Vakar için giyinmek
06 Şubat 2022, Pazar 14:10Muhterem Kardeşlerim…
Cemal, çirkinliğe, başkalarının iğrenmelerine, alay etmelerine, hakaretlerine sebep olacak şeyleri yapmamak, bunları izale yani yok etmektir. Ziynet [süs] ise, başkalarını imrendirecek, onlara üstünlük sağlayacak ve övünülecek şeyleri yapmak demektir. Cemal sahibi olmak için bulunduğu yerde âdet olan şeylerden, haram olmayan en iyi elbiseyi giyinmek gerekir.
Hazreti Ömer, “İki çeşit elbiseniz olsun, biri şık, diğeri de mütevazı. Elbisenin şık, temiz olması, insanın şerefinin icabıdır” buyurdu.
İbni Ömer hazretleri de, “Nasıl elbise giyineyim?” diye sual soran birine, “Aşağı kimselerin alayına, kültürlü kimselerin de seni ayıplamasına sebep olmayacak bir elbise giy” buyurmuştur.
Hadis-i Şeriflerde buyuruldu ki:
“Güzel giyinin ki, Allahü Teâlâ’nın size verdiği nimetlerin eseri görülsün!” [Taberani]
“Allahü Teâlâ bir kuluna nimet verdiğinde, o nimetin eserinin o kulun üzerinde görülmesini sever.” [Taberani]
Peygamber Efendimiz, perişan kılıklı birine, malının olup olmadığını sordu. O kimse de her çeşit malının bulunduğunu söyledi. Bu kimseye buyurdu ki:
“Allahü Teâlâ sana bir mal verince, bu nimetin eseri senin üzerinde görülsün.” [Nesai]
Hikmet ehli buyuruyor ki:
“Öyle bir elbise giy ki, sen ona değil, o sana hizmet etsin!”
Gösteriş için giyinmek
Süs ve gösteriş için giyinmek ise haramdır.
Hadis-i Şeriflerde buyuruldu ki:
“Süsten kaçınmak imandandır.” [İbni Mace]
“Allahü Teâlâ mütevazı elbise giyineni sever.” [Beyheki]
“Süs ve gösteriş için giydiği elbiseyi, üstünden çıkarmadığı müddetçe Allahü Teâlâ, ona rahmet etmez.” [Taberani]
“Kibir ve gösteriş için, şöhret sahibi kimselerin giydiği elbiseyi giyineni, Allahü Teâlâ, o elbiseleri ile birlikte ateşe atar.” [Ruzeyn]
Görüldüğü gibi süs ve gösteriş için elbise giyinmek haram, cemal için, Müslümanlık şerefi için şık giyinmek mubahtır.
Elbise eski de olsa, temiz olmalıdır!
Hadis-i Şeriflerde buyuruldu ki:
“Ya Âişe, şu iki elbiseyi yıka, bilmiyor musun elbiseler tesbih eder, kirlenince tesbih etmeleri kesilir.” [İbni Asakir]
Mühim mevkide bulunan veya önemli bir zatın huzuruna çıkan kimsenin şık, temiz elbise giymesi gerekir. Allahü Teâlâ’nın huzuruna çıkıldığı zaman buna daha çok dikkat etmelidir!
“Her namaz kılarken, süslü, temiz, sevilen elbiselerinizi giyiniz” mealindeki Âyet-i Kerime ile “Güzel koku gamı, güzel, temiz elbise kederi azaltır” mealindeki Hadis-i Şerife uymaya çalışmalı, eski bile olsa temiz elbise giymelidir! (M.Rabbani, Edeb-üd-Dünya, Bostan)
Lüks hayat
Muhtaçların bulunduğu bir ülkede zekâtını fakirlere veren ve alın teri ile helalinden kazanan kimsenin villalar yaptırması haram değildir. Helal ve mübarektir. Tembel oturup, çalışmayıp, fakir kalmak, yahut kazandıklarını haram şeylere verip, basit meskende kalmak uygun değildir. Böyle tembellerin ve malını haramlara israf edenlerin yüzünden, çalışkanlar niçin suçlu olsun! Zekâtını verenlerin köşklerde, villalarda oturmaları, şık giyinmeleri, fennin bulduğu bütün kolaylıklardan faydalanmaları, helaldir.
Allahü Teâlâ, “Verdiğim nimetleri, kullananları severim” ve “Çalışana veririm” buyuruyor. Çalışıp kazanmak ibadettir. Zenginlik günah değildir. Allahü Teâlâ şükreden zenginleri sever. Zengin olduğu için, kendini beğenmek, kendini başkalarından üstün görmek haramdır.
Hazreti Zübeyr tüccar idi. Medine, Basra, Kufe ve Mısır’da mülkleri, geniş arazileri ve bin hizmetçisi vardı. Gelirlerini fakirlere dağıtırdı, ölünce mirasçılarının herbirine 40 bin dirhem gümüş kaldı.
Hazreti Talha da çok zengindi, günlük geliri bin altın idi. Şık giyinir, süslü gezerdi. Yüzüğünde çok kıymetli yakut taşı vardı.
Abdurrahman bin Avf hazretleri, ayrılan hanımına, son hastalığında mirasının 24’de 1’inin verilmesini söylemişti. Buna 83 bin altın verildi.
Hazreti Osman da zengin tüccardı. Tebük gazasında on bin altın ve mal yüklü bin deve verip Resulullah Efendimizin duasına kavuştu.
Bunların dördü de Aşere-i Mübeşşereden [Cennete gideceği ismen müjdelenen on kişiden] idi.
Zekât ve ganimet ve ticaret sebebi ile Medine’de fakir kimse kalmadı.
Peygamberlerden Hazreti İbrahim, Hazreti Davud ve Hazreti Süleyman çok zengin idi. Zenginlik nimettir. Eshab-ı kiramın fakirlerinden çoğu, zenginler de bizim gibi ibadet ettikten başka, malları ile de hayırlı işler yaparak çok sevap kazanıyorlar diye, Agniya-yı Şakirine [şükreden zenginlere] imrenirlerdi.
Hadis-i Şerifte buyuruldu ki:
“Ahir zamanda zengin olmak saadettir.” [İ. Rafii]
Allahü Teâlâ cümlemizi zekâtını fakirlere veren ve alın teri ile helalinden kazanan kullarından eylesin. (Amin)
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum