MENU
  • RÖPORTAJ
  • İLAN
  • DÜNYA
  • KÜLTÜR VE SANAT
  • MEDYA
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • BİYOGRAFİLER
  • E-GAZETE
  • RÖPORTAJLAR
  • GAZETE MANŞETLERİ
  • TAZİYELER
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • İLETİŞİM
  • Foto Galeri
  • Web TV
  • Yazarlar
  • E-Gazete
  • Anketler
  • Nöbetçi Eczaneler
Şanlıurfa Olay Gazetesi - Urfa Haber
DOLAR18.8331
EURO20.2239
GR ALTIN1133.3
ÇEYREK1864.4
Şanlıurfa
Şanlıurfa Olay Gazetesi - Urfa Haber
Şanlıurfa Olay Gazetesi - Urfa Haber
  • ÖZEL HABER
  • ŞANLIURFA
  • BÖLGE
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • SPOR
  • GÜNCEL
  • SAĞLIK
  • GAP VE TARIM
  • EĞİTİM
Kapat

Tüketimin metafiziği

Ana SayfaYazarlarHalil Koçakoğlu
12 Haziran, 2018, Salı 09:56 5557
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt

    Tüketim hayatımızın en önemli olgularından biridir. Modern zamanların en önemli göstergelerinden biri olan tüketim bizi hayatımızın anlamı üzerine sürekli düşündüren bir konu. Kavram sadece ürünlerin alınıp satılmasından çok daha fazlasını anlatır. Biz insanlar aslında farklı farklı yaşam tarzları satın almaya çalışırız.

   Sürekli bir şeyler alıyoruz. Hayatımızı devam ettirebilmek için zorunlu olan yeme içme, barınma vesaire ürünlerin dışında yaşadığımız hayatı daha da mükemmelleştirmek adına gerçek anlamda ihtiyacımız olsun olmasın birçok ürün alıyoruz. Tüketim denildiği gibi bir çılgınlık bir hastalık mı yoksa büyük şirketlerin psikolojik bir dayatması mıdır?  Yoksa tüketim insanlığın daha mükemmele ulaşmak için takip ettiği bir yol mudur?      

   Amerikan yapımı Örnek Aile adlı filmde şirket yöneticisi, şirket çalışanlarına hitaben şöyle diyordu; “Biz sadece ürün satmıyoruz. Biz yaşam tarzı satıyoruz.”  Şirket dört farklı insanı bir araya getirerek hali vakti yerinde insanların yaşadığı bir kasabada görevlendiriyor. Bu dört kişi kasabadakilere kendilerini bir aile olarak tanıtıyor. Evin babası iyi golf oynayan, iyi giyinen örnek bir baba rolü üstlenirken, evin annesi pahalı giysiler, pahalı makyaj malzemeleri kullanan bir kadın rolünde, evin kızı ve oğlu en son teknolojik ürünleri kullanan çocuklar olarak kasabadakilere ürünleri pazarlıyorlar.  Şirketin görevlileri Amerika'da “Hayalet Pazarlama” olarak bilinen bu pazarlama türünde, oldukça modern yaşayan, pahalı ürünleri hayatlarının olmazsa olmazı haline sokmuş bir aile olarak kasabada yaşayanlara rol model oluyorlar. Evlerinde sık sık partiler veriyorlar böylelikle kullandıkları ürünlerin dolaylı reklamını yaparak sadece ürün değil bir yaşam tarzı satıyorlar. 

