavuk dahi kurban etmemiş olanların; şehit olan küçük bebeğini havaya kaldırıp, “İslam’a kurban eyledim, Allah’a kurban eyledim.” Diyen fedakâr insanları eleştirmesi ne kadar da utanç vericidir. Toprağı için, dini için doğumundan ölümüne kadar savaşan insanlara, “Zamanında toprak sattılar.” bühtanını atmak ne kadar da ahlaksızcadır.
Filistin halkı bu çağda İslam’ın tek temsilcisidir. Öyle ki canları pahasına, malları pahasına ve kanları pahasına temsil etmişlerdir. Bizler ise bu ağır yükü kardeşlerimizin sırtına yükleyip bir köşeden kınamakla meşgulüz. İslam’ın en kutsal saydığı yerlerden birini, atalarımızın yüzlerce yıl hükmettiği bir yeri, bir ilimiz kadar alan kaplayan İsrail kadar sahiplenemedik. Bugün Filistin halkı o dayağı biraz da bizim için yemektedir. Çünkü Yahudiler için vadedilmiş topraklar Fırat ve Nil Nehirleri arasındaki topraklardır. Bu kısma ülkemizin Güneydoğusu ’da dâhildir. Bugün Filistin geçilirse sırada Suriye var akabinde ise Türkiye’ye gelir. Bugün Filistin orada yalnızca kendisi için değil tüm İslam âlemi için direnmektedir. Küfür elbette var olacaktır. Küfür elbette savaşacaktır lakin zafer muhakkak İslam’ın olacaktır. Bu mutlak bir gerçektir bu gerçeğin gayesi ise çalışan ile çalışmayanı ayırt etmektir. Rabbim İslam uğruna savaşan her mücahide muvaffakiyetler nasip eylesin.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Ahmet Furkan Demir
İSLAM’IN TEK TEMSİLCİSİ
Bir onurdur Filistin, Bir davadır Filistin, bir namustur Filistin, İslam’ın tek temsilcisidir Filistin.
Filistin, uzun yıllardır Siyonizm’in baskısı altında ezilmesine rağmen, elinde savaşacak tek bir mermisi olmamasına rağmen her daim İsrail’e karşı direnmiş ve binlerce şehit vermiştir. Tüm bunlara rağmen Filistin Halkı yaşadıkları toprakları terk etmeyi asla düşünmemiştir. Çoğu zaman üzerlerine düşen bombalara karşı vücutlarını siper etmişlerdir ama yine de topraklarını terk etmemişlerdir. Çünkü Kudüs İslam demektir. Onlar sadece toprakları için değil İslam için de direniyorlar. Onlar ümmet adına direniş gösterirken, ümmet ise bu duruma karşı kayıtsız kalmıştır. Tüm küfür devletler birleşip Filistin’e savaş açtıklarında sözde Müslüman ülkeler bu duruma seyirci kalıp, tabiri caiz ise 3 maymunu oynamaya başlamışlardır. Filistinli Müslümanlar ne bir kefere devletten ne de bir Müslüman devletten bir şey beklememiş, yalnızca Allah’a sığınmıştır.
Göstermiş oldukları iman ve azimle adeta şöyle diyorlar: “Yılmayacağız, savaşacağız, gerekirse yeryüzünü yatak, gökyüzünü yorgan yaparız. Yağmuru su, çamuru aş yaparız. Taşları silah, bedenimizi kalkan yaparız ama gene de Filistin’i Yahudi’ye teslim etmeyiz.” İşte gerçek Müslüman zihniyeti budur. Gerçek Müslüman budur. İslam böyle temsil edilir.
İslam için savaşan onlar, İslam için ölen onlar, İslam için eziyet gören onlar ama asıl Müslüman biziz öyle mi? Onlar Allah için cihat edip her şeylerini feda eden gerçek Müslümanlar, bizler ise bir içecek markasından dahi vazgeçemeyen sözde Müslümanlarız. İsrail’e karşı tavır almak bir tarafta dursun bu süreçte Filistin halkına iftira atan, İsrail’i haklı bulan ve yaptığı soykırımı destekleyen sözde Müslümanlar bile var. Hayatında Allah’a tavuk dahi kurban etmemiş olanların; şehit olan küçük bebeğini havaya kaldırıp, “İslam’a kurban eyledim, Allah’a kurban eyledim.” Diyen fedakâr insanları eleştirmesi ne kadar da utanç vericidir. Toprağı için, dini için doğumundan ölümüne kadar savaşan insanlara, “Zamanında toprak sattılar.” bühtanını atmak ne kadar da ahlaksızcadır.
Filistin halkı bu çağda İslam’ın tek temsilcisidir. Öyle ki canları pahasına, malları pahasına ve kanları pahasına temsil etmişlerdir. Bizler ise bu ağır yükü kardeşlerimizin sırtına yükleyip bir köşeden kınamakla meşgulüz. İslam’ın en kutsal saydığı yerlerden birini, atalarımızın yüzlerce yıl hükmettiği bir yeri, bir ilimiz kadar alan kaplayan İsrail kadar sahiplenemedik. Bugün Filistin halkı o dayağı biraz da bizim için yemektedir. Çünkü Yahudiler için vadedilmiş topraklar Fırat ve Nil Nehirleri arasındaki topraklardır. Bu kısma ülkemizin Güneydoğusu ’da dâhildir. Bugün Filistin geçilirse sırada Suriye var akabinde ise Türkiye’ye gelir. Bugün Filistin orada yalnızca kendisi için değil tüm İslam âlemi için direnmektedir. Küfür elbette var olacaktır. Küfür elbette savaşacaktır lakin zafer muhakkak İslam’ın olacaktır. Bu mutlak bir gerçektir bu gerçeğin gayesi ise çalışan ile çalışmayanı ayırt etmektir. Rabbim İslam uğruna savaşan her mücahide muvaffakiyetler nasip eylesin.
Yeryüzü bizim, Kudüs bizimdir! Allah’ın yardımı bizimledir.