Çağımız teknoloji çağı ve zamanımız ahir zaman.
Gençliğimiz zeka küpü ama maalesef ki ahlak fakiri.
Üstüne de kalplerin atım ritmini değiştiren bazı sosyal mecralar da eklendi mi ayıkla bakalım pirincin taşını.
Adını zikretmeyeceğim ama attığım başlıktan anlamışsınızdır.
Son zamanlar da genç-yaşlı , kadın -erkek , çoluk-çocuk demeden tüm bir toplumun ahlaki yapısını alt üst eden bir sosyal mecra.
Kalpler saat gibi atardı eskiden tik tak...
Şimdi ise bozuk plak misali tik tok...
Bir kalbi tefekkürle beslemeden ve manevi duygularla doldurmadan bırakırsak çorak bir toprağı diken ve yabani otların sardığı gibi faydasız şeylerle yeşerir ve can bulur ya da buldurduğumuz yanılgısına bizleri kaptırır...
İşte tam da bu yanılgıya düşmüş durumdayız.
Çünkü;kalp zikirden uzak,
Beyin fikirden ırak,
düşünce firarda.
Her günümüz isyan,
Hesabımız hep zarar da.
Bu zarardan öte kor bir ateş halini almış ve içerisinde evlatlarımız yanmakta, bir ayağı çukurda olan ortanca yaşlılarımız ise tüm gövdeleriyle bir girdap çukuruna atılmakta.
Toplum olarak bunun önüne geçmenin yegane yolu ciddi bir aile içi eğitim ve manevi değerlerin öğretilmesinden geçiyor. Bu illa dini eğitim olmak zorunda değil çünkü ahlak eğitimi insanlığın var olmasından bu yana temel yaşam felsefelerinden birisidir. Ve ilk olarak aile içerisinde öğretilegelmiştir. Her ne kadar dünyanın geneli ahlaki bir yozlaşmaya doğru gidiyorsa da bizim toplum olarak bunun önüne geçip genç neslimizin bataklığa sürüklenmesinin önüne bent olmamız lazım.
Zira genç nesil de temel sağlam değilse bütün bir toplumun geleceği adına tehlike arz etmektedir.
Dolayısıyla gençlerimizin kalplerinin ritmini zikirle,beyinlerini fikirle ve sonrasın da dillerini de şükürle attırmamız lazım. Aksi taktirde çağımızın seller gibi akan fitneler karşısında takat yetiştiremeyiz ve bir suya takılan çöp gibi fitne ve fücura takılıp bataklığa doğru sürüklenip gözden kaybolurlar.
Evet eğer teknoloji iyi ve faydalı bir amaç için kullanılırsa büyük bir nimet iken bu tür mecralar bir toplumun ahlaki yapısı için olsa olsa ancak büyük bir zillet olur.
Zira aile yapısını yerle yeksan eden bu mecraya karşı bir an ciddi önlemler alınmalı aksi taktirde birkaç yıl sonraki neslin tamamına yakınını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyayız.
Bizlere hediye edilen zaman kavramının değeri üzerinde iyice durulmalı ve zaman yönetimi konusunda ayrıca bilgilendirmeler yapılmalıdır.
Ayrıca bu tür mecralara kısıtlamalar getirilerek resmî kaynaklarla somut adımlar atılmalıdır.
Aksi takdirde şu an tsunamiden önceki son dalgalarla karşı karşıya olduğumuza kanaat getirmiş bulunmaktayım.
Asıl dalga ve felaket birkaç zaman dilimi kadar önümüz de bizleri bekliyor.
Çünkü yozlaşma ve ahlaki çöküntü birden olmuyor.
Umarım çok geç olmadan bu büyük soruna bir çözüm eli yetişir, gencecik fidanlarımızın çoraklaşmış ruhlarına bir can suyu verip onların yeniden dünya için neşv-ü nema bulmasını sağlar.
