MENU
  • RÖPORTAJ
  • İLAN
  • DÜNYA
  • KÜLTÜR VE SANAT
  • MEDYA
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • İLETİŞİM
  • Foto Galeri
  • Web TV
  • Yazarlar
  • Anketler
  • Nöbetçi Eczaneler
Şanlıurfa Olay Gazetesi - Urfa Haber
DOLAR16.3554
EURO17.5707
GR ALTIN974.37
ÇEYREK1602.9
Şanlıurfa
Şanlıurfa Olay Gazetesi - Urfa Haber
Şanlıurfa Olay Gazetesi - Urfa Haber
  • ÖZEL HABER
  • ŞANLIURFA
  • BÖLGE
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • SPOR
  • GÜNCEL
  • SAĞLIK
  • GAP VE TARIM
  • EĞİTİM
Kapat

Sual sormak ve kul hakkı

Ana SayfaYazarlarMüslüm Abacıoğlu
01 Mart, 2022, Salı 12:22
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt

Muhterem Kardeşlerim…

Bu yazımızda da sizlere, “Kabirde ve ahirette sorulmayacak sualleri sorarak meşgul etmek, kul hakkına girer mi?”  konusunda yine Tam İlmihal’den faydalanarak bilgiler aktarmaya gayret edeceğiz.

Efendim;

Müslüman’ın zamanı çok kıymetlidir. Lüzumsuz suallerle kendi vaktini harcaması ve cevap verenin vaktinden çalması caiz olmaz. Faydalı da olsa, çok sual sormayı Peygamber Efendimiz yasaklamıştır. Bir Hadis-i Şerif meali şöyledir:

“Sizi çok sual sormaktan nehyediyorum.” [Taberani]

Bir patron, öğle uykusuna yatarken hizmetçisine, “Beni yarım saat sonra kaldır” der. Sonra rahatça uyur. Hizmetçi bakar ki, patron derin uykuda, rahatsız etmemek için, bir saat sonra uyandırır. Patron saate bakar, bir saat uyumuş. Hizmetçisine, “Benim yarım saatimi çalmaya senin ne hakkın var? İşimi aksattın, senin bana yaptığın iyilik değil, kötülüktür” diyerek, diğerlerine ibret olması için onu işinden uzaklaştırır.

Bunun gibi, evladını sabah namazına kaldırmayıp uyumasını isteyen de, iyilik değil, ona kötülük etmiş olur.

Her hatıra geleni sormak uygun değildir. Lüzumsuz veya çok sual sorup da, işleri aksatmak doğru olmaz. Fazla ve lüzumsuz sualler, işleri aksattığı gibi, diğer okuyuculara tez cevap vermeye de engel olur. Lüzumlu suallere cevap vermek zaten vazifemizdir. Bunlara severek cevap veriyoruz. Sual sormak değil, lüzumsuz çok sual sormak uygun değildir.

Lüzumsuz sual zaten az olsa da caiz değildir. Lüzumlu olsa da, çok sual sormak caiz olmaz. Lüzumsuz sual sormak bir hak değildir. Sık sorulan bazı suallerin cevaplarını, lüzumsuz da olsa mecburen sitemize yazdık, fakat su-i misal emsal olmaz, yani kötü şey, yanlış şey örnek gösterilemez. Kötü şeyleri, yanlışları, herkes yapsa bile, o şey kötü olmaktan, yanlış olmaktan çıkmadığı gibi, herkes gereksiz sual sorsa, bizim de, öyle sual sormamız lüzumsuz olmaktan çıkmaz. Ömrümüz, lüzumsuz suallerle meşgul olacak kadar kıymetsiz değildir. Âhirette her sözümüz ve hareketimiz için sorguya çekileceğiz. Ömrünü boşa geçiren, lüzumsuz işlerle, malayani ile meşgul olanlar çok pişman olacaklardır. Malayani, boş işlerle meşgul olmak demektir.

Bir Hadis-i Şerifte, “Kıyamet günü günahı en çok olan malayani konuşandır” buyurulmuştur. (Ebu Nasr)

Güzel sual sormak nasıl olur?