  Pazarlama şirketlerinin -serbest piyasa ekonomisinin bir sonucu olarak- ihtiyacımız olsun olmasın birçok ürünü hayatımıza soktukları gerçektir. Hatta giderilen her ihtiyaç yedeğinde kendi ihtiyacını doğuracak şekilde planlanıyor. Jean Baudrillad, Tüketim Toplumu adlı kitabında tüketimin birey için zorunlu bir hale getirildiğini savunur ve bu yüzden tüketimin insan için bir özgürlük alanı olamayacağını da ekler. Baudrillard'a göre günümüzde tüketim, doğal ihtiyaçların mal ya da hizmet aracılığıyla tatmin edilmesi olarak değil, kodlar ve kurallarla düzenlenmiş global ve tutarlı bir göstergeler sistemi olarak yorumlanmalıdır. Gerçek ihtiyaçlar ile sahte ihtiyaçlar arasındaki ayrımın ortadan kalktığı tüketim toplumunda birey tüketim mallarını satın almanın ve bunları sergilemenin toplumsal bir ayrıcalık ve prestij getirdiğine inanır. Böylece genel bir toplumsal farklılaşma mantığı ortaya çıkar.

    Tüketim ve tüketilen nesneler hakkında Karl Marx, Kapital isimli eserinde “Meta fetişizmi” kavramını kullanır. Marx'a göre meta –ilk bakışta-  önemsiz ve çok kolay anlaşılır bir şey olarak görünür. “Fakat onun detaylı bir incelemesi bize metanın aslında metafizik incelikler ve teolojik süslerle dolu pek garip bir şey olduğunu gösterir.” Metaların fetişist nitelikleri sonucunda, insanlar bir yanılsama ortamında yaşamakta, kendilerine ve kendi gerçekliklerine yabancılaşmaktadırlar. Marx'a göre bir metanın fetişist karakter kazanmasında o metanın kullanım değeri ve değişim değeri etkilidir.  Aldığımız bir ceketin bizi soğuktan koruma amacı onun kullanım değeri iken ceketin markasının bize kazandırdığı özgüven değişim değeridir. 

   Yaklaşık iki bin beş yüz yıl önce Platon şiir ve tragedyayı site halkı için zararlı buluyordu. Çünkü ona göre şiir ve tragedya idealar dünyasındaki 'gerçek' formların dünya üzerindeki görüntülerinin yalnızca birer taklitleriydi yani yansımanın yansımasıydılar. Platon şöyle der: “ şiir ve tragedya site halkının rasyonaliteden uzaklaşıp, gerçek olmayan taklitlerin etkisinde kalmasına sebep olur. Tragedyaların sahnede yarattığı aşırıya kaçan duygular izleyicilerin de bu tür had safhadaki hisleri dışarı vurmasına ve tragedyadaki kahramanların duygu dışavurumlarını gerçek hayatlarında da uygulamalarına yol açar. Böylece izleyici/halk gerçeklik ve değişmezlikten uzaklaşarak, taklitlerin değişkenliğine kanıp mantıktan uzaklaşırlar.” 

   Platon'un şiir ve tragedyasının yerini sanırım bugün tüketim almış durumda. Reklamı yapılan ürünler çoğu zaman gerçek kullanım amacından ve gerçek yaşamdan kopuk bir haldedir.  Öyle ki reklam edilen ürün ona sahip olacak kişiye farklı bir dünya sunmaktadır. Sanırım Platon bugün yaşasaydı tüketimi Devlet için en tehlikeli olgu olarak görürdü. Fakat hem Platon, hem Marx, hem de Baudrillad gerek dayatmayla olsun gerekse yanılsamalarla olsun insanoğlunun çeşitli olgular yoluyla bir arayış içinde olduklarını kabul ediyorlar gibidirler.  

     Nesneler sayesinde biz daha farklı insanlar oluyoruz. Alışkanlıklarımız, davranış kalıplarımız farklılaşıyor.  Bugünün insanının geçmişte yaşamış insana göre daha fazla ve daha farklı ihtiyaçları var.  Bu da bizi geçmişte yaşayan insanlardan daha farklı kılıyor.   Bu farklılık çok çeşitli alanlarda olsa da geçmişteki insanla günümüz insanın temel yaşam şeklinde ve fikriyatında olmuyor. İnsan geçmişte de bir arayış içineydi bugünde bir arayış içinde. Tüketim de günümüz insanın arayış çabalarından biridir. Her ne kadar şirketlerin psikolojik bir dayatması olarak kabul etsek bile tüketim bence insanoğlunun mükemmeli bulmak adına arayışlarının bir sonucudur. 

