Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Tüm engellemelere rağmen sanat dünyasına atıldı

Şanlıurfa’nın değerlerinden birisi olan Serap Can bugünlere gelmesini, verdiği azim, mücadele ve tabulara karşı yaptığı mücadele sonunda ulaştığını söyledi.

Haber Giriş Tarihi: 23.06.2017 17:53
Haber Güncellenme Tarihi: 01.01.1970 02:00
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.sanliurfaolay.com/
Tüm engellemelere rağmen sanat dünyasına atıldı

Röportaj: Mehmet Halhalli

Şanlıurfa’nın Bozova ilçesinde doğan Serap Can henüz 7 yaşındayken sanat dünyasına adım atmasında en büyük yol gösterenlerden birisi babası oldu. Serap Can henüz 13 yaşındayken ilk sahne deneyimi Bozova’da bine yakın insana karşı vererek tanınmasını sağlamıştı. Babası bir gün kızının bu özelliğini yaşatmak için kızın tüm engellemelere rağmen evden kaçırarak İstanbul’da albüm çıkarmak yola koyulur ancak İstanbul’da kaldıkları gece albüm çalışmalarına start verdiklerinde 1999’da Marmara depremi oldu ve on binlerce insan öldü. Serap Can, deprem yüzünden feleğin ilk büyük engeline burada karşılaşır ve albüm çalışmaları suya düşer. Serap üzgün bir şekilde babası ile Urfa’ya döner ve tüm hayallerinin bittiğini düşünür. Ailesi kendisini liseden alarak birisiyle evlendirir. Ancak Serap’ın bu evliliği uzun sürmez 2 yıl sonunda boşanır ve oğluyla artık tek başına kalır. İşte Serap Can yaşadıkları bu sıkıntıları gazetemize verdiği röportaj tek tek açıkladı.

 

 

Serap Hanım öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

Ben Serap can, Şanlıurfa’nın Bozova ilçesinde doğdum, Sanat ile uğraşmaya çalışan bir sanatçı adayıyım. Evlendim ve sonra boşandım. Şu anda hem çocuğuma bakıyorum hem de mesleğimi icra etmeye çalışıyorum. Çocuğuma ben anne oldum hem de baba oldum. Şu anda İstanbul’da yaşıyorum. Ailem Urfa’da olduğu için sık sık geliyorum.

 

Eğitim durumunuz hakkında bilgi verebilir misiniz?

Maalesef bende kız çocuklarının yaşadığı sorunları Urfa’da ben de yaşadım. Ailem kız çocuğu okuyup ne yapacak diyerek benim okumamı engelledi. Eğitim kanayan yaralarından birisi olan kız çocuklarının okula gönderilmemesini yaşayan mağdurlarından biriyim. Eğitimimi liseden terk ettim. Okulda oldukça başarılı biriydim. Her dönemde takdir alan bir öğrenciydim. Hatta okuma ve yazmayı okula başlamadın önce öğrendim. Hatta Kur’an okumayı öğrendim. Hocalarım üstün zekâlı olduğu mu söylerdi. Çok okumak istiyordum ancak ailem istemedi. Her ne kadar okulu terk etmiş olsam da müzik alanında kendimi geliştirmeye çalıştım. Bunlar dışında kuaförlük eğitimi aldım ve oldukça başarılı biri oldum. Kur’an yalnız başıma öğrendim ve sonrasında iyice geliştirerek tecvidli şekilde iyi bir şekilde okumayı öğrendim. Aynı zamanda çok iyi bir makineciyim.

 

Ne zamandan beri sanat dünyasındanız?

Yaklaşık 10 yıldan beridir mesleğimi yapıyorum.  Ancak müzik alanında hiçbir şekilde profesyonel eğitim almadım. Tamamen sanatın için pişerek bugünlere geldim. Tabiri caizse alaylıyım.

 

10 yıldır sanat dünyasındayız, en büyük hayaliniz nedir?

