Urfa’da gazetecilik çok zor...

Olay Gazetesinin düzenlediği Fikir Kulübü’nün bu haftaki konuğu,yeni kurulan Gazeteciler ve Yazarlar Cemiyeti Başkanı Celal Çiftçi ve Yönetim Kurulu Üyeleri oldu.Cemiyet Başkanı Celal Çiftçi, Fikir Kulübü’nde gazetecilik mesleği, neden cemiyet kurduklarını anlattı. 

İşte o söyleşi;

 Hüseyin Güzel: Neden Cemiyet kurdunuz?

Celal Çiftçi:  Alanlara indiğimiz zaman gazetecilerini durumlarının vahim olduğunu gördük. Gazeteciliğin böyle olmaması gerektiğini düşündük.3 Cemiyet Başkanıyla görüştük. Tek cemiyet altına birleşelim dedik.

 Hüseyin Güzel: Cemiyet her yerde var siz Konfederasyon kuruluşuna neden geçmediniz?

Celal Çiftçi: Evet her yerde cemiyet var ama sorunlarla kimse ilgilenmiyor. Urfa’da 5 televizyon var ve ikisini de kuruluş aşamasında olduğu söyleniyor. Bu 7 televizyonun ihtiyacına cevap verecek ekip alanda yok. Tabloya baktığımızda alanda eğitim gerektiren bir sürü eleman var. Bizde buna çözüm adına birleşme gerektiğini söyledim ama buna arkadaşlar pek yanaşmadı. Bizde bu gibi sorunlara çözüm olmak adına böyle bir cemiyet kurma gereğini duyduk. İstişare ettik ve kurulduk. Biz bunu bölgesel olma yolunda da adımlar atacağız. Fakat şuanda tek önceliğimiz Urfa’da bulunan gazeteciler olacak. Burada vasıflı kişiler yetişemiyor bunu sebebi de tamamen başı boşluk ve ekonomik durum tabi.

 Hüseyin Güzel: Bir esnafın basının başına geçmesi ne derece bir yayıncılık? Size göre basında da belli kurallar olmamalı mı?

Celal Çiftçi:Bu sadece Urfa olarak değil Türkiye genelinde öyle olmuş durumda. Ciddi boşluk ve sıkıntılar var. Medya patronları ticaret yapmamalı medyada başka birşeyle uğraşmamalı ama maalesef şimdi durum öyle değil. Baktınız medya patronları ihaleye giriyor. Siyasete giriyor. Böyle olunca da medyanın kalitesi düşüyor. Patronlar, Gazeteciler artık kendisine çeki düzen vermek zorunda insanlar artık televizyon izlemek istemiyor biri sağ biri sol gösteriyor. Urfa’ya dönersek biz çok idealist bir cemiyet değiliz. Hedeflerimiz var. Topluma yeterli bilgiyi verebilecek Gazetecilere  eğitim verebilmek. Son zamanlarda medyanın Urfa’da çivisi çıkmış

 Hüseyin Güzel: Daha önce medya dediğimizde sadece aklımıza yazılı ve görsel haber olarak geliyor ama şimdi öyle değil sosyal medya ve internet haberciliği hızla ilerliyor. Bu sektörün avantajı ve dezavantajı var. Cemiyet olarak ne yapmayı düşünüyorsunuz?

Celal Çiftçi: Urfa’da gazetecilik çok zor. Ne kadar özgür olduğumuzu söylesek te bir yerde tıkanıyoruz. Şehrin dengelerini göz önünde bulundurmanız gerekiyor. İnternet haberciliği son yılllar da hızla yayılıyor. Anlık haberleşme yapılıyor. Gazetede tasarım basma vs gibi yapılırken internet haberciliği anlık yapılıyor. Ulaşımı çok kolay.

 Hüseyin Güzel: Basının sorunları nelerdir?

Celal Çiftçi: En önemli sorunlardan bir tanesi alanda çalışan kişinin maaşında iyileştirmeler yapmak. Bu kişi çoluk çocuğuna ekmek götürebiliyor mu? Bunlar göz ardı ettiğimiz zaman kişi başka bir iş bulduğunda burayı bırakıp başka bir yere gidecek ve dolayısıyla profesyonel bir basıncı yetişemeyecek. Biri gelir biri gider. Medyanın saygınlığını artırmak gerekiyor.

 Hüseyin Güzel: Televizyon yayınları ne derece de halkın istediği yayıncılığı yapıyor?

