Vatandaşlar bazen tek bir partiye ülkeyi yönetme yetkisi vermez. En çok oy sıralamasına göre siyasilere, ‘bir araya gelin, birlikte ülkeyi yönetin’ der. Koalisyonlar, birlikte çalışma kültürünün güzel bir örneğidir. İleri ülkeler de koalisyonların çok başarılı örnekleri oldukça fazladır. Gelin görün ki ülkemizde koalisyonların çok küçük istisnaların dışında yürümediğini ve partilerin birbirine üstünlük sağlama alanına dönüştüğünü üzülerek görüyoruz.
Vatandaşlar AK Parti’ye, 2002’den 2015 seçimine gelene kadar ülkeyi tek başına yönetme yetkisi verdi. 2015’e gelindiğinde ise, ‘Sana bugüne kadar ülkeyi tek başına yönetme yetkisi verdim. Fakat son dönemlerdeki politikalarını şüpheyle karşılıyorum ve de senin denetlenmen gerektiğine inanıyorum. Dolayısıyla koalisyon yapmanı istiyorum’ diyecek bir sonuç ortaya koydu. Ancak her zaman halk iradesinden söz eden AK Parti, koalisyon yerine İstanbul'daki yerel seçimde olduğu gibi seçimin yenilenmesini istedi ve öyle de oldu.
Günümüzde artık bir partinin tek başına iktidara gelme olasılığı neredeyse yok denecek kadar az. Hele 2017’de AK Parti'nin MHP’nin desteğiyle 18 maddelik anayasa değişikliğini referandumdan geçirmesinin ardından, bu daha da imkansız hale geldi. Çünkü parlamenter sistemden, başkanlık sistemine geçildi, ittifaklar dönemi başladı. AK Parti’den bazı isimler, bu değişikliklere destek veren MHP’nin tuzağına düşüldüğünü gizlememekte ve kısık sesle de olsa dile getirmektedir.
Aslında değişiklikle birlikte sağ ve sol olmak üzere iki görüşlü bir sistem öngörülüyordu. Fakat durum böyle olmadı. Tam tersi MHP gibi küçük partilerin önemi daha da artarken, büyük partilerden kopuşlar da hızlandı. AK Parti ve MHP'den kopuşların ardından şimdi de solda Mustafa Sarıgül ve Muharrem İnce’nin parti kurması bunu gösteriyor. Çünkü bu sistemde yüzde 1 oy bile çok büyük önem kazanıyor, bu partilerin pazarlık gücünü arttırıyor.
Bugün yine reformlarla birlikte anayasa değişikliği gündeme geldi. O gün söz konusu anayasa değişikliğine destek veren MHP, bugün yeni değişiklikler için AK Parti'ye destek verirken, geleceğini de garanti altına alacak dayatmalarını sürdürüyor. AK Parti 2017’deki gibi bu dayatmalara kayıtsız kabul eder mi veya bazı AK Partililerin dediği gibi aynı tuzağa düşer mi, hep birlikte göreceğiz. Bu konuda Ankara kulislerinde neler konuşuluyor, neler öngörülüyor, uzaktan takip ve analiz etmeye çalışıyoruz. Ancak yerelde konuştuğumuz AK Partililerin, durumdan hoşnut olmadıkları kesin. Fakat partide liderin lafının üzerine laf söylenemediği için uçurumdan aşağıya gidilmesinden endişe ediliyor.
Yereldeki AK Partililer, kambur olarak gördükleri MHP’den rahatsızlıklarını off the record şöyle dile getiriyorlar:
-Önceki anayasa değişikliğinde tuzağa düştük, bu kez dikkatli olmalıyız.
-İktidarın nimetlerinden bizden daha fazla yararlanmalarına rağmen hiçbir sorumlulukları bulunmuyor.
-Devletin birçok kilit kurumunda büyük oranda örgütlendiler.
-Partinin kurucuları bile, MHP Lideri Devlet Bahçeli istedi diye tasfiye ediliyor.
-MHP ve Vatan Partisi yüzünden içimizden 2 parti çıktı.
-Politikalarımıza çok fazla yön veriyorlar.
-Partide çok seslilik neredeyse yok oldu.
-Diğer siyasi partilerle MHP yüzünden diyalog geliştiremiyoruz.
-Cumhur İttifakı nedeniyle seçimlerde MHP ne miting yapıyor, ne sahada çalışıyor, ne de harcama yapıyor. Tüm çalışmalar AK Parti’nin üzerine yıkılıyor.
-Doğu ve Güneydoğu’da, MHP, BBP ve Vatan Partisi nedeniyle sokakta politikalarımızı anlatamıyoruz.
-Oyu yüzde 7’ye kadar gerileyen MHP üzerimizde kambur gibi duruyor.
