Fransızlara karşı yapılan mücadele 400 kadar şehit verilmiştir. Ne acı gerçektir ki bu şehitlerin hiç birinin kabri dahi bilinmemektedir. Bu kutlu halk direnişini Urfalılar kaleme almamışlardır.
Elimizde bu savaşla ilgili bir postal dahi mevcut değildir Adeta el yordamı ile bu savaşın izlerini bulmaya çalışıyoruz.
O tarihler de Urfa'da zayıf bir organizede olsa aşiretlerin gücü vardır. Şehir içinde güçlü bir yapılanma ve organize yoktur.
Elimizde o tarihi belgeleyen sadece bir fotoğraf var. Fransızları Akabe mevkisinde akamete uğratan Urfa milis kuvvetlerinin arasında on ikilerden hiç birinin fotoğrafı yoktur. Diğer bir tabirle askerler var amma kumandanlar nerede? Kahraman olarak bizlere anlattıkları on ikilerin o mücahitlerin arasında olmaları gerekmez miydi . Bu sorunun cevabını vermek son derece zordur. İşin bir başka garip tarafı o fotoğraftakilerin hiç birinin isimlerini de bilmiyoruz.
Hiç kimseye yermek niyetinde asla değilim her kesin hakkını teslim etmek hakkın gereğidir.
Her savaşta olduğu gibi düşmanla işbirliği yapanlardan bazıları herkesten önce bu savaşta mücadele veren kahramanlar gibi kendilerini anlatmışlardır. Çünkü gerçekler anlatılmadığından ortada derin bir boşluk vardır. Bu boşluk her zaman suistimale açık bir kapı gibidir..
Malum olduğu üzere Suruç tan demir yolu ile Fransızlara gönderilen erzak ve mühimmat Suruçlular tarafından engellenince, Fransızlar lojistik destek alamadıklarından çaresizlik içinde Urfa 'dan ayrılmak zorunda kalmışlardır. Urfa nın işgalini bitiren kahraman Suruç halkıdır.
Birecik te de Fransızlara karşı bir direniş hareketi olmuştur. Rahmetli babamdan bizzat dinlemiştim henüz on üç yaşlarında iken bu savaşta mücahitlerin atlarına bakmak ve onlara geri hizmet vermek için babası Mehmet tarafından babam İbrahim Birecik cephesine gönderilmiştir, O bölgeden bu savaşa katılan bir kaç kişinin ismi daha vardır.
Yazdığım mazideki Suruç adlı kitapta Birecik cephesini anlatan kısa bir bölüm vardır.
Urfa kurtuluşunu kutlamak için gördüğüm 1950 li ve 1960 yıllarında şimdiki kutlama ile çok farklıdır.
Urfa'nın sıra geceleri nasıl aslını kaybettiyse Urfa'nın kurtuluş kutlamaları da bundan farksız değildir.
Urfalılar 11 nisan kurtuluş gününe "Saconun bayramı" derlerdi.
1960 lı yılların sonundan itibaren Urfa nın bütün gazetelerinde çeşitli yazılar yazdım ve bazı araştırmalar yaptım, amma ne acı gerçektir ki, Urfa'nın yetkilileri böyle günlerde bildiğimiz ve gördüklerimizi yeni nesillere aktarma imkanını hiç bar zaman bizlere vermediler.
Çünkü onlar hakkında on cümle methiye yazsanız bir cümle de onların bir yanlışını yazarsanız, hiç bir zaman sizi yanlarına yaklaştırmazlar. Çünkü kendilerini dokunulmaz bir abide olarak görmektedirler.
Kim ne derse desin 11 nisan günü Urfalıların kahramanlık destanıdır.
Kalın sağlıcakla.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Abdulkadir İKBAL
11 Nisan 1920 tarihi Urfa'nın kurtuluş günüdür.
Fransızlara karşı yapılan mücadele 400 kadar şehit verilmiştir. Ne acı gerçektir ki bu şehitlerin hiç birinin kabri dahi bilinmemektedir. Bu kutlu halk direnişini Urfalılar kaleme almamışlardır.
Elimizde bu savaşla ilgili bir postal dahi mevcut değildir Adeta el yordamı ile bu savaşın izlerini bulmaya çalışıyoruz.
O tarihler de Urfa'da zayıf bir organizede olsa aşiretlerin gücü vardır. Şehir içinde güçlü bir yapılanma ve organize yoktur.
Elimizde o tarihi belgeleyen sadece bir fotoğraf var. Fransızları Akabe mevkisinde akamete uğratan Urfa milis kuvvetlerinin arasında on ikilerden hiç birinin fotoğrafı yoktur. Diğer bir tabirle askerler var amma kumandanlar nerede? Kahraman olarak bizlere anlattıkları on ikilerin o mücahitlerin arasında olmaları gerekmez miydi . Bu sorunun cevabını vermek son derece zordur. İşin bir başka garip tarafı o fotoğraftakilerin hiç birinin isimlerini de bilmiyoruz.
Hiç kimseye yermek niyetinde asla değilim her kesin hakkını teslim etmek hakkın gereğidir.
Her savaşta olduğu gibi düşmanla işbirliği yapanlardan bazıları herkesten önce bu savaşta mücadele veren kahramanlar gibi kendilerini anlatmışlardır. Çünkü gerçekler anlatılmadığından ortada derin bir boşluk vardır. Bu boşluk her zaman suistimale açık bir kapı gibidir..
Malum olduğu üzere Suruç tan demir yolu ile Fransızlara gönderilen erzak ve mühimmat Suruçlular tarafından engellenince, Fransızlar lojistik destek alamadıklarından çaresizlik içinde Urfa 'dan ayrılmak zorunda kalmışlardır. Urfa nın işgalini bitiren kahraman Suruç halkıdır.
Birecik te de Fransızlara karşı bir direniş hareketi olmuştur. Rahmetli babamdan bizzat dinlemiştim henüz on üç yaşlarında iken bu savaşta mücahitlerin atlarına bakmak ve onlara geri hizmet vermek için babası Mehmet tarafından babam İbrahim Birecik cephesine gönderilmiştir, O bölgeden bu savaşa katılan bir kaç kişinin ismi daha vardır.
Yazdığım mazideki Suruç adlı kitapta Birecik cephesini anlatan kısa bir bölüm vardır.
Urfa kurtuluşunu kutlamak için gördüğüm 1950 li ve 1960 yıllarında şimdiki kutlama ile çok farklıdır.
Urfa'nın sıra geceleri nasıl aslını kaybettiyse Urfa'nın kurtuluş kutlamaları da bundan farksız değildir.
Urfalılar 11 nisan kurtuluş gününe "Saconun bayramı" derlerdi.
1960 lı yılların sonundan itibaren Urfa nın bütün gazetelerinde çeşitli yazılar yazdım ve bazı araştırmalar yaptım, amma ne acı gerçektir ki, Urfa'nın yetkilileri böyle günlerde bildiğimiz ve gördüklerimizi yeni nesillere aktarma imkanını hiç bar zaman bizlere vermediler.
Çünkü onlar hakkında on cümle methiye yazsanız bir cümle de onların bir yanlışını yazarsanız, hiç bir zaman sizi yanlarına yaklaştırmazlar. Çünkü kendilerini dokunulmaz bir abide olarak görmektedirler.
Kim ne derse desin 11 nisan günü Urfalıların kahramanlık destanıdır.
Kalın sağlıcakla.