olay reklam sol
ufuklar koleji sol
Şanlıurfa
10 Ekim, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    34.07
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2733.2
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57623.74$
olay köşe yazısı üstü

TABU 9.Bölüm

14 Mayıs 2022, Cumartesi 17:29
TABU  9.Bölüm

İki saat sonra Tarsus'ta...

Zehra teyze dört katlı bir bina'nın girişinde, sağdaki dairede oturuyordu...

Araba, binanın önüne gelip durdu. İmam yanındakilere, "siz  inin, ben  arabayı uygun bir yere park edip geleceğim."

Mustafa kapıyı bir iki defa çalınca , içerde sesinden yaşlı olduğu anlaşılan bir kadın , "Kim o..? "diye seslendi cılız bir sesle... Mustafa, "Zehra teyze, benim ben..! Bekir'in oğlu Mustafa..!" 

Kısa bir duraklamadan sonra, nihayet kapı açılıp; Zehra teyze tutunduğu bastonuyla kapıda  görünüverdi... Epeyce yaşlıydı. Mustafa’nın yüzüne dik dik baktıktan sonra, "Hayırsız oğlum benim. Hangi rüzgâr getirdi seni buralara?" dedikten sonra "Bunlar kim  Mustafa?" diye sordu... Mustafa, Zehra teyze'nin elini öptükten  sonra; "Onlar misafirlerin Zehra teyze. Hele bizi içeri al, sana her şeyi anlatırım..."

Zehra teyze, kısa bir hoş geldinizden sonra, onları salondaki kanepelere buyur edip, oturmalarını söyledi...

Güleç bir yüzle, "Ne içersiniz, çay mı kahve mi? Şimdi acıkmışsınız da... Size bir şeyler hazırlıyayım..."
 Mustafa, "Hele sen otur teyzem benim... Hepimiz yemek yedik de geldik. Ben çayı koyarım, sen sadece mutfağın yolunu tarif et, yeter." dedi  şakamsı bir ifadeyle...

İmam, çayından bir iki yudum alıp, konuya girmeye hazırlandığı sırada; Mustafa atılıp,
"Zehra teyze, bu bizim Ayşe vardı ya, şu hastane ‘de ölen Hasan eminin kızı ..."

Zehra teyze, biraz durakladıktan sonra, "Ee, neden soruyorsunuz rahmetliyi..? " Sonra dizlerini döver gibi yapıp, “Bahtsız kızım benim!  Şimdi yaşasaydı, şu an yirmi iki, yirmi üç yaşlarında çok güzel bir kız olacaktı!" dedi, titrek bir sesle... Gözleri yaşarmıştı.

İmam, "Zehra teyze, sen şu Ayşe'yi  çok seviyordun anlaşılan. "  "Severdim ya...Ellerimde büyüdü zavallı..! Onu kendi  sütümle besledim." diye cevap verdi. Sonra devamla " Anasının sütü kesilmişti; o yere batasıca babasının dayakları yüzünden! Onu  Süleymanımla  birlikte emzirdim..."

Ahmet lafa karışıp,” Teyze, babası  neden döverdi annesini?" diye sordu merakla...
Zehra teyze, "Neden olacak oğul, babası ipsiz sapsızın tekiydi... İçip içip gelir, kadını sebepsiz yere döverdi.
Ayşe çok zeki bir kızdı. " diye devam etti. "Okumaya çok meraklıydı. Onca sıkıntılar çekmesine rağmen; karnesi  pekiyilerle doluydu. Her karneyi aldığında gelir, bana gösterir, benden hediyesini alırdı... İlkokulu bitirdikten sonra camiye gidip, Kur'an okumayı da öğrendi. Küçük yaşta orucunu tutar, beş vakit te  namazını kılardı...
Babası çok dengesizdi. Bir gün nasıl olduysa, Mersin'e taşınacağı tuttu... Bir tarlası  vardı, satıp Mersin'in kenar semtlerinden eski bir ev alıp, taşındılar. Hasan; annesini, babasını da  beraberinde getirmişti.
Dayak fasılları burada da devam ediyor; bundan zavallı  Ayşe'de  zaman zaman  nasibini alıyordu...
Babası gittikçe garipleşmeye, tuhaf davranışlar sergilemeye başlamıştı... Bazen etrafa deli gibi  bakar, kendi kendine konuşurdu...
Ayşe’yle annesi, resmen bir cehennem hayatı yaşıyorlardı diyebilirim..."

Zehra teyze burada susup, bir müddet bakışlarını duvarda sabit bir noktada tutuktan  sonra; kendisini merakla dinlemeye hazır olan misafirlerine dönüp, ağır ağır konuşmasına devam etti...

 Babası Ayşe'ye, "Artık kocaman bir kız oldun. Evden  fazla dışarı çıkmayacaksın..! Annesi, sen de bundan sonra dikkatli olup, ona göz kulak olacaksın. Bir hatanızı görsem, yemin ederim, ikinizi de öldürürüm." gibi tehditler savururdu... 
Aslında kızcağızın asıl yaşayacağı  cehennem o uğursuz geceden sonra başlayacaktı...

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum