YEMYEŞİL ŞANLIURFA
20 Kasım 2021, Cumartesi 15:32Bu bir hayal midir? Hayır, bence Şanlıurfa bunu başarabilir. Şu anki Şanlıurfa, yemyeşil Şanlıurfa’ya dönüşebilir. Yeter ki bunun çalışması ve mücadelesi yapılsın.
Tüm insanlar gibi ben de yemyeşil bir çevrede ve şehirde doğmayı, büyümeyi ve yaşamayı isterdim. Gerçek şu ki doğası ve yeşili bol olan şehirlerin insanları da sağlıklı ve mutludurlar. Doğa ve yeşil huzur verir, insanların ciddi manada rahat olmasını sağlar.
İlkokul çağlarında öğretmenlerimiz bir resim çizin dediğinde, nedense hep ve yeşil bir vadide kurulmuş şirin bir belde, bu beldenin ortasında akan ve mavi rengiyle insanı kendinden geçiren bir akarsu resmi çizerdik. Çünkü insanı günümüze getiren ve insanlığın tarihi kadar eski olan, adeta insanlığı doğuran değer olan su ve yine suyun doğurduğu tabiatı, yeşilliği ve güzelliği düşünsenize…
Yabancı filmlerde gördüğüm, güzelim çimler ve ağaçlarla çevrilmiş harika şehir imar planları ile düzenlenmiş, çevrede ve şehirlerde yaşamak uğruna herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğine inanlardanım. İnsanlar duyarlılık göstermelidir. Gerçekten yaşam kalitesi, gelişmişlik düzeyini gösterdiğine göre; yaşadığın çevrenin-şehrin güzelliği, yeşili ve temizliği de yaşam kalitesinin önemli bir parçasıdır.
Avrupa değerler sisteminde, üçüncü kuşak insan hak ve özgürlükleri arasında sayılan sağlık bir çevrede yaşama hakkı, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve diğer çevre hukuku mevzuatında da önemli bir insan hakkı olarak düzenlenmiştir. Anayasamıza göre “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir.”diyen bu düzenleme karşısında devlete, devletin taşra örgütlenmesine, yerel idarelere, sivil toplum örgütlerine ve en önemlisi biz vatandaşlara önemli görevlerin düştüğü gün gibi ortadadır.
Şehrin planını, programını yapmak kurumlara ait ise de bu düzene uymak, şehir kuralları ve yaşam kültürüne dikkat etmek, kurallı yaşamak ise vatandaşların vazifesidir. Yaşadığımız şehir ve beldede yaşam kalitesini arttırabilmek için duyarlı ve bilinçli vatandaşlar olarak, ağaç dikme kampanyalarına destek vermeden tutunda, çevreyi ve doğayı korumak, temiz ve hijyenik koşullarda yaşamak için bizlerinde inisiyatif alması gerektiği kanaatindeyim. Aksi halde yeşilin olmadığı, doğasının tahrip edildiği, sağlıklı olmayan bir çevrede yaşayan insanlar olarak bizlere de ciddi bir vebalin olacağından kimsenin şüphesi olmasın.
Yaşadığımız şehir Şanlıurfa’nın son yıllarda GAP projesi, Atatürk Barajı ve sulama nedeniyle ciddi ekonomik ve sosyal imkânlar yakaladığı bir gerçektir. Yine kısmen de olsa suya kavuşmanın verdiği bir yeşil artışı da söz konudur. Fakat şehrin içinden geçen bir nehirden yeterince istifade edilmediği kanaatindeyim. Şanlıurfa’da iklimin sıcak ve sert olması da dikkate alınarak, barajın suyu Şanlıurfa’nın; Karakoyun Deresi, Külaflı Deresi ve Karaköprü’nün deresinin uzantısı olan Sırrın Deresinde temiz su akıtılmalıdır. Böylece hem doğal havalandırma kaynağı olan üç derede ıslah edilip temiz su akıtılır, hem de etrafı yeşillendirilerek insanların istifade edeceği çok güzel mesire yerleri, parklar, çay bahçelerine Şanlıurfa kavuşmuş olur. Bu hususta Eskişehir ve Gaziantep belediyeleri şehirlerinin içinden geçen dereleri bu şekilde ıslah ederek, şehrin yaşamına ve ekonomisine ciddi bir artı değer oluşturmuşlardır. Bizde neden olmasın, ne dersiniz…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum