olay reklam sol
ufuklar koleji sol
Şanlıurfa
03 Ekim, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    34.07
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2733.2
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57623.74$
olay köşe yazısı üstü

Uyaranların bir kısmı kendi uyarısına uymuyor

02 Nisan 2020, Perşembe 12:16

Korona virüsü ile birlikte evde, sokakta, işyerinde yeni yeni alışkanlıklar meydana geldi. Sürekli ilgili kurumlar, STKlar ve bireylerin neredeyse tamamı kendi sosyal medya hesapları üzerinden herkesin evde kalması konusunda uyarılar yapıyor. Yapıyor yapmasına da yapanların da bir kısmı uymuyor.
Uymayanları şöyle bir gözlemlediğimizde bunlar ikiye ayrılıyor. Birinci olarak göze çarpan kesim yaş aralıkları 13 ile 70 ve bunların hepsi sabit bir geliri olmayan gündelik kazandıkları ücretle evlerini geçindirmeye çalışanlardan oluşuyor. Zaten yetkililer de üretimin devam etmesi konusunda uyarılar yapıyor. Ama bunların büyük bir kısmı üretim yapan kurumlarda çalışmıyor ve esas sorun da burda. Bu kişiler seyyar satıcılıktan, hamallığa kadar her işi yapıp ailelerine bakabilmeyi amaçlıyor ve bu yüzden sokaktalar kendilerini yeteri kadar izole edemiyor, diğer bir deyimle sosyal izolasyona dahil olamıyor bu sayı sadece bölgemizde değil bütün ülkede hiçte azımsanmayacak bir oranda. Bu kesimin sokaktan çekilebilmesi için bir garanti verilmesi veya yaşamlarını idame ettirmeleri için maddi ve ayni yardımların yapılarak evde tutulmaları gerekiyor. Bu da şimdi çok mümkün görünmediğine göre demek ki bu sağlanana kadar bu kesim evde durmayacak ve kimse de dur diyemeyecek veya bu hakkı kendinde göremeyecek.
İkinci yani meraklı kişilerden oluşan kuru kalabalık. Bunların da sayısı yüzde 10 dan aşağı değil kent nüfuslarına vurulduğunda. Bu kesimler de genellikle orta yaş ve üzeri kimi camiye baktım açılmış mı? kimi ne olacak? biz ne salgınlar gördük bundan mı korkacağız? veya ya baksana anlatılanlar kadar değil herkes sokaktaydı ben de çıktım diyenlerden oluşuyor. 
Ama, bu kesimlere, bu izolasyona keyfi olarak uymayanlara yada meraktan sokaklara çıkanlara şunu hatırlatmak istiyorum. Siz aslında sadece kendinizi değil o çok sevdiğini söylediğiniz ailenizi, çocuklarını ve dünyada ondan tatlısı yok dediğiniz torunlarınızın da hayatını kendi ellerinizle tehlikeye atıyorsunuz. Neden mi? sizin kapacağınız hastalık o sevdiklerinize, onların yakınlarına, belki önce oturduğunuz apartmana ve ardından mahalleye ve kente bulaştırmış olacaksınız. 
Korona virüse yakalananların veya bu virüsten dolayı hayatlarını kaybedenlerin sayısı hergün dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi Türkiye de de katlanarak artıyor. İşin ciddiyetinin farkına hep birlikte varılmadığı sürece daha çok canlar yanacak daha çok ocaklar sönecek. Şimdi rakamlarla dile getirilen ve her geçen zaman diliminde artan ölü sayısı da başka bir dram. Onlar tane olarak hesaplanıyor olabilir ama onların her biri bir baba, bir ana, bir evlat, bir amca, bir dayı, bir hala.... vs vs.