Bütün partilere müracaat eden aday adaylarının elbette az veya çok toplumda bir karşılığı vardır. Bilhassa AK partiye gerek Haziran ayında yapılan ve gerekse 1 Kasımda yapılacak Milletvekili seçiminde yüzlerce insanın hizmette bulunmak üzere aday adaylığı için müracaat etmeleri büyük bir avantajdır. Çünkü bu insanlar kendilerini bu partide ifade edebileceklerine inanmışlardır.
Ancak gerek milletvekili adayları ve gerekse parti teşkilatları eğer siyaseti doğru okuyabilselerdi bu avantajı büyük bir fırsata dönüştürüp bilhassa sayın Başbakan Urfa’ya geldiğin de hem yerel ve hem de ülkenin sorunlarını bu insanları sayın Başbakanla buluşturarak daha zengin bir fikir ve siyasi bir atmosferin yolu açılabilirdi. Aynı zamanda onure de edilmiş olacaklardı. Amma olmadı. Sayın Başbaka’nın Urfa da ki ziyareti dar bir sahaya sıkıştırılmış oldu. Bu haliyle herhangi bir aday adayı partiye müracaat edip listeye girmedikten sonra hiçbir toplantıya davet edilmemesi nasıl izah edilebilir. Hatta bazı aday adaylarının aynı partiye defalarca müracaat ettiğini biliyoruz. .
Teşkilatlar toparlayıcı ve birleştirici olmalıdır. Eğer güçlü bir siyaset yapmak istiyorsanız bunun yolu çokluktan geçer. Küçük olsun benim olsun mantığı her zaman zarar getirmiştir. Etrafınızda ne kadar çok insan varsa onların gücü sandığa yansıyacaktır.
Bütün partiler daha fazla oy alabilmek için müspet olan her fırsatı değerlendirirlerse bunun sonucunu sandıkta görürler. Çünkü seçimi kazanmanın veya oy arttırmanın tek kaynağı insandır ve oy çokluğudur.
Milletvekilliğine müracaat etmiş bir çok aday adaylarının içinde bakanlık yapabilecek bir çok insanımız vardır. Böylesine bir zenginliği heba etmek siyaseten asla izah edilemez.
AK Partinin geçen Haziran seçiminde ciddi bir oy kaybına uğraması, toparlayıcı bir siyaset üretemediğinin açıkça göstergesidir . Geçmişin hatalarını tekrar etmek milletin vicdanında asla makes bulamaz . Etrafımızdaki bazı insanlar kendine göre bir değerlendirme yapıp çaresizlikten dolayı bir iktidar partisine ihtiyaç olduğunu söylemelerini nasıl okumak gerek.. Vicdanı aklı ve kalbinin rahat olmaması bazı insanlarımızı büyük bir mecburiyetle karşı karşıya bırakmaktadır. Kendi açısından başka alternatif bulmadığını söyleyenler büyük bir açmazın girdabındadır.
Çinlilerin güzel bir ata sözü vardır. FIRSATLAR ŞİMŞEK GİBİDİR ÇAKAR VE GEÇER.
Bu yazıyı kısa yazıyor ve başka söze de hacet görmüyorum.
Haydi kalın sağlıcakla.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Abdulkadir İKBAL
Seçim ve aday adayları
Bütün partilere müracaat eden aday adaylarının elbette az veya çok toplumda bir karşılığı vardır. Bilhassa AK partiye gerek Haziran ayında yapılan ve gerekse 1 Kasımda yapılacak Milletvekili seçiminde yüzlerce insanın hizmette bulunmak üzere aday adaylığı için müracaat etmeleri büyük bir avantajdır. Çünkü bu insanlar kendilerini bu partide ifade edebileceklerine inanmışlardır.
Ancak gerek milletvekili adayları ve gerekse parti teşkilatları eğer siyaseti doğru okuyabilselerdi bu avantajı büyük bir fırsata dönüştürüp bilhassa sayın Başbakan Urfa’ya geldiğin de hem yerel ve hem de ülkenin sorunlarını bu insanları sayın Başbakanla buluşturarak daha zengin bir fikir ve siyasi bir atmosferin yolu açılabilirdi. Aynı zamanda onure de edilmiş olacaklardı. Amma olmadı. Sayın Başbaka’nın Urfa da ki ziyareti dar bir sahaya sıkıştırılmış oldu. Bu haliyle herhangi bir aday adayı partiye müracaat edip listeye girmedikten sonra hiçbir toplantıya davet edilmemesi nasıl izah edilebilir. Hatta bazı aday adaylarının aynı partiye defalarca müracaat ettiğini biliyoruz. .
Teşkilatlar toparlayıcı ve birleştirici olmalıdır. Eğer güçlü bir siyaset yapmak istiyorsanız bunun yolu çokluktan geçer. Küçük olsun benim olsun mantığı her zaman zarar getirmiştir. Etrafınızda ne kadar çok insan varsa onların gücü sandığa yansıyacaktır.
Bütün partiler daha fazla oy alabilmek için müspet olan her fırsatı değerlendirirlerse bunun sonucunu sandıkta görürler. Çünkü seçimi kazanmanın veya oy arttırmanın tek kaynağı insandır ve oy çokluğudur.
Milletvekilliğine müracaat etmiş bir çok aday adaylarının içinde bakanlık yapabilecek bir çok insanımız vardır. Böylesine bir zenginliği heba etmek siyaseten asla izah edilemez.
AK Partinin geçen Haziran seçiminde ciddi bir oy kaybına uğraması, toparlayıcı bir siyaset üretemediğinin açıkça göstergesidir . Geçmişin hatalarını tekrar etmek milletin vicdanında asla makes bulamaz . Etrafımızdaki bazı insanlar kendine göre bir değerlendirme yapıp çaresizlikten dolayı bir iktidar partisine ihtiyaç olduğunu söylemelerini nasıl okumak gerek.. Vicdanı aklı ve kalbinin rahat olmaması bazı insanlarımızı büyük bir mecburiyetle karşı karşıya bırakmaktadır. Kendi açısından başka alternatif bulmadığını söyleyenler büyük bir açmazın girdabındadır.
Çinlilerin güzel bir ata sözü vardır. FIRSATLAR ŞİMŞEK GİBİDİR ÇAKAR VE GEÇER.
Bu yazıyı kısa yazıyor ve başka söze de hacet görmüyorum.
Haydi kalın sağlıcakla.