Günümüz teknolojisinin zirve yaptığı dünya da iletişim mecraları git gide çeşitlilik kazanıyor. Elbetteki bu insanlık adına mükemmel bir gelişme olup; kısa süre içerisinde birçok işi yapabilmek, uzak mesafelere yolculuksuz bir şekilde yolculuk yapmak, var olan duygularımızı, iletmek istediğimiz mesajlarımızı karşımızdakine anlık bir şekilde iletebilmek için çok önemli araçları meydana getirmiş oluyor. Tabi yerin de kullandığımız takdirde...

Fakat bir şeyi değerlendirirken tüm yönleriyle değerlendirmek ve objektif davranmak temel ahlak ilkelerinin önemli bir unsurudur bana göre.

Teknolojik kavramların bize getirdiği kolaylıklardan bahsederken, bizlerde oluşturduğu dezenformasyon ve ahlaki çöküşleri de tarafsız bir biçimde dile getirmemiz gerekir. Zamandan tasarruf ettik derken birkaç katı daha fazla zaman kaybı yaşamakla birlikte, zorlu süreçler sonucunda kazandığımız milli ve manevi değerlerimizi de farkında olmadan kaybediyor olabiliriz mesela.

Son zamanlar da manevi duygularımız koruyacak vakit bulmamız neredeyse imkansız bir hal almış durumda.

Çünkü ellerimizin altında atılan mesajlara beklenen anlık cevaplar, diğer bir taraftan paylaşılan bir fotoğraf için heyecanla beklenen like’ ler var...

Ve derken yemek vakti gelip çatıyor.

Ellerimiz de kaşık ve çatallarla, gelen yemek tabaklarını çekip altına da “Allah olmayanlara da versin” notunu düşerek paylaşmasak sosyallik, entellik, gösteriş ve şaşaa yarışında kendimizi geride bırakmış oluruz.

Ee insan yediklerinden paylaşması lazım tabi, sonuçta bu kadar aç insan var...

Yemek faslından sonra çok güzel bir filtre kahveyi hak ettik, güzel bir filtreyle de fotosunu çekip paylaştık mı entellik evrimimiz tamamlanmış oluyor.

Hadi gözümüz aydın artık biz de sosyaliz, en entel biziz...

 Evin babası Kahveyi yudumlarken gözü bir ara masanın bir ucundaki oğlunun mutsuzluğuna takılıyor. Telefona pür dikkat bakan oğluna;

-Oğlum niye bu kadar üzgünsün, neye dalmışsın böyle?

-Sudenaz beni takipten çıkarmış baba ve artık fotolarımı like’lamıyor.

Ailecek herkes şaşkın.

Aman Allahım olacak iş mu şimdi?

Neyse ki evin büyük kızının paylaşımları binlerce tık almıştı da çok üzülmeye gerek kalmıyor...

Çok Şükür sofra da ailecek güzel ve verimli bir like’la, tıkla, çıkar, takipleş muhabbetinden sonra herkes kendi köşesine çekilmiş oluyor. Böylece verimli bir günün daha sonuna geliniyor...

Evet acı ama gerçek kötüye kullanıldığından birkaç satırla, bir ailenin sofra başında geçen bir vaktinin özetini, doğrudan ailede ve dolaylı olarak da toplumda büyük tahribata neden olan teknolojinin ve bunun uzantıları olan sosyal medyanın yaptıklarına vurgu yapmak istedim.

Zaten hiç saymıyorum aile içerisindeki tüm mahremiyetin birkaç kuruş uğruna heba edilişini ve hiç açmayacam o  konuyu, emanet diye verilen o bedenlerin acımasıca sergilenişini...

İnkar edilmez büyük bir nimet iken, gerçekleri hatta kendi benliklerimizi dahi inkara götüren birer külfet haline gelebiliyor. Özellikle bazı uygulamalar ve platformlarla bunu bariz bir şekilde görebiliyoruz. Dolayısıyla şeytanın zehirli oklarından bir ok haline gelmiş olan sosyal medyayı yerinde ve yararlı olacak bir biçimde kullanmamız gerekir aksi takdirde ne ahlak ne de bağlı olduğumuz manevi değerlerin esamesi bile okunmaz artık.

Saygılarımla...