Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Besiciliğin reçetesi belli

Şanlıurfa Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Abdullah Şıldır, Şanlıurfa’da bulunan besicilerin girdi ve çıktı arasındaki farktan dolayı zarar ettiğini ve bu nedenle artık bu işi yapmak istemediklerini belirtti.

Haber Giriş Tarihi: 07.03.2017 09:42
Haber Güncellenme Tarihi: 01.01.1970 02:00
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.sanliurfaolay.com/
Besiciliğin reçetesi belli

Haber: Mehmet Kaması

Şanlıurfa Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Abdullah Şıldır, Şanlıurfa’da besi hayvancılığı yapan çiftçilerin sorun ve sıkıntılarını dile getirdi. Abdullah Şıldır, yaptığı açıklamada Şanlıurfa’da hayvancılığın bitme noktasına geldiğini ve besi yapmak isteyen çiftçilerin saman, arpa ve yemin çok pahalı olmasından dolayı sürekli zarar ettiğini belirtti. Emek noktasında dengeli bir adaletin olmadığını da vurgulayan Şıldır, bir besiye bakan çiftçinin ve etini satan esnafın aynı parayı kazanmadığını, çiftçinin 8 ayda kazandığı parayı bir esnafın 2 günde kazandığını söyleyerek, bu konuda bir emek dengesinin sağlanması gerektiğini söyledi.

‘Meralar kısa vadelidir’

Öte yandan Şanlıurfa’da bulunan mera konularına da değinen Abdullah Şıldır, Urfa genelinde mera alanlarının giderek yok olduğunu bunun da hayvancılığı olumsuz  etkilediğini söyleyen Şıldır, “Şanlıurfa genelinde Siverek ve Viranşehir’de mera bulunuyor. Bizdeki meralar zaten uzun vadeli değil, kısa vadeli olduğu için hayvan bundan pek faydalanamıyor. Ondan dolayı giderek yok olan mera alanları ile birlikte Şanlıurfa’da hayvancılık neredeyse tarihe karışacak.” dedi.

‘İthal hayvanın hastalıklı gelmesi imkansız’

Yurt dışından ithal edilen hayvanlarla ilgili vatandaşın kafasında oluşan soru işaretlerine açıklık getiren Başkan Şıldır, “Yurt dışından gelen hayvanların hastalıklı veya sakat olması imkansız. Bizim oralarda mühendislerimiz var. Onlar bir ay boyunca kontrol amacı ile hayvanları karantina altına alır, ondan sonra hayvan Türkiye’ye getirilir.” diye konuştu.

‘Besi zamanında çiftçiler, büyük masraflar yapıyor’

“Devlet yönetim çiftliklerinde kırmızı et birliklerinde özel dediğimiz kapasitesi olan çiftçiliği olan kişilerin 250 baş üzerinden 12 aylık simentel düve gelen düveleri burada boğaya çekiyorlar.” diyen Abdullah Şıldır, “Boğaya çekildikten sonra 16 veya 17 ay sonra boğaya veriyorlar. Boğadan sonra tekrar 9 ay bekliyorlar, 3 yıl beslemek zorundalar. Bu 3 yılın sonunda artık satmak serbest olur. Türkiye’nin hiç olmazsa olan ırk simentel iyi bir ırktır. Yani bunlardan doğacak erkek danaların günlük yaklaşık 2 kilo et verimi olur.” şeklinde konuştu.

‘Bakım masrafı yüksek olduğu için kar yok’

Her besicinin şu anda zarar ettiğini belirten Abdullah Şıldır, “Bugün saman 50 Kuruş, arpa 1 TL’nin üzerinde, kepek aynı şekilde. Şu anda insanlar, feni yem kullanamıyor. Arpa, mısır, mercimek ununun maliyetleri çok pahalıdır. Karkas kilo 22 TL’dir. Yani bugün bu fiyatlarla besicinin kar elde etmesi mümkün değil. Ya hamı düşürecek, ya da eti fiyat üzerinden vuracak.” dedi.

‘Hem tüketici hem de üretici zararda’

“Şimdi üretici de tüketici de zarar ediyor. Piyasada etin ortalama en düşük kilo fiyatı 35 TL’dir.” ifadelerini kullanan Şıldır, “Yani bu kesilen etler de 50 TL’ye de satılıyor. Bugün bizim besici karkas kiloyu 22 TL’ye veriyor, 22 TL’ye verdiği zaman bu aradaki rant nereye gidiyor. Yani hem tüketici hem de üretici zarar ediyor. Ama burada 35 TL’ye giden etin 13 TL’si nereye gidiyor.” ifadelerini kullandı.