Ben öyle çok büyük hayaller yapacak bir kapasiteye sahip değilim aslında. Ben çocukken bana hayallerimi sorduklarında çok büyük paralar kazanmak değildi ama kendi yağımda bişecek bir olmak istiyordum. Kimseye muhtaç olmadan para kazanıp aileme yardımcı olmak istiyordum, çok şükür bu hayalim de gerçekleşti. İkinci bir hayalim de araba kullanmaktı ve onu da kısa süre içerisinde öğrendim çok şükür. Şu andaki en büyük amacım çocuğuma bakıp ona iyi bir gelecek hazırlamak istiyorum. Sesi kullanmak kolay değil çünkü en büyük kazancınız odur. Bazı insanlar şarkı söylemekte ne var diyor? Bende onlara siz iki şarkı üst üste söyleyin bakalım ne olacak? Uykusuz eklenince birçok sorun yaşıyorsunuz. Bir üstüne modül eklenince sorunlar yaşayabiliyorsunuz.

Şuanda büyük hayaller kuruyorum iş dünyasına atılarak bir iş kadını olmak istiyorum. Bunu yapacak azmim olduğuna inanıyorum. Her zaman bir işte erkenci olmak istemişimdir.

 

Ev hanımlarına bir tavsiyeniz var mı? Tasarruflu birim misiniz?

Evet, ben tasarruf yapmayı seven biriyim. Gereksiz yapanları anlamıyorum, tabi bu onların bileceği iş, ev hanımlarına şöyle bir tavsiyede bulunabilirim. Günümüzde para kazanmak çok zor, zaman zaman TV programları yapıyorum ve programlar da söylüyorum, ev hanımları gelir geliyor diyerek boşta kalmamalı, yavaş yavaş birikim yaparak küçük bir esnaf olabilirler ve sonrasında bu işleri daha büyüterek kim bilir belki holding bile olabilirsiniz. Bu yüzden tasarruftan yanayım. Elimdekileri değerlendirerek gayrimenkule yatırım yapmayı düşünüyorum.

 

Sanat dünyasına gelirsek, sizi ilk keşfeden kimdi ve bugünlere nasıl geldiniz?

Her zaman her yerde söylemişimdir beni 7 yaşında iken fark eden kişi babamdır. Bozova küçük bir yer ve ailem de tutucu bir aileydi. Penceren bakarken, kapıya çıkarken yâda bahçeye başörtüsüz ve eteksiz çıkmak imkânsızdı. Ailem bu konularda çok tutucuydu. Hele ki bir kadın iseniz sanatçı olmak çok zor bir durum. Ben tüm tabuları yıkarak bugünlere geldim. 7 yaşındaydım o dönemde Özcan Deniz’in Hadi Hadi Meleğim şarkısı yeni çıkmıştı, benim çok hoşuma gittim ve ben bu şarkıyı farkına varmadan ezberledim. Amca çocukları ile beraber şarkı söyleme oyunu oynarken bende Özcan Deniz’in şarkısını söyledim. Bende hiç farkında değildim, meğerse babam gizliden bizi dinliyordu. Sonradan babam beni yanına çağırdı. Az önce ne söyledin diye sordu? Bende çekinerek, korkarak arkadaşlarla şarkıcılık oyunu oynuyoruz dedim. Babam o zaman bir daha söyle deyince, hem heyecanlandım hem de biraz korktum. Neyse mutluluk, telaş ve heyecan içinde tekrar söyledim. Ondan sonra babam gelen giden misafirlere, sağda solda her yerden bende bahsetti ve benden şarkılar söylememi istedi. Zamanla herkes beni tanımaya başladı. Yerel radyolarda şarkılar söyledim. İlkokulda koro takımı vardı burada türküler söyledim ve sonra bir gün Bozova’da bin kişi önünde konser verdiğimde 9 yaşındaydım ve üzerimdeki eski bir elbise, ayakkabılarım badana boyası ile lekelenmişti. Orada protokol ve bin önünde konser verdim. Bu olaydan sonra sanat dünyasına girdim.

Rahmetli annem çok tutucu bir insandı, benim sanat dünyasına girmeme hep engel olmaya çalıştı. Babam da tam tersi benim bir yerlere gelmem için çok uğraştı. Tüm bunlar yaşanırken birden babam beni alıp 13 yaşındayken İstanbul’a getirdi. İstanbul’a geldik albüm çalışmalarına başladık ama o gün 1999 depremi yaşandı. Tüm hayallerim orada yıkıldı. Neyse İstanbul’dan döndükten sonra annem beni okuldan aldırttı. Ben dedim tamam sanat dünyası bitti. Benim kaderim bu dedim. Ardından evlendim ve bir çocuğum oldu. Evliliğim pek uzun sürmedi 2 yıl kadar sürdü. Artık tek başıma kalmıştım, farkına varmadım gizli bir güç beni iterek bugünlere geldim. Bende bilmiyorum nasıl piyasaya girdim ve sanat dünyasına başladığımı her yerden iş teklifleri geldi.