Saygılarımla umutlu yarınlar dilerim...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ferit Bugenç
TİK TOK ATIYOR KALPLER
Çağımız teknoloji çağı ve zamanımız ahir zaman.
Gençliğimiz zeka küpü ama maalesef ki ahlak fakiri.
Üstüne de kalplerin atım ritmini değiştiren bazı sosyal mecralar da eklendi mi ayıkla bakalım pirincin taşını.
Adını zikretmeyeceğim ama attığım başlıktan anlamışsınızdır.
Son zamanlar da genç-yaşlı , kadın -erkek , çoluk-çocuk demeden tüm bir toplumun ahlaki yapısını alt üst eden bir sosyal mecra.
Kalpler saat gibi atardı eskiden tik tak...
Şimdi ise bozuk plak misali tik tok...
Bir kalbi tefekkürle beslemeden ve manevi duygularla doldurmadan bırakırsak çorak bir toprağı diken ve yabani otların sardığı gibi faydasız şeylerle yeşerir ve can bulur ya da buldurduğumuz yanılgısına bizleri kaptırır...
İşte tam da bu yanılgıya düşmüş durumdayız.
Çünkü;kalp zikirden uzak,
Beyin fikirden ırak,
düşünce firarda.
Her günümüz isyan,
Hesabımız hep zarar da.
Bu zarardan öte kor bir ateş halini almış ve içerisinde evlatlarımız yanmakta, bir ayağı çukurda olan ortanca yaşlılarımız ise tüm gövdeleriyle bir girdap çukuruna atılmakta.
Toplum olarak bunun önüne geçmenin yegane yolu ciddi bir aile içi eğitim ve manevi değerlerin öğretilmesinden geçiyor. Bu illa dini eğitim olmak zorunda değil çünkü ahlak eğitimi insanlığın var olmasından bu yana temel yaşam felsefelerinden birisidir. Ve ilk olarak aile içerisinde öğretilegelmiştir. Her ne kadar dünyanın geneli ahlaki bir yozlaşmaya doğru gidiyorsa da bizim toplum olarak bunun önüne geçip genç neslimizin bataklığa sürüklenmesinin önüne bent olmamız lazım.
Zira genç nesil de temel sağlam değilse bütün bir toplumun geleceği adına tehlike arz etmektedir.
Dolayısıyla gençlerimizin kalplerinin ritmini zikirle,beyinlerini fikirle ve sonrasın da dillerini de şükürle attırmamız lazım. Aksi taktirde çağımızın seller gibi akan fitneler karşısında takat yetiştiremeyiz ve bir suya takılan çöp gibi fitne ve fücura takılıp bataklığa doğru sürüklenip gözden kaybolurlar.
Evet eğer teknoloji iyi ve faydalı bir amaç için kullanılırsa büyük bir nimet iken bu tür mecralar bir toplumun ahlaki yapısı için olsa olsa ancak büyük bir zillet olur.
Zira aile yapısını yerle yeksan eden bu mecraya karşı bir an ciddi önlemler alınmalı aksi taktirde birkaç yıl sonraki neslin tamamına yakınını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyayız.
Bizlere hediye edilen zaman kavramının değeri üzerinde iyice durulmalı ve zaman yönetimi konusunda ayrıca bilgilendirmeler yapılmalıdır.
Ayrıca bu tür mecralara kısıtlamalar getirilerek resmî kaynaklarla somut adımlar atılmalıdır.
Aksi takdirde şu an tsunamiden önceki son dalgalarla karşı karşıya olduğumuza kanaat getirmiş bulunmaktayım.
Asıl dalga ve felaket birkaç zaman dilimi kadar önümüz de bizleri bekliyor.
Çünkü yozlaşma ve ahlaki çöküntü birden olmuyor.
Umarım çok geç olmadan bu büyük soruna bir çözüm eli yetişir, gencecik fidanlarımızın çoraklaşmış ruhlarına bir can suyu verip onların yeniden dünya için neşv-ü nema bulmasını sağlar.
Saygılarımla umutlu yarınlar dilerim...