Ve o çocuklar hayallerini bile dillendiremediler.
16 Temmuz 2020, Perşembe 09:54Ebette dostlar nerden be Nasıl başlayacağımı bilemedim desem yeridir. Önümde onlarca istatistiki bilgi ve bir o kadar da belge var hepsini bir bir okuyup anlamaya çalışıyorum. Aslında anlamakta istemiyorum. Birkaç işinde uzman psikolog arkadaşımı arayıp uzun uzun soruyorum en yakınındakiler diyor; öfke, intikam, cezalandırma ve bunun çocuğa yönelimi.
Son 8 vaka ile ilgili bilgilere bakıyorum 4, 5, 1, 5, 7, 2, 10 ve 6 yaşında öldürülen çocuklar bunlar. Öte yandan cinsel saldırılara maruz kalan 10 yaşındaki küçücük bedenler ve suçlu ilgili yapılan açıklamada “Aşırı alkolü” olarak tanımlanması!!!
Fotoğraflara bakıyorum geçmiş zamanda asılı bir gülümseme yüzlerinde. Annesi tarafından öldürülen kız çocuğunun anne seni çok seviyorum diyen videosu ve o ses
çin cin çınlıyor kulağımda. Kendi evladına yönelen kontrolsüz öfke, intikam. Sonra ilk incelemelere göre dövülerek öldürülmüş denen İkranur.
Hangi psikolojik inceleme, hangi mazeret, hangi istatistik açıklar bilmiyorum bu kokuşmuşluğu, savunmasız çocuklara, en korunması gerekenlere yönelen bu iğrençligi.
Sonra son infaz düzenlemesi ile kaç tanesi sokağa salındı acaba? sorusu aklıma gelip oturuyor. Kendime bile itiraf edemiyorum. İçimizdeler hiç birşey olmamış gibi aramızdalar düşüncesini.
Kime düzenleme? kimler sokakta? Böyle bir düzenleme yapılmalı mı? Bu tür caniler sokakta olmalı mı? bilmiyorum. Ama gerçek olan şu ki o Çocuklar sıra sıra gözümün önünde. Kim affedebilir bir evladı annesinden ayıran bir caniyi? kim affedebilir kendi evladına kıyanı?
Hangi bahaneler? hangi gerekçeler? ceza indirimine dönüşür bilmiyorum. Vicdanını dinleyen hiç bir hukukçu bunları dinlememeli, sokaklara salmamalı. Her ölen çocukla koruyamadığımıza dair şahitliğimiz de utancımız da artıyor sadece. Bu günde utandık ülkem. Çocukları, bebekleri, büyüklerden koruyamadık. Ve o çocuklar hayallerini bile dillendiremediler.