Çünkü parti başkanları kendilerine göre uygun buldukları insanları milletin önüne koymaktadırlar. Halkta çaresizlik içinde o listeyi onaylamaktadır ve bunun adına da milletvekili seçimi denilmektedir. Parti Başkanları eğer isterlerse sokaktan geçen herhangi birini milletvekili yapabilirler

Milletvekilliği önemli bir görevdir. Ancak milletvekilliği için herhangi bir süzgeç yoktur, ve adeta delik deşik olmuş bir kalbur gibidir. yalancı, menfaatperest, hırsız, sahtekar, hatta bir çok suçları işleyen ve işleyebilecek karakterdeki insanlar milletvekili olabilmektedirler.

Hatta partilere yüklü miktarda maddi yardım yapanlar daha çok tercih edilmektedir.

Milletvekili listesine girmek isteyenler ayrıca partiler tarafından belirlenen bir meblağı ödemek zorundadır. Başka bir ifadeyle fakir olan biri asla milletvekili olamaz.

İslamda ehl-i hal vel akd denilen bir sistem vardır, Günümüze uyarlarsak , her ilde bir kaç profesör, doçent, doktor, mühendis, eczacı tüccar, din adamı yazar ve daha başka mesleklerden halkın ve teveccühünü kazanmış kişilerden bir heyet oluşsa, bu heyet sadece falanca kişiler milletvekilliğine layıktır diye görüş bildirebilir, milletvekillerini onlar seçmez, liyakatlı insanların listesini halkın önüne koyar ve halk oy kullanarak bunları seçer hatta en aşağıda kini yukarı, en yukarı dakini aşağı indirebilir.

Günümüzde parlemento kürsüsünde hiç konuşmamış ş fikir beyan etmemiş, herhangi bir proje ortaya koymamış. iç ve dış siyasetten habersiz adı milletvekili olanların o parlemento da ne işi var ? Onun içindir ki parlementoda kavga, gürültü eksik olmuyor..

Bu insanlar, milletvekillerine verilmiş tüm imkanları bu halkın adeta sırtına binerek kullanıyorlar.

Yeter artık şu milletvekili dokunulmazlığını da kaldırın . Onun için eşit yurttaşlık yok,imtiyazlı bir sınıf var.

Bu sorumluluğu yüklenenler büyük bir vebal altındadır. Allah'n huzurunda hiç kimse bu hesabın altından asla kalkamaz. Buda böyle biline.