Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

ARAP-DER Genel Başkanı Kırboğa'dan çarpıcı mesajlar

ARAP-DER Genel Başkanı Şükrü Kırboğa, barış sürecinde devletin sadece Kürtleri muhatap aldığını ve diğer halklara bu masada yer vermediğini söyledi.

Haber Giriş Tarihi: 04.08.2015 09:10
Haber Güncellenme Tarihi: 01.01.1970 02:00
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.sanliurfaolay.com/
ARAP-DER Genel Başkanı Kırboğa'dan çarpıcı mesajlar

Röportaj:Aziz Budak-Ahmet Meral

 Araplar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ARAP-DER) Genel Başkanı Şükrü Kırboğa ile Olay Gazetesi olarak sınır bölgesinde yaşananları, Barış sürecini ve Türkiye sınırda ne yapılmak istendiğini konuştuk.  ARAP-DER Genel Başkanı Şükrü Kırboğa, barış süreci için Devletin bu açılımda sadece Kürtleri muhatap aldığını ve diğer halklara bu masada yer vermediğini söylüyor.

    Kırboğa, “Sınırda bu bölge üzerinde 100 yıllık anlaşmalar var. İmtiyaz ve petrol anlaşmaları var. Bu anlaşmaların bitmeye yakın bir zaman kaldığı için yeni bir 100 yıl anlaşması için zemin hazırlıyorlar. Sınırda, Büyük Projelerin Oyunları Oynanıyor. Bunun parçası olarak İŞİD gibi PYD gibi içerdeki selefi ve benzeri gruplar gibi gruplar ortaya çıkarıldı” diyor.

 İşte O röportaj…

 

AMACIMIZ ARAP KÖKENLİ VATANDAŞLARI TEK ÇATI ALTINA TOPLAMAK

Kendinizi tanıtır mısınız?

Adım Şükrü Kırboğa1974 yılında Şanlıurfa doğumluyum. İlk-orta tahsilini Şanlıurfa’da tamamladım. 1992-1993 yılları arasında Kazakistan Almatı şehrinde Rus dili ve Edebiyatı, 1994-1999 Fırat Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik Elektronik Mühendisliği’ni bitirdim. 2010 yılında Türkiye’de gelişen demokratikleşme sürecine katkı sunmak ve Türkiye’de belli bir nüfus yoğunluğuna sahip olan Arap kökenli vatandaşları tek çatı altına toplamak amacıyla Türkiyeli Araplar Yardımlaşma ve Kültür Derneği’ni (ARAPDER) Kurduk. Halen bu derneğin Genel Başkanlığı’nı yürütmekteyim.

  BAZI HALKLARIN OLUŞUNDAN HABERSİZ GİBİ DAVRANILDI

Kuruluş amacınız nedir?

 Kuruluş amacımız bölgede olan biteni önceden bir nebze hissettiğimiz için kendi halkımızı kültürel anlamda desteklemek ve birleştirmektir. İleriki zamanlarda bu bölgenin fesada uğrayacağını biz tahmin etmiştik. Tabi biz kâhin olduğumuzu iddia etmiyoruz ama geçmişimizi bildiğimiz için bu derneği kurma ihtiyacı gördük. Ben bu derneği kurarken bazı ulusalcı ve benzeri arkadaşlar ırkçı olduğumu söyledi. Hayır ben ırkçı değilim ben ümmetin birliğinden yanayım. Eğer birileri sadece kürt ve Türkleri değilde hepimizi konuşursa o zaman ben bu derneği kurmazdım. Fakat birileri bu bölgede bazı halkların oluşundan habersiz gibi davrandığı içinde bizde bu derneğimizi kurduk. Eğer ümmet olma bilinci oluşmazsa bizde bu travmalar devam edecektir. 

 

 DEVLET BU AÇILIMDA SADECE KÜRTLERİ MUHATAP ALDI

  Barış Sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?

 Bu güne kadar gerek barış sürecinde gerekse gerekse Suriye konusunda ciddi çalışmalarımız oldu. Barış ve çözüm süreci için biz çok sevinmiş ve destek vermiştik. Çünkü her gün cenazelerin gelmesini istemiyorduk. Bunun katkısı için elimizden ne geldiyse yapmaya çalıştık. Fakat barış sürecinin bir tek ayak üzerinde yürütülmesini biz bunu sakıncalı gördük.  Son 40 yılda terörden sadece Kürt kardeşlerimiz değil bu bölgede yaşayan arplar, Türkmenler ’de etkilendi. Dolayısıyla hükümet barış yapacaksa sadece Kürt kardeşlerimize değil bölgenin içinde bulunduğu farklı etkinlikleri de göz önünde bulundurarak yapması gerekiyor. Masada bölgenin tüm halkıyla oturup halkın tümüyle bütünleşecekti. Oysa diğer yaşayan halkları biz ötekileştiğini hissettik. Buna Kürt açılımı değil de doğu veya güneydoğu açılımı deseydik. Oysa devlet bu açılımda sadece Kürtleri muhatap alındı. Diğer halkları bu masada yer verilmediği için şimdi onun sonuçlarını yaşıyoruz. Bölge ve süreç ciddi bir tehlikeden geçiyor. Eğer HDP Türkiyeleştiğini ve eğer bu süreçte samimiyse olduğunu söylüyorsa silahla arsına mesafe koymalıdır.