Bir Hadiste, “Güzel sual, ilmin yarısıdır” deniyor. Güzel sual ilmin yarısı demek, “İlmi olan kimse, mantıklı sual sorar” demektir. “Kabak ağaçları hangi mevsimde budanır?” diye soran kimsenin, bu konuda ilmi olmadığı anlaşılır. Çünkü kabak ağaçta yetişmez. Bunun gibi, din ilminden haberi olmayan kimse, böyle tuhaf sorular sorar.

“Tırnakların nasıl kesileceği hangi âyette bildirilmiştir?” diye bir soru sormak, din ilminden habersiz olmayı gösterir. Âyetlerde teferruat olmaz. Sûrelere, âyetlere dua dememeli. Mesela “Fil duası hangi kitapta yazılıdır?” diye sormak da, dua ile âyeti ayıramamak olur.

Fıkıh kitaplarından alınarak yazılan yazılar için, bazı okuyucular, “Bu fetva Kur’anın neresinde yazıyor?” diye soruyor. Dinimizde dört delilin olduğu bilinmiyor. İkincisi ve en önemlisi, müctehid olmayanlar için delilin ne olduğu da bilinmiyor. Bilinmediği için de, “Hangi âyette veya hangi hadiste yazıyor?” diye soruyorlar. Müctehid olmayan, dindeki hükümlerin delillerini sormaz.

Din kitaplarımızda deniyor ki:

Müctehid olmayan her Müslüman, kendi mezhebine uyar ve mezhep imamının delilini aramaz. Çünkü Tabiîn’den yeni imana gelenler, Eshab-ı kiramı taklit ederler, delillerini hiç sormazlardı. (F. Bilgiler)

Muhammed Hadimi hazretleri de buyuruyor ki: Dindeki dört delil, müctehidler içindir. Bizim için delil, mezhebimizin bildirdiği hükümdür. Çünkü bizler, âyet ve hadisten hüküm çıkaramayız. Mezhebin bir hükmü âyete, hadise uymuyor görünse de yanlış değildir. Çünkü âyet ve hadis ictihad isteyebilir, başka bir âyet veya hadisle değişmiş, nesh edilmiş olabilir veya bilmediğimiz bir tevili vardır. (Berika)

Demek ki, “Midyenin yenilip yenilmeyeceği, hangi âyet veya hangi hadisle bildiriliyor?” diye sormak uygun olmaz. Doğru olanı, “Mezhebimize göre, midye yenir mi?” diye sormaktır. Böyle sorulan suale güzel sual denir.

Tam İlmihâl’i okurken anlayamadığımız bazı şeyler oluyor. Hepsini sormak gerekmez. Tam İlmihâl bir ilim kitabıdır. Bazı hususları ancak o ilmin ehli olan anlar. Dolayısıyla her hususu elbette herkes anlayamaz. Anlayamadığımız şey, yaptığımız ibadetlerle ilgiliyse veya başımıza gelmiş bir olaysa, o zaman sorulabilir. İhtiyacımız olmayan, başımıza gelmesi mümkün olmayan şeyleri; derin tasavvuf bilgilerini veya öğrenmemiz emredilmeyen diğer konuları da sormamalı. Sırf soru sormak için soru üretmek de doğru olmaz. Her hatıra geleni sormak, çeşitli vesveselere de sebep olur.

Art niyetle tenkit etmek başka, bir yanlış varsa, yanlışı münasip şekilde söylemek başkadır. İnsanlık hâli yanlışımız olunca hemen düzeltiyoruz. Bilmediğimiz suallere bilmiyoruz diyoruz. Bizi gerçekten hoca kabul eden, suali edeple sormalı. Çünkü Peygamber Efendimiz, “İlim öğrendiğiniz kimselere hürmet edin, saygılı davranın” buyuruyor. (İ. Neccar)

Büyük zatlar, “Bir kimse, ilim öğreten hocasına hürmet etmedikçe, öğrendiği ilmin faydasını göremez” ve “İlim öğretenin kölesi olmalı” buyuruyorlar. Köle, efendisine kayıtsız şartsız bağlanan ve onun her dediğini yapmaya çalışan kimsedir. Köle, efendisine âmirlik yapmadığı gibi, ilim öğrenen, sual soran da saygılı olmalı, edebe aykırı sözlerden uzak durmalıdır.