Celal Çiftçi: Geçmişte Türkiye’de 3 beş televizyon olduğu zamanlarda ben Atv de çalışıyordum. Bir haber yaptınız zaman ülkenin yarısı duyuyordu kaliteli bir habercilik yapıyorduk. ideolojik haber yapan azdı. Şu sürece baktınız da ise televizyon ve gazeteler çoğalırken bunula beraber kalite de düşüyor. Önceleri teknoloji yoktu beyinler vardı. Şimdi teknoloji var ama beyinler kısıtlı. Yaygın anlamda diyorum gazete ve televizyonlarımızın niyeti halka gerçek haberciliği yansıtmak değil ki. Kendi yandaşına nasıl dal kavukluk yaparım derdine düşmüş. Kendi grubumu nasıl zengin ederim endişene düşmüş. Kendi partisini nasıl iktidar taşırım derdine düşmüşler. Öyle olduğu bir süreçte insanlar artık medyanın itibarı sarsılmış durumdadır. Türkiye’de ve dünyada bazı kurumları siyasallaşmaması gerekir. Bunlarda biri adli, Medya ve güvenliği sağlayan kurumların siyasallaşmaması gerekiyor. Bakıyorsunuz Türkiye’de medya siyasallaşmış durumda a tarafı medyası b tarafı medyası diye ayrılmışlar. Buda medyada itibarı azaltıyor. Şuanda biz bile yerel bir gazete olmamıza rağmen oturuyor toplantılar düzenleyerek bugün gazeteye 3 tane haber farklı haber istiyorum. Daha önceleri bir televizyonda bağlı elli kişi falan çalışırdı şimdi herkes bir ajansa bağlı kalıyor. Haber atlatma bile yapılmıyor. Olduğu gibi kes-yapıştır. Tamam haber bitti. Bizim zamanımızda öyle değildi.

 Hüseyin Güzel: Resmi kurumlardan haberi almak neden zorlaştı?

Celal Çiftçi: Biz gazeteciler olarak resmi kurumlardan haber almamız zorlaştı. Kurumlardan ciddi anlamda sıkıntılarımız var. En büyük sorunlarımızdan biri de bu. Hiçbir şey yapmadan yatarak en iyisi olmaya çalışılıyor. Biz medya olarak sağlıklı bilgi alamazsak biz nasıl halka sunacağız.  Kurumun başında olan amirler müdürler mutlaka medyaya haber ve açıklama istendiğinde vermelidir. Zamanın istenilen bilgiyi vermelidir. Bugün farklı bir şey yazdığınız zaman arayıp soruyorlar biz bilgi isterken de kimse vermiyor. Türkiye’de medya çok kirlendi. Medya herkesin elinde olmaması gerekiyor. Kendimize çeki düzen vermediğimiz zaman yurt dışında komik duruma düşeceğiz.

 Hüseyin Güzel: Gazetecilikte ve köşe yazarlığında  İlke ne olmalı?

Celal Çiftçi: Habercilik olan haberi olduğu gibi yorum katmadan objektif bir şekilde vermelidir. Köşe yazarlığı ise habercilikten farklı köşe yazarı yol gösteriyor. Ben bazen haberleri bile izlemek istemiyorum. Psikolojiyi bozuyor. Türkiye’de herkes aynı haberciliği yapacağına farklı haberler yapmak zorundadır. Bir spor haberi sadece spor bir haber sadece siyasi haber, bir haber sadece kültür haberi vermek çok yönlü olması gerekiyor.

 Hüseyin Güzel: Siz yazar çizer olarak sıkıntılarınız ne?

Kemal Uğuzlu: Hep hayırlı güzel haber olsun ama vaziyette bunu göstermiyor. Daha önce gerek Urfa da gerek ülkemizde sadece fiili olarak gazetecilik yapanlar için gazeteciler cemiyeti kuruluyordu. Urfa’da bir ilk yaparak gazeteciler ve yazarları da içine alan bir cemiyet kurduk. Gazetelerle 1974 ten beri meşgulüm. Gazetecilik birini zannettiği gibi fotoğraf ve eline kamera almakla olmuyor. Önemli olan bu işi kaliteli yapmak. Bizde bu cemiyeti bu sorunu çözmek adına bu cemiyeti kurduk diğer cemiyetler ve üniversite ile de iletişime geçeceğiz. Ve gazeteciliğin nasıl yapıldığının eğitimini vermek gerekiyor. Biz bununla ilgi seminer ve eğitimler vereceğiz. Memleket bilgilendirme adına basın çalışanları çok önemli kişilerdir. Köşe yazarlığında nasıl olması gerektiğini biz elimizden geleni yapacağız.