   Oturduğumuz odanın buz mavisi rengindeki duvarı bize en mükemmel maviyi yansıtıyor. Ya da odamızın bir köşesinde sessizce duran bir vazo, çay içerken kullandığımız ince belli bir bardak bize hayatımızda kullandığımız nesnelerin alelade nesneler olmadığını, onlara çeşitli anlamlar yüklediğimizin bir göstergesi olabilir mi? En güzelini bulup kullanmak sosyal statümüzü arttıracak olsa da en güzelini aramanın amacı sadece diğerine bir üstünlük kurmak değildir.    Belki de Platon'un ideler dünyasındaki mükemmel rengi, mükemmel inceliği, mükemmel işçiliği arıyoruz. Ve bu arayış belki de fikirlerin maddi dünyadaki elle tutulur, gözle görülür yansımalarına yani nesnelerine dönüşen dünyamızda bir tüketim nesnesi olarak bize dönüyor.  

  Son zamanlarda televizyon teknolojisindeki gelişmeler gerçekten harika. HD kalitesindeki görüntü teknolojisi gün geçtikçe ilerliyor. Bu ekranlarda izlediğimiz dağ, deniz, çiçek vs. görüntüler çoğu zaman gerçek dünyadaki hallerinden bile daha çekici,daha net. İnsanoğlunun mükemmele karşı bir bağımlılığı var. En güzel sözün henüz söylenmediğini, en güzel resmin henüz yapılmadığını düşünen insanın mükemmele ulaşmak için daha tüketeceği çok şey var gibi. Tüketirken tükenen insanoğlu mükemmeli yakaladığında kendisi orada olacak mıdır? 

    Acaba Platon bugün yaşasaydı ve HD kalitesinde televizyonda bir belgesel izleseydi ne düşünürdü? Sanırım ideler dünyası hakkında bir kez daha düşünmek zorunda kalırdı. Kim bilir?