Eğer “Sizi hoca olarak kabul etmiyorum” diyorsanız, bu daha çirkindir. O zaman hem yalan söylediğiniz, hem de art niyetle sorduğunuz meydana çıkmış olur.

ilim öğrenmek için sorulur. “Acaba bunlar, şu konuda nasıl düşünüyor? Bu konuyu nasıl biliyorlar? Zor bir sual sorup da köşeye sıkıştırabilir miyim?” gibi düşüncelerle soru sormak dine aykırıdır.

Bu konudaki üç Hadis-i Şerif şöyledir:

“Öğrenmek için sual sorun! Başka maksatla sual sormayın!” [Deylemî]

“Allah rızasından başka bir maksatla sual soran Cehenneme gidecektir.” [Tirmizî]

“Âlimlerle yarışmak, cahilleri susturmak ve itibar kazanmak için ilim öğrenen Cehenneme gidecektir.” [Tirmizî]

Lüzumlu da olsa, çok sual sormak doğru değildir.

Birkaç Hadis-i Şerif:

“Çok sual sormayı size yasaklıyorum.” [Taberânî]

“Çok sual sormaktan sakının! Sizden öncekiler, bu yüzden helak oldu.” [İ. Maverdî]

“Allah rızasından başka bir maksatla ilim öğrenen veya ilmini dünya menfaatine alet eden Cehenneme gidecektir.” [Tirmizî]

“İlmi, âlimlerle yarışmak, cahillerle münakaşa edip susturmak ve insanlar yanında itibar kazanmak için öğrenen Cehenneme gidecektir.” [Tirmizî]

Şu hâlde, lüzumsuz veya başka maksatlarla sual sormak doğru değildir. Köşeye sıkıştırmak maksadıyla sual sorulmaz.

İlmi, öğrenip amel etmek isteyen samimi kimseye öğretmekten kaçınmak yanlış olur. Fakat ilmin kıymetini bilmeyen veya başka maksatlarla sual soranlara ilim öğretmek doğru olmaz.

İki Hadis-i Şerif:

“İlmi, ehli olmayana öğretmek onu kaybetmek demektir.” [İbni Ebi Şeybe]

“İlmi layık olmayana öğretmek, domuzun boynuna mücevher takmaya benzer.” [İbni Mace]

Cevap vermediğimiz sualler, ya art niyetlidir veya lüzumsuzdur. Yoksa Allah rızası için sual soranlara, severek cevap yazıyoruz. Görevimizdir, yazmak da zorundayız.

Allahü Teâlâ, cümlemizi Kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)

