İyi bir konu veya şehrin sorunları hakkında yazı yazmayalı o kadar çok oldu ki, çatışmaların dışında yazı yazmak neredeyse imkansız bir hal aldı artık. Neredeyse her yazımı kurşun, her türlü bomba, slogan ve çatışma sesleri arasında yazmak durumunda kalıyorum.
Sur’da son olarak ilan edilen sokağa çıkma yasağı 9’uncu gününde 17 saatliğine kaldırıldı. Bu 17 saatte binlerce insan, bulabildiği ve taşıyabildiği ne varsa alıp Diyarbakır’ın çeşitli ilçelerindeki ya akrabalarının yanına, yada bütçelerine uygun bulabildikleri evlere taşındılar.
Sur’da yaşayanların birçoğu, 1990’lılarda devletin uyguladığı politikalar sonucu köylerinden-mezralarından yani yerlerinden-yurtlarından göç etmek zorunda bırakılan ailelerden oluşuyor.
1990’lı yıllarda devletin resmi rakamlarına göre 3 bin 500 dolayında yerleşim yeri boşaltıldı. Başka bir değişle milyonlarca insan yerlerinden oldu. Köylerinde üretici durumunda olan bu insanlar, Diyarbakır’ın merkez Sur ilçesi gibi şehirlerin varoşlarına yerleşti.
O günün bebekleri-çocukları bugünün gençlerinden oluşuyor. O gün anneleri-babaları ve akrabaları göç etmek zorunda bırakılanların, bu gün kendileri göç etmek zorunda kaldı.
Göç Edenler Sosyal Yardımlaşma ve Kültür Derneği Diyarbakır Şube Eş Başkanı Yılmaz Kan, sokağa çıkma yasakları nedeniyle yaşanan göçlerle alakalı hazırladıkları araştırma raporunu açıkladı. Yaklaşık bir hafta önce açıklanan araştırma raporuna göre, yasak ilan edilen yerlerde yaklaşık 200 bin, Sur ilçesinde ise 20 bin insanın göç ettiği belirtildi ki, bu rakam şimdilerde 30 bini aşmış durumda.
Söz konusu durum, Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın yaptığı açıklamaya göre daha da vahim bir noktada. TİHV Dokümantasyon Merkezi'nin derlediği verilere göre 16 Ağustos ila 12 Aralık 2015 tarihleri arasında 7 ilde, 2014 nüfus sayımına göre toplam 1 milyon 299 bin 61 kişi çatışmalardan etkilendi.
Sevgili dostum Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu Yönetim Kurulu Üyesi, Diyarbakır Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Alican Ebedinoğlu ise, durumu başkanı olduğu esnaf penceresinden değerlendirdi.
Ebedinoğlu’na göre ki, bu rakamlar bir hafta öncesine ait, Sur’da 311 işyerinin kapandığı, 3 binden fazla kişinin işten çıkarıldığını söyledi. Ebedinoğlu, Sur’un turizmden-ticarete her yönüyle Diyarbakır ekonomisinin kalbi konumunda olduğunun altını çizerek, Sur’daki 10 bin esnafın böyle giderse büyük bölümünün iflas edeceğini değerlendiriyor.
Araştırmalar, veriler ve görüşler böyle… Ayrıca bu durum sadece Diyarbakır’ın merkez Sur ilçesi için geçerli. Buna Silvan, Bismil, Lice, Dicle, Hazro, Cizre, Silopi, Nusaybin, Dargeçit, Derik, Yüksekova, Varto gibi yasak ilan edilen yerleri de eklediğimizde varın durumu siz tahmin edin.
1990’lı yıllarda çok acı yaşandı, çok gözyaşı döküldü, çok canlar toprağa düştü, işkenceler, faili meçhuller yaşandı, köyler-mezralar boşaldı yakılıp-yıkıldı.Bugün herkes her kesim 1990’lı yılları lanetle anıyor. Bizden sonraki nesillerinde bugünleri lanetle anmaması için sorunları konuşarak-tartışarak ortak paydada buluşarak çözmek durumundayız.
Her zaman söyledim, bıkmadan-usanmadan gerekirse her yazımda tekrar edeceğim. Çatışmadan, savaştan, hiç kimse karlı çıkmaz. Boşuna dememişler savaşın kazananı olmaz. Ama barıştan herkes kazançlı çıkar.
Yazımın sonuna gelirken maalesef Diyarbakır’da gün boyu devam eden olaylar sonucunda 2 sivilin yaşamını yitirdiğini, 2 sivilinde ağır yaralandığı haberini üzülerek aldım. Onlarca kişi ise gözaltına alındı.
Sur’a gelince… Askerin de girdiği Sur’da silah ve bomba sesleri hiç eksik olmuyor, siyah dumanlaryükselmeye devam ediyor. Günlerdir çatışmaların yaşandığı Sur’da camiler, kiliseler, okullar, evler ve işyerleri delik deşik oldu. Sur’da sadece insanlık değil, bir tarih ve kültür de yok oluyor.