‘Emek konusunda denge olmalıdır’

“Onu hesapladığında zaten yüzde 20 gibi bir et oranı oluyor.” sözlerini ekleyen Başkan Abdullah Şıldır, “Bir besici 8 ayda bir hayvana bakıyor. 500 TL bir hayvanda kazanırsa çok güzel kar etmiş olur. Ama burada 30 TL’ye diyelim ki kasabın veya marketin mal ettiğini 300 kilo bir danadan kiloda 5 TL kazandığında bin 500 TL yapar. Burada bir adalet dengesi yok. Burada ham fiyatları düşecek, etin yükselmesini bizler de istemiyoruz. Biz de vatandaşın ucuz et yemesini istiyoruz. Ama burada girdiler çok yüksek. Yani samanın fiyatı zaten belli yani 60 kuruş, 1 TL’nin üzerinde arpa bulunuyor yani girdilerimiz çok yüksek.” diye konuştu.

‘Girdi oranı yüksek olduğu için çiftçiler zarar ediyor’

Girdilerin çok yüksek olduğu için de çiftçilerin para kazanmadığından şikayet eden Başkan Şıldır, “Ana temelde ham dananın pahalı olmasıdır. Biz daha önceden besi dana aldığımızda et 22 TL ise biz canlı kilosunu 12 TL’ye alıyorduk. Yani canlı ile karkasın arasında yüzde 60 oran vardır ama şimdi bu oran yüzde 100’ü bulmuş durumda. Bizim sıkıntımız buradadır.  Boş düvenin bugün bir düve bin 900 Euro. Bunu 4 TL ile çarparsak bizim paramız ile 8 bin TL yapıyor. Bir tane 12 aylık boş düvenin yurt dışından buraya gelmesi 8 bin TL’ye mal oluyor. Buna bakım yapılacak, tabi olur olmaz hastalığı var, bunun firesi var. Bunun yemi var, bu insan yaklaşık 15 ay hizmet edecek ki bu düve doğursun.” İfadelerine yer verdi.

‘Türkiye’de hayvancılık bitme aşamasında’

Düve doğurduktan sonra çiftçilerin verim alabildiğini söyleyen Şıldır, “15 ay sonra verim alıyor. Günlük bu düvenin bakım masrafı ortalama 8-12 TL arasındadır. Aylıkta ortalama bakımı 250 TL’ye denk geliyor. Burada 15 aya bakarsan neye mal olur, bu adam kaça satacak. Buradaki ithal cazibesini kaybetti. 2011 yılında piyasada canlı kilo 12 TL iken biz Urugay’dan 6 bin 800 TL’ye getirdik. Ama Türkiye’de bugün hayvancılık bitme aşamasında. Çünkü herkes bırakıyor küçük esnaf komple bırakma aşamasına geldi. Yani bir zarar ediyor, iki zarar ediyor, üçüncüsünde artık diyor ben dayanamam ve artık bırakıyor.” Sözlerinin altını çizdi.

“Yurt dışından gelen hayvan hastalıklı olamaz, yorgun olabilir.” diyen Şıldır, “Yani Gemi ile karayolu ile gelen şey de sakat olabilir. Ama orada biliyorsunuz ki 1 ay garanti süresi vardır. Dışarıdan ithal edilen bir hayvanın dışarıda mecbur karantina süresi vardır. O da mecburi 1 aydır. O bir ay içerisinde bizim Türk veterinerlerin denetimi altında geliyor. Ama yolda yorgunluk nedeni ile sakatlık nedeni ile olabilir. Yurt dışından gelen bir hayvan şaplı olmaz. Olsa bunun ithalatı olmaz, kör hayvan olmaz, topal hayvan olmaz. Çünkü orada seçim heyetimiz var. Suruç ve Bozova gibi yerlerde mera çok azdır. Ama bugün Siverek Viranşehir yani bu taraflardaki meralarda uzun süreli meralar değildir. Bahar gelirse bir 45-50 gün süresi vardır. O süre boyunca da hayvan zorla oraya alışıyor. Alıştıktan sonra da o otlar kuruyup gidiyor. Ondan sonra yiyecek bir şey bulmuyorlar. Ondan sonra da Besiye çekiyorlar.” şeklinde konuştu.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
google-site-verification=17JdBYTmCkOQ47__lWfiskKil_Sy4SbKNeDzgk4fPXs
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.