Yorum Yazın

Facebook Yorum

Müslüm Abacıoğlu

    iletişime geç

    Müslüm Abacıoğlu

    Köşe Yazarları
    Müslüm Abacıoğlu
    Müslüm Abacıoğlu Hiddeti yenmek
    Ferit Bugenç
    Ferit Bugenç KANAAT VE ŞÜKRÜN MAHİYETİ
    Ahmet Furkan Demir
    Ahmet Furkan Demir MAZİ
    Şems Polat
    Şems Polat HAKÇA ADİL BİR DÜZEN
    Ercan AKKAR
    Ercan AKKAR EN İYİSİ VALİLERİ HALK SEÇSİN…
    Mustafa Kaplan
    Mustafa Kaplan TABU 16.Bölüm
    Halil Çuhadaroğlu
    Halil Çuhadaroğlu İnsan kendini kaybetti
    Halil Manuş
    Halil Manuş SİZE KALSIN
    Halil Koçakoğlu
    Halil Koçakoğlu EMEK VERMEK
    Mehmet Faraç
    Mehmet Faraç Hizbullah 22 yıl sonra ne yapacak?..
    Hüseyin Acarlar
    Hüseyin Acarlar Bir Ramazan Ayında İrilere masalar (-2-)
    Abdulkadir SELVİ
    Abdulkadir SELVİ Meral Akşener hangi şartla aday olur?
    M. Barış Durak
    M. Barış Durak TÜRKİYE'DE  GENÇLİK
    Hüseyin GÜZEL
    Hüseyin GÜZEL UZAKLAŞTIRMA DEĞİL, UZLAŞMA SAĞLANMALI !      
    Nevzat Bingöl
    Nevzat Bingöl BASKIN SEÇİM NE ZAMAN?
    Mehmet Ali Kulat
    Mehmet Ali Kulat Ağlar Mescid-i Aksa!
    Abdulkadir İKBAL
    Abdulkadir İKBAL Rusya ve Ukranya
    Cengiz ERDİL
    Cengiz ERDİL MADEN BİTİNCE SORUN BİTMİYOR…
    Misafir Kalem
    Misafir Kalem “Çamur at izi kalsın”ın son kurbanı Batuhan Mumcu oldu
    Oğuz Haksever
    Oğuz Haksever “SOLUK MAVİ NOKTA”DA BİR SAVAŞ DAHA…
    Murat Toprak
    Murat Toprak Seçim Kanunları ve Siyasi Partiler Kanunu Değişikliği Üzerine
    Şemsettin Kaya
    Şemsettin Kaya Gazze Erdoğan’ın Yapacağı Bir Ziyaret İle Yeniden Gündeme Gelebilir!
    Celal Çiftçi
    Celal Çiftçi Urfa’da insan canı bu kadar mı ucuz ?
    Dilek Çiftçi
    Dilek Çiftçi Minyeli Abdullah
    Doğan BEKİN
    Doğan BEKİN KIBRIS’TA GİDİŞAT NEREYE DOĞRU
    Bilal BEBE
    Bilal BEBE İSTİHDAM VE Z.A. BEYAZGÜL.
    M. Sıtkı Aloğlu
    M. Sıtkı Aloğlu Öyle vahşi bir kapitalizm ki...
    Selehattin Canbeyli
    Selehattin Canbeyli Sorunların çözümü
    Aziz Ilgazi
    Aziz Ilgazi Eyubbiye’de bir hayvan hastanesi var..
    Nail Kadirhan
    Nail Kadirhan Yetmez ama evet yerine, ağlarım da giderimde
    Şerif Kurtuluş
    Şerif Kurtuluş Sayın Hocam Merhaba;
    Ömer Ağ
    Ömer Ağ YASAL, AMA HELAL Mİ?
    Nureddin KAYA
    Nureddin KAYA GÖÇ VE GÖÇMENLER
    İlyas TONGÜÇ
    İlyas TONGÜÇ 20 TEMMUZ BARIŞ HAREKATI
    Hamza Tavas
    Hamza Tavas Covid-19 Aşısında Şanlıurfa Neden 80. Sırada?
    Aziz İlgazi
    Aziz İlgazi Ticaret savaşlarında galibiyet yoktur
    Halit Açar
    Halit Açar Eşkıyaya Müsamaha Gösterilmez
    Turgay TÜRKER
    Turgay TÜRKER Prof. Dr. Veysel Eroğlu Uyarıyor: “Festival yapacakları yerde su şebekelerini yenilesinler.”
    Salih İlhan
    Salih İlhan Meşhur milyarderin son yazısı
    Mutlu Güneş
    Mutlu Güneş Harran Ovasında yem bereketi!
    Memduh Önay
    Memduh Önay Alman Medyası Alçaksın!
    Mehmet Fethi Göktepe
    Mehmet Fethi Göktepe ÇÜNKÜ BİZ URFALIYDIK
    Bizi Takip Edin
    Facebook
    Twitter
    Instagram
    Youtube
    Şanlıurfa Olay Gazetesi - Urfa Haber
    KünyeGizlilik PolitikasıRSSSitemapSitene EkleArşivİletişim
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDINYOUTUBE

    Şanlıurfa Olay 2021 | Yazılım: Onemsoft

    Haber GönderFirma Ekleİlan Ekle