Halil Koçakoğlu

    iletişime geç

    Halil Koçakoğlu

    Köşe Yazarları
    Hamza Tavas
    Hamza Tavas Şanlıurfa OSB seçime gidiyor ;
    Nevzat Bingöl
    Nevzat Bingöl Helalleşme Değil Hesaplaşma
    Abdulkadir İKBAL
    Abdulkadir İKBAL Kürtlerle ilgili hiç bir şey yok.
    Celal Çiftçi
    Celal Çiftçi 2023 yılını İslam turizmi açısından fırsata çevirmek lazım
    Mehmet Faraç
    Mehmet Faraç CHP, Güneydoğu, çıkmazlar!
    Ahmet Furkan Demir
    Ahmet Furkan Demir SAHİPSİZ ŞEHİR VEYAHUT URFA
    Müslüm Abacıoğlu
    Müslüm Abacıoğlu Dört Mezhebe Göre Guslün Farzları
    Ercan AKKAR
    Ercan AKKAR Sporu siyasete alet etmeyin….
    Ferit Bugenç
    Ferit Bugenç Bir arayışım var
    Halil Manuş
    Halil Manuş Boşuna mı bizim çocuklar demiştim
    Cengiz ERDİL
    Cengiz ERDİL Taş ocağından çıkan tarih
    Nail Kadirhan
    Nail Kadirhan Diyarbakır’da “Serok Ahmet”, Antalya’da “Yörük Ahmet”,
    Aziz Ilgazi
    Aziz Ilgazi Küresel ekonomik ahlak krizi ile karşı karşıya kaldık.
    Mustafa Kaplan
    Mustafa Kaplan NE MATERYALİZM,NE İDEALİZM.DOĞRUDAN HAKİKAT -İ KUR'ANİYE
    Halil Çuhadaroğlu
    Halil Çuhadaroğlu Görmemezliğe, duymamazlığa gel Aklını çalıştır
    Murat Toprak
    Murat Toprak AVUKATLIK YASASI ÜZERİNE
    Mehmet Fethi Göktepe
    Mehmet Fethi Göktepe Boş Tabak Dolmuyor
    Hüseyin Acarlar
    Hüseyin Acarlar Bugün 18 Aralık...
    Abdulkadir SELVİ
    Abdulkadir SELVİ İmamoğlu’na siyasi yasak getirilmesine karşıyım
    Muhammet OLUKLU
    Muhammet OLUKLU Hayvancılık Acilen Yoğun Bakıma Alınmalı!
    Bilal BEBE
    Bilal BEBE Ne Zeman Türkiye Diyeceksiniz
    M. Sıtkı Aloğlu
    M. Sıtkı Aloğlu NATO İyice cıvıttı...
    Şerif Kurtuluş
    Şerif Kurtuluş İki Kenan bir milyoner
    Doğan BEKİN
    Doğan BEKİN Uluslararası Melson Mandela Günü
    Ömer Ağ
    Ömer Ağ TEDAVİ
    Memduh Önay
    Memduh Önay Yerli ve milli olan her şeye karşılar!
    Mehmet Ali Kulat
    Mehmet Ali Kulat EFENDİM...
    Şemsettin Kaya
    Şemsettin Kaya TÜRKİYE BİRDEN ÇOK CEPHEDEN KUŞATILMAK İSTENİYOR .! 
    Şems Polat
    Şems Polat EZ QELANDİM
    M. Barış Durak
    M. Barış Durak Büyük girdap KIBRIS... 
    Selehattin Canbeyli
    Selehattin Canbeyli Köy Odaları
    Halil Koçakoğlu
    Halil Koçakoğlu EMEK VERMEK
    Hüseyin GÜZEL
    Hüseyin GÜZEL UZAKLAŞTIRMA DEĞİL, UZLAŞMA SAĞLANMALI !      
    Misafir Kalem
    Misafir Kalem “Çamur at izi kalsın”ın son kurbanı Batuhan Mumcu oldu
    Oğuz Haksever
    Oğuz Haksever “SOLUK MAVİ NOKTA”DA BİR SAVAŞ DAHA…
    Dilek Çiftçi
    Dilek Çiftçi Minyeli Abdullah
    Nureddin KAYA
    Nureddin KAYA GÖÇ VE GÖÇMENLER
    İlyas TONGÜÇ
    İlyas TONGÜÇ 20 TEMMUZ BARIŞ HAREKATI
    Aziz İlgazi
    Aziz İlgazi Ticaret savaşlarında galibiyet yoktur
    Halit Açar
    Halit Açar Eşkıyaya Müsamaha Gösterilmez
    Turgay TÜRKER
    Turgay TÜRKER Prof. Dr. Veysel Eroğlu Uyarıyor: “Festival yapacakları yerde su şebekelerini yenilesinler.”
    Mehmet Kemal Uğuzlu
    Mehmet Kemal Uğuzlu HARRAN ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİNİN GURURU EMİN ELLER İNSANLARA EMNİYET VERİR
    Salih İlhan
    Salih İlhan Meşhur milyarderin son yazısı
    Mutlu Güneş
    Mutlu Güneş Harran Ovasında yem bereketi!
    Bizi Takip Edin
    Facebook
    Twitter
    Instagram
    Youtube
    Şanlıurfa Olay Gazetesi - Urfa Haber
    KünyeGizlilik PolitikasıRSSSitemapSitene EkleArşivİletişim
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDINYOUTUBE

    Şanlıurfa Olay 2021 | Yazılım: Onemsoft

    Haber GönderFirma Ekleİlan Ekle