 

  BU BÖLGE ÜZERİNDE 100 YILLIK PROJE VE ANLAŞMALAR VAR

Sınırda yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu bölge üzerinde 100 yıllık anlaşmalar var. İmtiyaz ve petrol anlaşmaları var. Bu anlaşmaların bitmeye yakın bir zaman kaldığı için yeni bir 100 yıl anlaşması için zemin hazırlıyorlar. Bugün Suriye’de geldiğimiz noktada işte bu duruma bir örnektir. Bir kaos yaratıp halkı psikolojik olarak o konuma getirmek için İŞİD gibi PYD gibi içerdeki selefi ve benzeri gruplar gibi içeriye dahil etti. Eğer gerçekten bazı şeyler proje değilse 3 yıl önce özgür Suriye ordusuna Amerika bugün belli gruplara verdiği desteği verseydi şuan Beşar Esed çoktan düşmüştü. Suriye bu kadar harp olmaz ve bu kadar insan ölmezdi.  Dediği gibi hepsi projeden ibaret olduğu için öyle yapılıyor. Bu bölge yeniden şekillenmeye çalışılıyor. Türkiye olarak bizimde Lozan anlaşması var buda yakın bir zamanda bitecek. Tahminimce aynı şekilde oyun yavaş yavaş ülkemize dönecek. Bunların hepsi İsraillin bölgede hüküm sürmesi içindir. İsrail’in bölgede hüküm sürmesi için Arap devletlerinin parça parça olması gerekiyor.  Bu bölgede kısa zamanda Suriye, Irak, Libya, Yemen, Mısırın üçe bölünmesi projeleri var. Bir diğer söylentilere göre Suudi Arabistan’ın da üçe bölünmesinden bahsediliyor. Emperyalist güçler dünyayı küçük ülkelere bölüp valilikler halinde yönetmek istiyorlar.

 

   BATI KENDİ HİMAYESİNDE HERKESİN DÜŞÜNCESİNE  YAKIN GRUPLAR ÇIKARIYOR

Yakın bir zamanda her gün bir başka grup ekleniyor ve başka isimlerle çıkıyor bunlar nedir. kime bağlı?

 Bakın batı öyle bir çalışıyor ki kimse bunun farkına bile varmıyor. Şimdi İslam ümmeti tek çatı altında ve tek hedefe odaklı olmadığı için mesela bazıları muhafazakâr bazıları şeriatçı bazıları özgürlükçü bazıları sosyalist işte her biri farklı inançlarda olduğu için batı bunu fırsat biliyor. Onun için bizim önümüze çeşitli sergilerde serilmiş örgütler veriyor. Muhafazakarsan dünyada yapılan zulümlere karşı isyan etmek ve intikamını almak için sana bir İŞİD örgütü diye bir örgüt çıkarıyor. Onlarda hakikaten kendilerini o örgütün düşüncesiyle aynı olduğunu hisseder ve kendini o örgütün içinde bulur. Bu sadece İŞİD için değil tabi şuanda sınırda bulunan birçok grup aynı şekilde dizayn edilerek önümüze farklı isimle atıyorlar ve kişi hangi düşünceyi savunuyorsa onun için oluşturulmuş gruplar var.

 

  TÜRKİYE, SURİYELİLER İÇİN CİDDİ YARDIMLAR YAPTI

  Arap-Der olarak Suriye’den gelen mülteciler için ne gibi yardımlar ve çalışmalar yaptınız?

Burada yaklaşık 500 ve 800 bin arası Suriyeli var. Biz bunlara  bugüne kadar ciddi yardımlar yaptık. 4 tane büyük tır toplam değeri 7 trilyona yakın bir yardım. Tıbbi malzeme yardımı yaptık. El-Harmal gazetesini kurduk. Suriyelilere bunu bedava dağıttırıyoruz. Türkiye, Suriye için ciddi fedakârlıklar yaptı. Fakat Suriye halkı Türkçe bilmediği için bunu çoğu kişi hiç farkında değil. Sayın valimizde bu gazetenin kuruluşuna katkı sundu. Bu gazeteyle biz Türkiye’nin Suriyeliler için neler yaptığını ve nasıl onlara yardım etmek için mücadele verdiğini aktarmaktır. İmtiyaz sahibi Arap-Der’in. Bu gazeteyle biz Türkiye halkı ve Suriye halkıyla köprü vazifesi oluşturduk. 300 tane ortaokul ve lise öğrencisine yönelik bir okul açtık. Onu belli bir yerlere getirdikten sonra dernek olarak artık üstesinden çıkamadığımız için BM’ler devrettik. Burada bulunan bütün Suriyeli vatandaşlarla tek tek ilgileniyoruz. Derneğimize geliyorlar sıkıntılarını dile getiriyorlar bizde yardımcı oluyoruz. Beni Suriyelilerin birçoğu tanıyor onun için derneğimize birebir gelip görüşüyoruz. Biz onlarla iç içeyiz ev tutmalarından tutun hastanelerine kadar nerede bir sıkıntı oluyorsa bizi arıyorlar. Benim telefonu günde en az bir Suriyeli tarafında 50 defa aranırım. Desteklerimiz bu şekilde hem maddi hem manevi olarak devam etmektedir.