Sevgiyle kalın.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ercan AKKAR
Yasak, çatışma ve iç göç…
İyi bir konu veya şehrin sorunları hakkında yazı yazmayalı o kadar çok oldu ki, çatışmaların dışında yazı yazmak neredeyse imkansız bir hal aldı artık. Neredeyse her yazımı kurşun, her türlü bomba, slogan ve çatışma sesleri arasında yazmak durumunda kalıyorum.
Sur’da son olarak ilan edilen sokağa çıkma yasağı 9’uncu gününde 17 saatliğine kaldırıldı. Bu 17 saatte binlerce insan, bulabildiği ve taşıyabildiği ne varsa alıp Diyarbakır’ın çeşitli ilçelerindeki ya akrabalarının yanına, yada bütçelerine uygun bulabildikleri evlere taşındılar.
Sur’da yaşayanların birçoğu, 1990’lılarda devletin uyguladığı politikalar sonucu köylerinden-mezralarından yani yerlerinden-yurtlarından göç etmek zorunda bırakılan ailelerden oluşuyor.
1990’lı yıllarda devletin resmi rakamlarına göre 3 bin 500 dolayında yerleşim yeri boşaltıldı. Başka bir değişle milyonlarca insan yerlerinden oldu. Köylerinde üretici durumunda olan bu insanlar, Diyarbakır’ın merkez Sur ilçesi gibi şehirlerin varoşlarına yerleşti.
O günün bebekleri-çocukları bugünün gençlerinden oluşuyor. O gün anneleri-babaları ve akrabaları göç etmek zorunda bırakılanların, bu gün kendileri göç etmek zorunda kaldı.
Göç Edenler Sosyal Yardımlaşma ve Kültür Derneği Diyarbakır Şube Eş Başkanı Yılmaz Kan, sokağa çıkma yasakları nedeniyle yaşanan göçlerle alakalı hazırladıkları araştırma raporunu açıkladı. Yaklaşık bir hafta önce açıklanan araştırma raporuna göre, yasak ilan edilen yerlerde yaklaşık 200 bin, Sur ilçesinde ise 20 bin insanın göç ettiği belirtildi ki, bu rakam şimdilerde 30 bini aşmış durumda.
Söz konusu durum, Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın yaptığı açıklamaya göre daha da vahim bir noktada. TİHV Dokümantasyon Merkezi'nin derlediği verilere göre 16 Ağustos ila 12 Aralık 2015 tarihleri arasında 7 ilde, 2014 nüfus sayımına göre toplam 1 milyon 299 bin 61 kişi çatışmalardan etkilendi.
Sevgili dostum Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu Yönetim Kurulu Üyesi, Diyarbakır Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Alican Ebedinoğlu ise, durumu başkanı olduğu esnaf penceresinden değerlendirdi.
Ebedinoğlu’na göre ki, bu rakamlar bir hafta öncesine ait, Sur’da 311 işyerinin kapandığı, 3 binden fazla kişinin işten çıkarıldığını söyledi. Ebedinoğlu, Sur’un turizmden-ticarete her yönüyle Diyarbakır ekonomisinin kalbi konumunda olduğunun altını çizerek, Sur’daki 10 bin esnafın böyle giderse büyük bölümünün iflas edeceğini değerlendiriyor.
Araştırmalar, veriler ve görüşler böyle… Ayrıca bu durum sadece Diyarbakır’ın merkez Sur ilçesi için geçerli. Buna Silvan, Bismil, Lice, Dicle, Hazro, Cizre, Silopi, Nusaybin, Dargeçit, Derik, Yüksekova, Varto gibi yasak ilan edilen yerleri de eklediğimizde varın durumu siz tahmin edin.
1990’lı yıllarda çok acı yaşandı, çok gözyaşı döküldü, çok canlar toprağa düştü, işkenceler, faili meçhuller yaşandı, köyler-mezralar boşaldı yakılıp-yıkıldı.Bugün herkes her kesim 1990’lı yılları lanetle anıyor. Bizden sonraki nesillerinde bugünleri lanetle anmaması için sorunları konuşarak-tartışarak ortak paydada buluşarak çözmek durumundayız.
Her zaman söyledim, bıkmadan-usanmadan gerekirse her yazımda tekrar edeceğim. Çatışmadan, savaştan, hiç kimse karlı çıkmaz. Boşuna dememişler savaşın kazananı olmaz. Ama barıştan herkes kazançlı çıkar.
Yazımın sonuna gelirken maalesef Diyarbakır’da gün boyu devam eden olaylar sonucunda 2 sivilin yaşamını yitirdiğini, 2 sivilinde ağır yaralandığı haberini üzülerek aldım. Onlarca kişi ise gözaltına alındı.
Sur’a gelince… Askerin de girdiği Sur’da silah ve bomba sesleri hiç eksik olmuyor, siyah dumanlar yükselmeye devam ediyor. Günlerdir çatışmaların yaşandığı Sur’da camiler, kiliseler, okullar, evler ve işyerleri delik deşik oldu. Sur’da sadece insanlık değil, bir tarih ve kültür de yok oluyor.
Sevgiyle kalın.