Âvâzeyi bu âleme dâvûd gibi sal
bâki kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş."BAKİ.
(Yüksek sesini bu aleme Davut gibi sal
Çünkü bu gök kubbede baki kalan ancak hoş bir seda imiş.)
Maalesef Baki'nin dediği o meşhur dizelerin aksine;baki kalan bu gök kubbede hoş bir seda değil; top tüfek sesleri, barut kokusu kan ve gözyaşlarıdır...
Yarın mahkeme-i kübra'da Yüce Allah"size beraber barış içinde yaşamanız için geniş ve pırıl pırıl bir dünya verdim;siz o dünyayı bitmez tükenmez hırslarınızla birbirinize dar ederek,yakıp yıktınız,"diye sorsa, nasıl bir cevapla kurtuluruz doğrusu çok merak ediyorum.
Cahildik,gafildik mi diyeceğiz?.."Onca Peygamber gönderdim,onları dinlemediniz,Kitaplar gönderdim okumadınız yada uydurma katkılarla çıkarlarınız doğrultusunda kullandınız, tahrif ettiniz. Âlimler gönderdim sözlerine itibar etmediniz;buyurun yaptıklarınızın karşılığı olan azabı tadın" dese, bir şey yapacak gücümüz olacak mı?..
"Verdiğim aklı,ilme,bilime sair faydalı şeylere harcamanız gerekirken;siz kalkıp çıkarlarınız için biribirinizin felaketinde istimal ettiniz.
Acziyetinizi idrak, noksaniyetinizi ikrar etmeniz gerekirken; bana rağmen biribirinizin hatalarını alay konusu yapıp, verdiğim sevgi duygusunu yanlış mecralarda kullanarak,halk arasında fitne tohumları ekmekten geri durmadınız.
Yoksulu tahkir;zengini taktir ederek yaratılış kanunlarına aykırılığı montajlamaya çalışıtınız.Kendi nefsinizin selameti için kaoslardan medet umup; emellerinizi masumların gözyaşlarıyla yeşertmeye çalıştınız.Tek ;ama tek bir geçerli neden gösterin ki sizi Cehennemin alevlerinden alıkoyayım" dediğinde; gerçekten buna verecek bir cevabımız olabilecek mi bilemiyorum.
"Kadınlara şiddeti,çocuklara istismarı;yaşayan tüm canlılara yok etmeyi reva görüp, tuğyan'a düşerek, fiilerinizle Tağutların eline fırsat vermiş oldunuz.
Tasarrufunuza verdiğim, ve o bir türlü yere göğe sığdıramadığınız cuz-i iradeyi bile doğru ve yerinde sarf edemeyip,buyruklarımın aksine hareket ederek günahlar işlemekten imtina etmediniz.
Yapmaya kalkıştığınız hiçbir işi mantık süzgecinden geçirmeyip,bir vicdan muhasebesi bile yapmaktan kaçındınız.Egosal duygularınızı ön planda tutarak, kendinizden başka kimseyi düşünmeyip, fevri hareketlerinizle toplumsal ve çevresel tahribatlarda amil olup,kusurlar içinde kusurlar işleylerek bunda müdavim olmayı tercih ettiniz.Her günah işlediğinizde tövbeler ederek,bu tövbelerinizin arkasında duramayıp, aynı günahları mükereren işlemekte ısrarcı oldunuz.Şimdi hangi yüzle ve hangi doğru amellerinizle utanmadan,sıkılmadan huzuruma geliyorsunuz "diyerek gazaba gelse; kaçıp kurtulabileceğimiz herhangi bir kapı veya sığınabileciğimiz bir merci var mı ona göre düşünmek gerek.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mustafa Kaplan
YARIN ALLAH SORARSA
Âvâzeyi bu âleme dâvûd gibi sal
bâki kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş."BAKİ.
(Yüksek sesini bu aleme Davut gibi sal
Çünkü bu gök kubbede baki kalan ancak hoş bir seda imiş.)
Maalesef Baki'nin dediği o meşhur dizelerin aksine;baki kalan bu gök kubbede hoş bir seda değil; top tüfek sesleri, barut kokusu kan ve gözyaşlarıdır...
Yarın mahkeme-i kübra'da Yüce Allah"size beraber barış içinde yaşamanız için geniş ve pırıl pırıl bir dünya verdim;siz o dünyayı bitmez tükenmez hırslarınızla birbirinize dar ederek,yakıp yıktınız,"diye sorsa, nasıl bir cevapla kurtuluruz doğrusu çok merak ediyorum.
Cahildik,gafildik mi diyeceğiz?.."Onca Peygamber gönderdim,onları dinlemediniz,Kitaplar gönderdim okumadınız yada uydurma katkılarla çıkarlarınız doğrultusunda kullandınız, tahrif ettiniz. Âlimler gönderdim sözlerine itibar etmediniz;buyurun yaptıklarınızın karşılığı olan azabı tadın" dese, bir şey yapacak gücümüz olacak mı?..
"Verdiğim aklı,ilme,bilime sair faydalı şeylere harcamanız gerekirken;siz kalkıp çıkarlarınız için biribirinizin felaketinde istimal ettiniz.
Acziyetinizi idrak, noksaniyetinizi ikrar etmeniz gerekirken; bana rağmen biribirinizin hatalarını alay konusu yapıp, verdiğim sevgi duygusunu yanlış mecralarda kullanarak,halk arasında fitne tohumları ekmekten geri durmadınız.
Yoksulu tahkir;zengini taktir ederek yaratılış kanunlarına aykırılığı montajlamaya çalışıtınız.Kendi nefsinizin selameti için kaoslardan medet umup; emellerinizi masumların gözyaşlarıyla yeşertmeye çalıştınız.Tek ;ama tek bir geçerli neden gösterin ki sizi Cehennemin alevlerinden alıkoyayım" dediğinde; gerçekten buna verecek bir cevabımız olabilecek mi bilemiyorum.
"Kadınlara şiddeti,çocuklara istismarı;yaşayan tüm canlılara yok etmeyi reva görüp, tuğyan'a düşerek, fiilerinizle Tağutların eline fırsat vermiş oldunuz.
Tasarrufunuza verdiğim, ve o bir türlü yere göğe sığdıramadığınız cuz-i iradeyi bile doğru ve yerinde sarf edemeyip,buyruklarımın aksine hareket ederek günahlar işlemekten imtina etmediniz.
Yapmaya kalkıştığınız hiçbir işi mantık süzgecinden geçirmeyip,bir vicdan muhasebesi bile yapmaktan kaçındınız.Egosal duygularınızı ön planda tutarak, kendinizden başka kimseyi düşünmeyip, fevri hareketlerinizle toplumsal ve çevresel tahribatlarda amil olup,kusurlar içinde kusurlar işleylerek bunda müdavim olmayı tercih ettiniz.Her günah işlediğinizde tövbeler ederek,bu tövbelerinizin arkasında duramayıp, aynı günahları mükereren işlemekte ısrarcı oldunuz.Şimdi hangi yüzle ve hangi doğru amellerinizle utanmadan,sıkılmadan huzuruma geliyorsunuz "diyerek gazaba gelse; kaçıp kurtulabileceğimiz herhangi bir kapı veya sığınabileciğimiz bir merci var mı ona göre düşünmek gerek.