*Şanlıurfa’da geçtiğimiz haftalarda SGK ile yeniden sözleşme imzalamasının ardından SGK’lı hastalara da sağlık hizmeti vermeye başlayan Özel Edessa Hastanesi Diyetisyeni Ecem Rastgeldi halk arasında sahur yapmadan geçirilen ramazan aylarının daha sağlıklı olduğu düşüncesinin yanlış olduğunu belirterek uzun süre açlık ve susuzluğun vücut’a ciddi zararlar verdiğini söyledi.
Haber Giriş Tarihi: 20.05.2018 10:53
Haber Güncellenme Tarihi: 01.01.1970 02:00
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.sanliurfaolay.com/
İftarda yavaş ve aralıklarla yemek yemenin kan şekerinde oluşan ani değişikliklerin önüne geçerek oruç tutanların rahat bir öğün geçirmelerini sağladığını bildirdi.
Uzun bir süre atıl durduktan sonra iş adamı İrfan Kesen tarafından devralınan ve yapılan girişimler sonucu SGK’ın yeniden sözleşmesini imzaladığı Özel Edessa Hastanesi kadrosunu oluşturmaya devam ediyor. Şu anda 9 branşta sağlık hizmeti vermeye başlayan hastanenin Diyetisyeni Ecem Rastgeldi Ramazan ayında vatandaşlara beslenmeleri konusunda çeşitli uyarılarda bulundu.
Öncelikle herhangi bir sağlık sorunu olan ve sürekli ilaç kullanan bireylerin Ramazan ayında hekimlerine danışması ve gerekli ilaç düzenlemesi yapması gerektiğini belirten Diyetisyen Rastgeldi Aynı zamanda gebe ve emziren anneler için uzun süre açlık önerilmediğinden bu dönemde daha dikkatli olmalını istedi.
Sahursuz olmaz!
Ecem Rastgeldi “Halk arasında sahur yapmadan geçirilen ramazan ayları daha sağlıklı olarak görülüyor. Halbuki uzun süre açlık ve susuzluk vücudumuza ciddi zararlar verir. Gece kalkılıp yapılan sahur aç kalma süremizi kısaltır, kan şekerimizin daha dengeli ilerlemesini sağlar. Ama sahurda neler tükettiğimiz de çok önemlidir. Öncelikle dengeli bir menü planlanmalıdır. Protein kaynağı olarak süt, peynir, yoğurt, yumurta; karbonhidrat ve posa kaynağı olarak tam tahıllı ekmekler; yağlardan ise zeytinyağı veya kuruyemişler tüketilmelidir. Bizi sonraki gün rahatsız edecek aşırı tuzlu ve tatlı yiyeceklerden, fazla baharat tüketiminden kaçınılmalıdır”dedi.
İftar soframız
Ramazan sofralarının çok önemli olduğunu özenilerek hazırlandığını anlatan Özel Esdassa Hastanesi Diyetisyeni Ecem Rastgeldi şunları söyledi: “Bu durumda bazı konulara dikkat edersek sofradan kalktığımızda kendimizi gayet rahat hissedeceğiz. Öncelikle orucumuzu bir bardak suyla açalım. Daha sonra midemizi alıştırmak için bir kase çorbamızı yavaş yavaş tüketelim ve beş on dakika kadar dinlenelim. İftarda yavaş ve aralıklarla yemek kan şekerimizde oluşan ani değişikliklerin önüne geçerek rahat bir öğün geçirmemizi sağlayacaktır. Dinlendikten sonra ana yemeğimize geçerek devam edelim fakat yemeklerimizin porsiyonlarına ve çeşitlerine dikkat edelim, özellikle aşırı yağlı tercihler yerine daha hafif sindirimi kolay sebze yemeklerini tercih edelim. Tatlı olarak çok şekerli, şerbetli tatlılar yerine meyve ve sütlü tatlı tüketimi her zamanki gibi daha uygun olacaktır.
Sıvı tüketimi
Ramazanda beslenmemize dikkat ettiğimiz kadar sıvı tüketimine de özen göstermeliyiz. İftarla sahur arası bol sıvı tüketmeli, özellikle su, suya yardımcı olarak ayran, az şekerli kompostolar, çorbalar, maden suyu ve bitki çayları tercih etmeliyiz. Kola, gazoz gibi asitli ve aşırı şekerli içeceklerden de uzak durmalıyız. İftardan sonra yaklaşık yarım saatte bir, bir bardak su tüketimi ramazan ayı için uygun olacaktır.
Bağırsaklara yardımcı posa
Her zaman olduğu gibi ramazanda da posa tüketimi çok önemlidir. Bağırsak hareketlerini düzenlediği gibi tok kalmaya da yardımcıdır. Posa tüketimimizi öğünlerde sebze tüketimine dikkat ederek, meyveleri, meyve suyu yerine kabuklarıyla tüketerek, haftada bir iki kere kurubaklagil yiyerek arttırabilir ve daha sağlıklı bir ramazan geçirebiliriz.
Öğün sayınızı arttırın
Gün içerinde besin tüketimi yapmadığımızdan dolayı iftardan sonra sağlıklı ara öğünler yaparak vücudumuzun dengesini koruyalım. İftardan sonra çok geç saate kalmamak koşuluyla özelikle meyve olmak üzere iki ara öğün yaparsak hem bizim için gerekli olan besin öğelerini almış oluruz hem de sonraki gün aşırı açlık ve ani şeker düşüklükleri yaşamamış oluruz. Bunların yanı sıra iftardan bir iki saat sonra yapılan hafif tempoda yürüyüşler gün içerisindeki hareketsiz kaldığınız zamanları telafi eder ve düzenli bağırsak hareketlerine yardımcı olur” (Haber Merkezi)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Diyetisyen Rastgeldi’den Ramazan uyarısı
*Şanlıurfa’da geçtiğimiz haftalarda SGK ile yeniden sözleşme imzalamasının ardından SGK’lı hastalara da sağlık hizmeti vermeye başlayan Özel Edessa Hastanesi Diyetisyeni Ecem Rastgeldi halk arasında sahur yapmadan geçirilen ramazan aylarının daha sağlıklı olduğu düşüncesinin yanlış olduğunu belirterek uzun süre açlık ve susuzluğun vücut’a ciddi zararlar verdiğini söyledi.