 

Albümünüz ya da singleriniz var mı?

Kürt asılı bir sanatçı olduğumdan 4 parçadan oluşan bir albümüm ve 11 parçadan oluşan Türkçe albümlerim var. Birkaç tane single var. Ayrıca 4 tane klibim var.

 

Bize biraz projelerinizden bahseder misiniz?

Önümüzdeki süreçte fantezi ve pop tarzında yen çalışmalar yapmayı düşünüyorum. Daha önceki çalışmalarım fantezi ve yerel türlerdeydi. Birbiri ile bağlantılı farklı konseptleri olan türlerde çalışmayı düşünüyorum. Ben sadece bir türde takılı kalmıyorum. Sesimi kalıplaştırmıyorum. Her tarzda söylemeye çalışıyorum. Arapça bilmediğim halde Arapça metinleri Türkçeye çevirerek söylüyorum. İlk zamanlarda Kürtçe müzikte kalıplaştım. Hayran kitlem daha çok Kürtçe müzikleri seviyor, hatta hayranlarım bana yöresel kıyafetleri daha çok beğendiriyor.

 

Peki, Sanat dünyasında örnek aldığınız sanatçılar var mı?

Aslında sadece bir sanatçıda kalmıyorum. Birçok sanatçıyı beğenerek takip ediyorum ama özellikle Aynur Doğan’ı çok severim ve sesine gerçekten çok hâkim birisi. Aynur Doğan’ı dinlerden kendimden geçerim. Birçok şarkısını beğenerek dinlediğim bir sanatçımız. İç Anadolu bölgesinden Neşet Ertaş’ı çok beğeniyorum. Ondan Zara, Kubat ve daha birçok sanatçıyı takip ediyorum.

 

Eğer sanatçı olmasaydınız ne iş yapardınız?

Eğer sanatçı olmasaydım her halde birçok dalda çalışırdım. Okul çağlarında sorduklarında en büyük hayalim Edebiyat Öğretmeni olmak istediğimi söylerdim. Şiirleri çok severim ve sanatla uğraşmayı severdim.

 

Peki, ilerde söz ve bestesi size ait olan bir şarkı yazmayı düşünüyor musunuz?

Aslında zaman zaman yazıp, tekrar siliyorum. Bir anda farklı şeyler yapabiliyorum ama henüz kendi albümde okumuş değilim. İlerde söz ve bestesi bana ait olan bir albüm yapmak istiyorum.

 

Daha önce Şanlıurfa’da bir konser verdiniz?

Ben daha çok İstanbul’da çalışıyorum. Şanlıurfa’da herhangi bir yerde konser verme fırsatım olmadı. Yani herhangi bir kurumdan konser vermem için teklif gelmedi. Ne belediyelerden ne de özel sektörden teklif gelmedi. İlerde teklif gelirse yapmak isterim. Birde Urfa’da ikamet etmem de burada tekliflerin gelmemesinde etken olduğunu düşünüyorum. Burada olsam medya aracılığıyla sesimi duyurarak daha çok iş yapabilme fırsatım olabilirdi.

 

Kimsenin görmediği farklı bir özelliğiniz var mı?

Aslında evet kimsenin fark etmediği bir özelliğim var. Ben genelde alıngan biriyimdir, her şeyi içime atarım. Ayrıca çok aceleci ve azimli biri olduğumu söyleyebilirim.

 

Son olarak neler söylemek istersiniz?

Şanlıurfalıların kendi değerlerine sahip çıkmasını ve onları özümsemesini, ayrıca kurumlarımızın yaptığı organizasyonlara daha çok yerel sanatçılarımızı çağırarak onlara katkıda bulunmasını istiyorum. Kadınlarımıza hak ettikleri değerin verilmesini istiyorum. Bana verdiğiniz bu imkan için size ayrıca teşekkür ediyorum.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
google-site-verification=17JdBYTmCkOQ47__lWfiskKil_Sy4SbKNeDzgk4fPXs
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.