1968 yılının Nisan ayıydı;Türk sinemasının gelmiş geçmiş en büyük aktörü,senarist, yönetmen,yapımcı ve yazarı Yılmaz Güney' le bir Siverek gecesinde tanıştık. O zamanki eşi Türkiye güzeli Nebahat Çehre ile geceye katılan Yılmaz Güney,İstanbul Taksim semtindeki Kervansaray'da Kürtçe şarkı ve türkülerin de okunduğu gecede yaptığı konuşmada:" Siverek küçük'tür diyorlar, evet ama Vietnam da küçüktür"diyerek, kendi memleketi Siverek'i Vietnam'a benzetmek istedi. O zaman Vietnam'da savaş vardı.Fransızlara, Amerikalılara karşı amansız bir Kurtuluş mücadelesi veren Vietnam ile Siverek,Yılmaz Güney'in gönlünde birlikte yer almıştı.
İlk tanışmamızdan 10 yıl sonra 1978 yılının yaz aylarıydı;Yılmaz Güney, Üsküdar Paşakapısı cezaevinde tutukluyken,bizimle görüşmek istediğini telefonla bildirmiş ve önemlidir notuyla selamlarını iletmişti.
Gittim görüştüm.Demir parmaklıklar arasında Yılmaz Güney'le tokalaşalım derken ancak parmaklarımız birbirine yetişti.Yılmaz Güney,bana net olarak şunları ifade etti:"Solcu geçinen bazı goşist grup ve fraksiyonlar beni kendilerinden gösterip benim üzerimden kendi propagandalarını yapıyorlar.Ben bundan son derece rahatsızım."
"Ben devrimci bir gelenekten geliyorum, eserlerimin çoğu devrimci anlayışım ve duruşumun ürünüdür. Hiçbir goşist çevre ve unsurlarla herhangi bir bağlantım yoktur. Ben de sizin gibi düşünüyorum ve bunun böyle bilinmesini özellikle istiyorum"dedi.
Benden sonraki günlerde avukat arkadaşlarım Medet Serhat ve Mehmet Tüysüz de ayrı ayrı zamanlarda gidip ziyaret ettiler,görüştüler,konuştular.
1Nisan 1937 Adana doğumlu ve aslen Urfa Siverekli kürt olan Yılmaz Güney 9 Ekim 1981'de 19 yıl ağır hapis cezası alarak 5 yıl yattıktan sonra yurt dışına sığınmıştır. Önce gittiği Yunanistan'da eserlerinin bıraktığı izlenim,sevgi ve saygı nedeniyle Yunanistan Cumhurbaşkanı ve daha sonra gittiği Fransa'da da Fransız Cumhurbaşkanı tarafından ilgiyle karşılanmıştı.
Yılmaz Güney yurtdışına çıktıktan sonra,12 Eylül 1980 askeri darbenin elebaşı Kenan Evren'in emri ve talimatıyla 26 Ekim 1982'de Türk vatandaşlığından çıkarılmıştır.
Gittiği Fransa'da Paris'e yerleştikten sonra son eşi Fatoş Hanım'la birlikte Irak Kürdistan'ında süren Kürt ulusal harekatine destek veren çalışmalar yaptılar.Paris Kürt Enstitüsünün kuruluş çalışmasına katıldılar. Çirkin Kral lakabıyla tanınan Yılmaz Güney 9 Eylül 1984 tarihinde Paris'te vefat etti ve orada Pére Lsahaise mezarlığında yatıyor.
Elif ve Yılmaz adlarında iki çocuk babası olan Yılmaz Güney 30'un üstünde sinema filmine damgasını vurmuştur.
Bu filmlerin bazıları şöyle:Umut,Baba,Yol, Umutsuzlar,Ağıt,Arkadaş,Duvar,Sürü,Boynu bükük öldüler,Endişe, Kızılırmak, Karakoyun, Hudutların kanunu,Alageyik,İzin, Çirkin Kral, Bir gün mutlaka,Bu vatanın çocukları,Çirkin ve cesur,Son kızan adam, Şeytanın Oğlu,Benim adım Kerim,Kahreden kurşun,Tütün zamanı,Düzen ve s.
Yılmaz Güney 15 filmde yapımcı, 64 filmde senarist ,114 filmde oyuncu, 26 filmde yönetmen, Yol filminin kurgusunu yapmış, Düzen filminin de yazarlığını yapmıştır.
Yılmaz Güney'in nasıl bir insan olduğunu kendisinin yazdığı şiirinden anlayabilirsiniz.
Şems POLAT
YAZMAK İSTERDİM
Kavgayı bir yaprağın üzerine yazmak isterdim
Sonbahar gelince dökülsün diye
Öfkeyi bir bulutun üzerine yazmak isterdim Yağmur yağınca bulut yok olsun diye Nefreti karların üzerine yazmak isterdim Güneş açsın karlar erisin diye
Ve dostluğu ve sevgiyi,yeni doğmuş
Tüm bebeklerin yüreğine yazmak isterdim Onlarla birlikte büyüsün
Bütün dünyayı sarsın diye.
Yılmaz Güney
Yorum Yazın
Facebook Yorum