Sevgiyle kalın.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ercan AKKAR
SİYASETTE BÖLÜNME VE AK PARTİ'NİN MHP KAMBURU…
Vatandaşlar bazen tek bir partiye ülkeyi yönetme yetkisi vermez. En çok oy sıralamasına göre siyasilere, ‘bir araya gelin, birlikte ülkeyi yönetin’ der. Koalisyonlar, birlikte çalışma kültürünün güzel bir örneğidir. İleri ülkeler de koalisyonların çok başarılı örnekleri oldukça fazladır. Gelin görün ki ülkemizde koalisyonların çok küçük istisnaların dışında yürümediğini ve partilerin birbirine üstünlük sağlama alanına dönüştüğünü üzülerek görüyoruz.
Vatandaşlar AK Parti’ye, 2002’den 2015 seçimine gelene kadar ülkeyi tek başına yönetme yetkisi verdi. 2015’e gelindiğinde ise, ‘Sana bugüne kadar ülkeyi tek başına yönetme yetkisi verdim. Fakat son dönemlerdeki politikalarını şüpheyle karşılıyorum ve de senin denetlenmen gerektiğine inanıyorum. Dolayısıyla koalisyon yapmanı istiyorum’ diyecek bir sonuç ortaya koydu. Ancak her zaman halk iradesinden söz eden AK Parti, koalisyon yerine İstanbul'daki yerel seçimde olduğu gibi seçimin yenilenmesini istedi ve öyle de oldu.
Günümüzde artık bir partinin tek başına iktidara gelme olasılığı neredeyse yok denecek kadar az. Hele 2017’de AK Parti'nin MHP’nin desteğiyle 18 maddelik anayasa değişikliğini referandumdan geçirmesinin ardından, bu daha da imkansız hale geldi. Çünkü parlamenter sistemden, başkanlık sistemine geçildi, ittifaklar dönemi başladı. AK Parti’den bazı isimler, bu değişikliklere destek veren MHP’nin tuzağına düşüldüğünü gizlememekte ve kısık sesle de olsa dile getirmektedir.
Aslında değişiklikle birlikte sağ ve sol olmak üzere iki görüşlü bir sistem öngörülüyordu. Fakat durum böyle olmadı. Tam tersi MHP gibi küçük partilerin önemi daha da artarken, büyük partilerden kopuşlar da hızlandı. AK Parti ve MHP'den kopuşların ardından şimdi de solda Mustafa Sarıgül ve Muharrem İnce’nin parti kurması bunu gösteriyor. Çünkü bu sistemde yüzde 1 oy bile çok büyük önem kazanıyor, bu partilerin pazarlık gücünü arttırıyor.
Bugün yine reformlarla birlikte anayasa değişikliği gündeme geldi. O gün söz konusu anayasa değişikliğine destek veren MHP, bugün yeni değişiklikler için AK Parti'ye destek verirken, geleceğini de garanti altına alacak dayatmalarını sürdürüyor. AK Parti 2017’deki gibi bu dayatmalara kayıtsız kabul eder mi veya bazı AK Partililerin dediği gibi aynı tuzağa düşer mi, hep birlikte göreceğiz. Bu konuda Ankara kulislerinde neler konuşuluyor, neler öngörülüyor, uzaktan takip ve analiz etmeye çalışıyoruz. Ancak yerelde konuştuğumuz AK Partililerin, durumdan hoşnut olmadıkları kesin. Fakat partide liderin lafının üzerine laf söylenemediği için uçurumdan aşağıya gidilmesinden endişe ediliyor.
Yereldeki AK Partililer, kambur olarak gördükleri MHP’den rahatsızlıklarını off the record şöyle dile getiriyorlar:
-Önceki anayasa değişikliğinde tuzağa düştük, bu kez dikkatli olmalıyız.
-İktidarın nimetlerinden bizden daha fazla yararlanmalarına rağmen hiçbir sorumlulukları bulunmuyor.
-Devletin birçok kilit kurumunda büyük oranda örgütlendiler.
-Partinin kurucuları bile, MHP Lideri Devlet Bahçeli istedi diye tasfiye ediliyor.
-MHP ve Vatan Partisi yüzünden içimizden 2 parti çıktı.
-Politikalarımıza çok fazla yön veriyorlar.
-Partide çok seslilik neredeyse yok oldu.
-Diğer siyasi partilerle MHP yüzünden diyalog geliştiremiyoruz.
-Cumhur İttifakı nedeniyle seçimlerde MHP ne miting yapıyor, ne sahada çalışıyor, ne de harcama yapıyor. Tüm çalışmalar AK Parti’nin üzerine yıkılıyor.
-Doğu ve Güneydoğu’da, MHP, BBP ve Vatan Partisi nedeniyle sokakta politikalarımızı anlatamıyoruz.
-Oyu yüzde 7’ye kadar gerileyen MHP üzerimizde kambur gibi duruyor.
Sevgiyle kalın.