Suruç Kaymakamı Abdullah Çiftçi her zaman olduğu gibi yine güzel ve duyarlı bir çalışmaya imza attı. Geçen Pazar günü Afad il Müdürü Mahmut Sönmez ve çadır Kent Müdürü Mehmet Han Özdemir’in de katkıları ile Kobani’den Suruç’a göç eden insanların dramını belgelerle gösteren ve Urfa PİAZZA ‘da açılan fotoğraf sergisi bir hayli ilgi gördü.
Bu sergiyi sayın bakanımız Faruk Çelik beyle birlikte sayın valimiz İzzettin Küçük ile birlikte açacaklardı, ancak programları yoğun olduğundan bu açılışa iştirak edemediler.
O fotoğrafları görenler o karelerde yer alan insanların yaşadığı dramı asla anlayamazlar. Çünkü yaşadığı ülkeyi terk etmek mecburiyetinde ve bir ömür boyunca bütün kazandıklarını geride bırakmak zorunda kalan, geçmişinden bağları kopmuş, evini barkını bir bohçaya, yahut valizlere sığdırmış hatta bazıları sadece elbisesi ile yola çıkanların halini anlamak o acıyı hissetmek asla kolay değildir.
Bir Devletin bayrağı altında yaşarken meydana gelen menfi olaylar sebebiyle, devletlerinin zayıflığı nedeniyle koca dünyada onları yalnız ve devletsiz bırakmış ve hiçbir hukuk ve kuralı olmayan örgütlerin pençesine düşmeleri de acılarını daha da derinleştirmiştir.
Hasta, sakat, yaşlı çocuk ve diğer insanların saatlerce tel örgülerin arkasında bekleyerek aç susuz Türkiye’ye geçmek için can atmaları yürüyemeyecek durumda olan yaşlı ve sakatları sırtlarına alarak güvenli bir limana ulaşmak için kendilerini komşu bir ülkenin tel örgülerine vurmaları, çocuk ve kadınların feryatları kulaklar da çınlamıştır. Ülkelerini kaybedenler evlatlarını, aile ve akrabalarını kaybetmemek için her türlü riski göze almışlardır.
Geçmişte de bazı millet veya kavimlerin yaşadığı gibi günümüzde de bazı insanlar hiç akıl ve hayallerine bile gelmeyen vatansızlık gibi bir felaketle karşılaşabiliyorlar. İnsanlık var olduğu müddetçe bu dram tarih boyunca da bitmedi ve bitmeyecek.
Gelişen bilgi ve bunun ürettiği teknoloji, insanlığın faydasına kullanılmadığı sürece bu gibi felaketler her zaman yaşanacaktır. Eskiden savaşlar şehirlerin dışında yapılırdı, sivil halk pek zarar görmezdi. Bazı vahşi istilalar ve işgaller şehirlere zarar verse de günümüzde bir bombanın yaptığı tahribatı yapamazdı.
Günümüzde şehirler bombalanmakta ve yerle yeksan edilmektedir. Kobani asrımızın bu felaketine düçar kalmıştır. Amerika’nın attığı bombalar Kobani’nin büyük bir kısmını tahrip ederek, yaşanmaz hale getirmiştir.
Daiş terör örgütü Telabiyat tarafından yani kobani’nin doğusundan konvoy halinde gelirken, yolda durdurulmamış bu örgüt Kobani’ye girdikten sonra bombalar yağdırılmıştır.Bu gerçeği görmeyenler farkında olmadan Kobani’yi mahveden Amerika’yı alkışlamışlardır.
Daha Daiş Kobani’ye gelmeden de Kobani halkının ülkelerini neden terk ettiklerini irdeleyen olmamıştır. Halk neden Kobani’yi terk etmiştir sorusunu soran dahi olmamıştır.
Bu hususta yazılacak çok şey var. Toz bulutlarının arasında bunları görmek hayli zordur. Zamanı geldiğinde bütün bunlar gün ışığına çıkacaktır.
Kobani halkına hem Türkiye, hem de halkımız büyük bir öz veri ile sahip çıkması onların ızdırabını bir derece dindirmeye vesile olmuştur. İmkânı olan bir çok insanımız, akraba veya komşusuna sahip çıkarak büyük bir insanlık örneğini bütün dünyaya göstermiştir.
Suruç Kaymakamlığının Kobani dramını bir fotoğraf sergisiyle halkımızın nazarına sunması, aklı selimle düşünebilenlerin ufkunu açacaktır. Çünkü o fotoğraflar bir sergiden ibaret değildir Kobani halkının asrımızda yaşadığı bir vahşeti ve utanç verici dramını anlatmaktadır.
