TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Geçenlerde acizane bir yorumdu bulunmuştum.

Yazının Giriş Tarihi: 05.11.2024 15:44
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.11.2024 15:45

Bu ülkede ne zaman barıştan söz etseniz bir çok provokatörler acilen devreye girer. .

Kendi kendime de dedim ki; keşke haklı çıkmasam da . ne insanlarımız ne ülke ve nede birlik ve beraberliğimiz en ufak bir zarar görmese.

Vallahi bu arzum çoktan kursağımda kaldı bile.

Sayın MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Aponun bile meclise gelip Dem Partililerle yan yana oturmasını arzu etmesi, Dem partililerinde bu teklife sıcak bakması şüphelerimizle beraber bizi umutlandırmış ve bu teklif hiçte küçümsenecek bir teklif değildi Çünkü; barış elbette son derece önemli ve çok kıymetlidir.

Geçmişte de yaşadık, barışı zehirleyenler her zaman olacaktır.

Ancak sayın Bahçelinin bu beyanından sonra Tuşas'a yapılan saldırı, bir gencin güya ben Kürdüm dediği için tevkif edilmesinden sonra birden bire önce İstanbul Esenyurt ilçesi, sonra Mardin, Batman illeri ile Halfeti ilçesinin Belediye başkanları mahkemelerce terör örgütüne üye oldukları ve haklarında mahkumiyet kararı verilmesi gerekçesi ile görevden alındılar ve yerlerine kayyumlar atandı.

Böyle bir zamanlamayı kim nasıl izah edilebilir.

Gelelim sadede, evvela iktidara düşen görev bu ülkede birliği bozan hareketlere meydan vermemek için son derece dikkatli bir uygulama yapması gerekir ve bu imkana sahiptir..

İçişleri Bakanlığı tarafından geçici de olsa görevden alınan Belediye Başkanlarının yerine kayyum ataması değil, o belediyelerin meclis üyelerinin kendi aralarında yapacağı bir seçimle bu Belediye Başkanlarının yerine bir başkan seçilebilirdi. Bu uygulama kanunlara aykırı değil elbette. Böylece kayyum tartışmasına da hiç gerekçe kalmazdı.

Gerçi kayyum atamasına her ne kadar kanun iç İşleri Bakanlığına yetki vermiş ise de, illada kayyumda ısrar etmenin sonuçlarını da çok iyi görmek ve hesap etmek gerekir.

Evet kimin eli kimin cebinde desek bu sorunun cevabını asla bulamayız.. Çünkü birden bire dört Belediye Başkanı görevden alınıyor ve yerine kayyumlar atanıyor. Böyle bir uygulama tesadüfi olabilir mi..

Dem partisine gelince, mahkemeleri devam eden ve ağır suçlarla suçlanan bazılarını aday görmek zorunda mısın? Gelecekte bunlar mahkum olduğu zaman yerlerine kayyum atanacağını Mısırdaki sağır sultanda bilir. Buda işin bir başka garabeti.

Şartlar ne olursa olsun bütün siyasi partilerin milletvekilleri ,belediye başkanları ve devlet adamları güvenilir olmalıdır. Sözleri söz, hareketlerinde kaçamak olmamalıdır ki ,halkın onlara güveni olsun.

Bence atanan Kayyumları İç İşleri Bakanlığı derhal geri çekerek, yerine o belediyelerin meclis üyelerinin kendi aralarında yapacağı bir seçimle Belediye başkanı seçmelidirler.

Kayyum atamaları geçmişte de yapıldı, fayda sağlamadı. Hatta bazı kayyumların zarar verdikleri görüldü.

Belediyeleri denetlemek her zaman mümkündür . Ciddi bir denetleme olursa ,belediyelerin yaptıkları icraatlarından dolayı hesap sorulabilir. Hiç bir belediye kendi başına buyruk değildir.

Seçilen ister milletvekili ister belediye başkanları olsun hiç kimse seçildi diye suç işleme özgürlüğüne sahip olamaz. Hatta milletvekillerinin dokunulmazlığının bir an evvel kaldırılması gerekir. Dokunulmazlık zırhı paramparça edilmelidir. Böyle bir imtiyaz eşitlik ilkesine tamamen aykırıdır.

Suçlu bulunan,seçilmiş bir kişinin, itiraza mahal kalmadan otomatikman görevi sona ermelidir.

Seçimden evvel sabıkası yok, seçimden sonra sabıkası var, böyle bir rezalet dünyanın neresinde var.

Haydi kalın sağlıcakla.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
google-site-verification=17JdBYTmCkOQ47__lWfiskKil_Sy4SbKNeDzgk4fPXs
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.