 

ARTIK HALK KENDİ İSTEDİĞİ İNSANLARI İSTİYOR

Seçim sonuçlarını, Koalisyon kurulur mu yoksa erken seçim mi olur nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ak Parti hükümetlerinin bu konuda lider üzerine kurulu bir parti olduğu için ve Halkımız sayın Cumhurbaşkanımıza olan bir teveccühü var. Bu genel merkezlerde bazı lobilerin çalışmalarıyla listelere giren arkadaşlar var. Halk aslında bunları değil de başka isimleri istiyor. Halk daha önce bu listeleri sırf sayın Cumhurbaşkanımızın hatırına hep onayladı. Bu milletvekillerimizin halktan kopması, Halkla içiçe olmaması halkın sorunlarıyla ilgilenilmedi. Etrafımız ateş çemberi olmuş. Halk tedirgin acaba bugün nerede bir patlama olacak endişesi var. Gönül isterdi ki siyasilerimiz halkımızın bu travmayı yaşarken bizimle beraber olsunlar. Ak Partini liyakatı yüksek dünya görüşü daha geniş olan insanlara önem vermesi gerekiyor. Maalesef üzülerek söylüyorum Ak Parti içerisinde olup yeğeni ve akrabaları diğer partilerde olan insanlar var. Urfa Ak Partini kalesiydi bu seçimde baktığınız zar zor bir 7 milletvekilini çıkardı. Demek ki Halk artık partiye bir şeyler söylüyor. Artık halk kendi istediği insanları istiyor. Bölgeyi bilen liyakat sahibi insanlar istiyor. Bu sonuçları Cumhurbaşkanımıza ve A takımına yüklemek doğru değil. O yüzden listelerde de sıkıntı oldu. Bu sonuçların oradan geldiğini düşünüyorum. Partinin yeniden revizeye ihtiyacı var. Özellikle urfa’da bu revize derhal yapılması gerekiyor. Urfa gerçekten çok önemli bir konumda bu ili HDP almak istiyor. Piyangodan çıkmış gibi halkla hiçbir iletişimi olmayan insanları getirirseniz yabancı kalırsınız. Önümüzde ki seçimlerde Ak Parti aynı şekilde devam ederse birinci parti olacağını düşünmüyorum.   Tarihimizi bilseydik, Onlarında vatanlarını bırakıp bize yardıma koştuklarını görecektik

SAKİN OLALIM, SABIRLI OLALIM

Suriyeliler ve Urfalılar arasında zaman zaman gerginlikle yaşanıyor bunun hakkında çağrınız ne olur?

 Hepimizin inancı aynı hepimiz Müslümanız. Özellikle Urfa içinde 3 halkı barındıran bir il olarak bin yıllık bir kültürü oluşturmuş bir şehrimizdir. Birçok kürdün dayısı Arap ve bir arabın dayısı kürttür veya Türkmendir. Suriye bizim 100 yıl önce tek bir vatan olduğumuz bir kardeş ülkemizdir. Biz aslında tarihten uzaklaştırıldığımız için olaylara derin bakamıyoruz. Eğer derin bakabilseydik aslında bu insanların daha önce vatanlarını bırakıp bize yardıma koştuklarını görecektik. Bunun yakın tarihi Çanakkale’de görebiliriz. O yüzden bunlar bizim kardeşlerimizdir. Bunlar bir savaşın ortamından geliyor. Onlar yaşadıkları yüzünden psikoloji olarak daha travmasını yaşamaktalar. Bunlar psikolojik olarak dağılmış adamlar gelip farklı kültürde, farklı dil, farklı insanların arasına giriyor. Onun için onların hemen adapte olacağını düşünmek hemen saflık olur. Biz biraz hoşgörülü olacağız onlarda biraz hoşgörülü olacak. Bu bölgenin bir gerçeği ve onların ülkelerinde savaş var onlara gidin ve ölün diyemeyiz. Yarın öbür gün Allah korusun bizimde başımıza ne geleceğini bilmiyoruz. Onun için olaylara karşı daha hoşgörülü olalım. Sakin olalım. Sabırlı olalım. Bu insanlar kardeşle

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
google-site-verification=17JdBYTmCkOQ47__lWfiskKil_Sy4SbKNeDzgk4fPXs
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.