 Hüseyin Güzel: Köşe yazılarında neler var gündemde?

Bilal Bebe: köşe yazılarımızda ki ana tema şu genelden haberi olmayan yerele haber etmek yerelden haberi olmayanı sorunları dile getirmek bunu yaparken de tarafsız ve objektif yansıtmak. Olay gazetesi de buna ön ayak olmuştur.

 Hüseyin Güzel: Siz İstediğiniz gibi yazıp çiziyor muşunuz?

Halil Doğan: Baktınız da onca gazetecini ceza evlerinde olmasından dolayı bunun pek mümkün olduğunu sanmıyorum. Ama şahsen Olay Gazetesinde bir kısıtlama görmedim. İstediğimi yazıyorum. Bazı gazeteciler belli kurumlara bağlı çalışıyor. Biz öyle değiliz. Dolgun maaşı olmayan gazeteci fikriyle cebiyle sıkışıp kalabiliyor.

Hüseyin Güzel: Fikir kulübü olarak tek ses olalım dediğiniz görüşler oldu mu?

Kemal Uğuzlu: Uğuzlu: Ses vermek anlamında dosya vermek anlamında Urfa meselelerin dile getirmek anlamında soruyorsanız. Hem siyasi hem düşünce olarak fikir alış verişinde ortak bir karar alabiliyoruz. Eksikler var mutlaka ama giderilecektir. Urfa da tarihi yerlere baktınız da ulaşımı çok zor ulaştığında da insanlar sevinç göz yaşları akıtıyor. Bir çok yeri geziyoruz. Peygamberler şehrinden, Harran üniversitesinden, göbekli tepeden bahsediliyor. Bahsediliyor. Ve daha bir çok keşfedilmemiş yeri fikir kulübü olarak gündeme getireceğiz.

 Hüseyin Güzel: Yazılarınızda yanlış yazdım diye düzeltmeye gittiğiniz yazınız oldu mu?

Bilal Bebe: Tabi ki biz yerelinde genelinde sancılarını tutan insanlarız. Bir yere değindiğiniz zaman bunun siyasetçisi bürokratı evet ya bu şöyle olmalıydı doğru yazıyor diye kimse bize öyle bir şeyde ulaşmıyor yada tenezzül mü etmiyor bilmiyorum. Görsel ve yazılı basının söylediklerinin hepsi kişisel değildir. Ben fikriyle cebi arasında kalan yazarlarımız olduğunu düşünmüyorum. Düşünülmemesi de gerekiyor. Bizim tek meselemiz halk ve halkın sorunudur. Bir gün kalemimi satarsam o kalemi gözüme sokmasını da bilirim.

 Hüseyin Güzel: Hangi programlar sizi ilgilendiriyor?

Bilal Bebe: Yerel baz bu Urfa sıra geceleri adabından çıktığını herkes biliyor. Sanıyorum hocalarım da bana katılacağını biliyorum. Geleneğe sahip çıkmak adına bunları göz önünde bulundurmalıyız. Bakıyorsunuz bir spor programında tartışma yapılıyor bu ta siyasi konular katarak başbakana kadar gidiyor. Bir bakıyorsunuz magazinsel bir programda siyaset yapılıyor. Bir şeyin bir değeri olması lazım programların kalitesi o kadar düşmemelidir. Halk ne istiyor kimse bakmıyor. Bu kadar yalaka yandaş olmanın bazı kesimleri ötekileştirmenin fayda sağlamayacağını herkes bilmelidir. İmtiyaz sahiplerini ekran da görüyorsunuz iş adamı bakıyorsunuz program sunucusu her türden karşımıza çıkıyorlar.

  Hüseyin Güzel: Seçim döneminde televizyonun kendi fikirlerini göremiyoruz neden?

Abdülkadir İkbal: Özellikle ulusal programlar tamamen siyasi yapılıyor o programı yapanlarda nasıl tahammül ediyorlar bilmiyorum. Televizyonlar maalesef seçim dönemlerinde kendi düşünceleri yerine program yapmak isteyen kişinin tercihine gidiyor. Sorular daha önce hazırlanmış bir listeyle karşılarına çıkıyor. Bakıyorsunuz soru bitmeden cevapları hazır.