Bu fotoğraf sergisinde emeği geçenlere tebrik ve teşekkürlerimizi sunarken, Kobani yardımlaşma ve dayanışma merkezinin sorumlusu olarak da yapılan bu hizmeti bütün ruhu canımla kutluyorum.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Abdulkadir İKBAL
Suruç Kaymakamlığının Kobani resim sergisi
Suruç Kaymakamı Abdullah Çiftçi her zaman olduğu gibi yine güzel ve duyarlı bir çalışmaya imza attı. Geçen Pazar günü Afad il Müdürü Mahmut Sönmez ve çadır Kent Müdürü Mehmet Han Özdemir’in de katkıları ile Kobani’den Suruç’a göç eden insanların dramını belgelerle gösteren ve Urfa PİAZZA ‘da açılan fotoğraf sergisi bir hayli ilgi gördü.
Bu sergiyi sayın bakanımız Faruk Çelik beyle birlikte sayın valimiz İzzettin Küçük ile birlikte açacaklardı, ancak programları yoğun olduğundan bu açılışa iştirak edemediler.
O fotoğrafları görenler o karelerde yer alan insanların yaşadığı dramı asla anlayamazlar. Çünkü yaşadığı ülkeyi terk etmek mecburiyetinde ve bir ömür boyunca bütün kazandıklarını geride bırakmak zorunda kalan, geçmişinden bağları kopmuş, evini barkını bir bohçaya, yahut valizlere sığdırmış hatta bazıları sadece elbisesi ile yola çıkanların halini anlamak o acıyı hissetmek asla kolay değildir.
Bir Devletin bayrağı altında yaşarken meydana gelen menfi olaylar sebebiyle, devletlerinin zayıflığı nedeniyle koca dünyada onları yalnız ve devletsiz bırakmış ve hiçbir hukuk ve kuralı olmayan örgütlerin pençesine düşmeleri de acılarını daha da derinleştirmiştir.
Hasta, sakat, yaşlı çocuk ve diğer insanların saatlerce tel örgülerin arkasında bekleyerek aç susuz Türkiye’ye geçmek için can atmaları yürüyemeyecek durumda olan yaşlı ve sakatları sırtlarına alarak güvenli bir limana ulaşmak için kendilerini komşu bir ülkenin tel örgülerine vurmaları, çocuk ve kadınların feryatları kulaklar da çınlamıştır. Ülkelerini kaybedenler evlatlarını, aile ve akrabalarını kaybetmemek için her türlü riski göze almışlardır.
Geçmişte de bazı millet veya kavimlerin yaşadığı gibi günümüzde de bazı insanlar hiç akıl ve hayallerine bile gelmeyen vatansızlık gibi bir felaketle karşılaşabiliyorlar. İnsanlık var olduğu müddetçe bu dram tarih boyunca da bitmedi ve bitmeyecek.
Gelişen bilgi ve bunun ürettiği teknoloji, insanlığın faydasına kullanılmadığı sürece bu gibi felaketler her zaman yaşanacaktır. Eskiden savaşlar şehirlerin dışında yapılırdı, sivil halk pek zarar görmezdi. Bazı vahşi istilalar ve işgaller şehirlere zarar verse de günümüzde bir bombanın yaptığı tahribatı yapamazdı.
Günümüzde şehirler bombalanmakta ve yerle yeksan edilmektedir. Kobani asrımızın bu felaketine düçar kalmıştır. Amerika’nın attığı bombalar Kobani’nin büyük bir kısmını tahrip ederek, yaşanmaz hale getirmiştir.
Daiş terör örgütü Telabiyat tarafından yani kobani’nin doğusundan konvoy halinde gelirken, yolda durdurulmamış bu örgüt Kobani’ye girdikten sonra bombalar yağdırılmıştır.Bu gerçeği görmeyenler farkında olmadan Kobani’yi mahveden Amerika’yı alkışlamışlardır.
Daha Daiş Kobani’ye gelmeden de Kobani halkının ülkelerini neden terk ettiklerini irdeleyen olmamıştır. Halk neden Kobani’yi terk etmiştir sorusunu soran dahi olmamıştır.
Bu hususta yazılacak çok şey var. Toz bulutlarının arasında bunları görmek hayli zordur. Zamanı geldiğinde bütün bunlar gün ışığına çıkacaktır.
Kobani halkına hem Türkiye, hem de halkımız büyük bir öz veri ile sahip çıkması onların ızdırabını bir derece dindirmeye vesile olmuştur. İmkânı olan bir çok insanımız, akraba veya komşusuna sahip çıkarak büyük bir insanlık örneğini bütün dünyaya göstermiştir.
Suruç Kaymakamlığının Kobani dramını bir fotoğraf sergisiyle halkımızın nazarına sunması, aklı selimle düşünebilenlerin ufkunu açacaktır. Çünkü o fotoğraflar bir sergiden ibaret değildir Kobani halkının asrımızda yaşadığı bir vahşeti ve utanç verici dramını anlatmaktadır.
Bu fotoğraf sergisinde emeği geçenlere tebrik ve teşekkürlerimizi sunarken, Kobani yardımlaşma ve dayanışma merkezinin sorumlusu olarak da yapılan bu hizmeti bütün ruhu canımla kutluyorum.