İftarda yavaş ve aralıklarla yemek yemenin kan şekerinde oluşan ani değişikliklerin önüne geçerek oruç tutanların rahat bir öğün geçirmelerini sağladığını bildirdi.
Uzun bir süre atıl durduktan sonra iş adamı İrfan Kesen tarafından devralınan ve yapılan girişimler sonucu SGK’ın yeniden sözleşmesini imzaladığı Özel Edessa Hastanesi kadrosunu oluşturmaya devam ediyor. Şu anda 9 branşta sağlık hizmeti vermeye başlayan hastanenin Diyetisyeni Ecem Rastgeldi Ramazan ayında vatandaşlara beslenmeleri konusunda çeşitli uyarılarda bulundu.
Öncelikle herhangi bir sağlık sorunu olan ve sürekli ilaç kullanan bireylerin Ramazan ayında hekimlerine danışması ve gerekli ilaç düzenlemesi yapması gerektiğini belirten Diyetisyen Rastgeldi Aynı zamanda gebe ve emziren anneler için uzun süre açlık önerilmediğinden bu dönemde daha dikkatli olmalını istedi.
Sahursuz olmaz!
Ecem Rastgeldi “Halk arasında sahur yapmadan geçirilen ramazan ayları daha sağlıklı olarak görülüyor. Halbuki uzun süre açlık ve susuzluk vücudumuza ciddi zararlar verir. Gece kalkılıp yapılan sahur aç kalma süremizi kısaltır, kan şekerimizin daha dengeli ilerlemesini sağlar. Ama sahurda neler tükettiğimiz de çok önemlidir. Öncelikle dengeli bir menü planlanmalıdır. Protein kaynağı olarak süt, peynir, yoğurt, yumurta; karbonhidrat ve posa kaynağı olarak tam tahıllı ekmekler; yağlardan ise zeytinyağı veya kuruyemişler tüketilmelidir. Bizi sonraki gün rahatsız edecek aşırı tuzlu ve tatlı yiyeceklerden, fazla baharat tüketiminden kaçınılmalıdır”dedi.
İftar soframız
Ramazan sofralarının çok önemli olduğunu özenilerek hazırlandığını anlatan Özel Esdassa Hastanesi Diyetisyeni Ecem Rastgeldi şunları söyledi: “Bu durumda bazı konulara dikkat edersek sofradan kalktığımızda kendimizi gayet rahat hissedeceğiz. Öncelikle orucumuzu bir bardak suyla açalım. Daha sonra midemizi alıştırmak için bir kase çorbamızı yavaş yavaş tüketelim ve beş on dakika kadar dinlenelim. İftarda yavaş ve aralıklarla yemek kan şekerimizde oluşan ani değişikliklerin önüne geçerek rahat bir öğün geçirmemizi sağlayacaktır. Dinlendikten sonra ana yemeğimize geçerek devam edelim fakat yemeklerimizin porsiyonlarına ve çeşitlerine dikkat edelim, özellikle aşırı yağlı tercihler yerine daha hafif sindirimi kolay sebze yemeklerini tercih edelim. Tatlı olarak çok şekerli, şerbetli tatlılar yerine meyve ve sütlü tatlı tüketimi her zamanki gibi daha uygun olacaktır.
Sıvı tüketimi
Ramazanda beslenmemize dikkat ettiğimiz kadar sıvı tüketimine de özen göstermeliyiz. İftarla sahur arası bol sıvı tüketmeli, özellikle su, suya yardımcı olarak ayran, az şekerli kompostolar, çorbalar, maden suyu ve bitki çayları tercih etmeliyiz. Kola, gazoz gibi asitli ve aşırı şekerli içeceklerden de uzak durmalıyız. İftardan sonra yaklaşık yarım saatte bir, bir bardak su tüketimi ramazan ayı için uygun olacaktır.
Bağırsaklara yardımcı posa
Her zaman olduğu gibi ramazanda da posa tüketimi çok önemlidir. Bağırsak hareketlerini düzenlediği gibi tok kalmaya da yardımcıdır. Posa tüketimimizi öğünlerde sebze tüketimine dikkat ederek, meyveleri, meyve suyu yerine kabuklarıyla tüketerek, haftada bir iki kere kurubaklagil yiyerek arttırabilir ve daha sağlıklı bir ramazan geçirebiliriz.
Öğün sayınızı arttırın
Gün içerinde besin tüketimi yapmadığımızdan dolayı iftardan sonra sağlıklı ara öğünler yaparak vücudumuzun dengesini koruyalım. İftardan sonra çok geç saate kalmamak koşuluyla özelikle meyve olmak üzere iki ara öğün yaparsak hem bizim için gerekli olan besin öğelerini almış oluruz hem de sonraki gün aşırı açlık ve ani şeker düşüklükleri yaşamamış oluruz. Bunların yanı sıra iftardan bir iki saat sonra yapılan hafif tempoda yürüyüşler gün içerisindeki hareketsiz kaldığınız zamanları telafi eder ve düzenli bağırsak hareketlerine yardımcı olur” (Haber Merkezi)
En Çok Okunan Haberler