olay reklam sol
ufuklar koleji sol
Şanlıurfa
14 Ekim, 2024, Pazartesi
  • DOLAR
    34.07
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2733.2
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57623.74$
olay köşe yazısı üstü

ŞARK BÜLBÜLÜ SEYFETTİN SUCU

07 Temmuz 2022, Perşembe 20:21

ŞARK BÜLBÜLÜ

SEYFETTİN SUCU

Şanlıurfa’nın yetiştirmiş olduğu en kıymetli ve en güzide sanatçılardan biri olan Seyfettin Sucu, 1 Ocak 1942 tarihinde Urfa’nın Kamberiye Mahallesinde dünyaya gelmiştir. Düşük gelirli bir ailenin ferdi olan Seyfettin Sucu , küçük yaşlardan itibaren çalışmaya başlamış ve Çulhacılık mesleğini icra etmiştir. Atölyede dokuma makinelerinden çıkan ritmik sesler onu müziğe teşvik etmiş ve iyi bir kulağa sahip olduğu anlaşılmıştır.

Meşhur olmadan evvel Kamberiye Mahallesinde çulha ustası Hacı Ahmet Bey’in yanında çalışmaya başlamıştır. Burada ustasının oğlu Mehmed saz çalar, Seyfettin Sucu’da söylermiş. Mahallede bulunan evler de kapılarını açar bu güzel konseri dinlerlermiş.

Arap asıllı olan Seyfettin Sucu  Türkçe, Arapça ve Kürtçe olmak üzere 3 dil bilmekte olup bu 3 dilde de eserler okumuştur.

Birçok Urfalı sanatçı gibi müziğe Urfa’da “Mahalli Müzik” ile başlamıştır.

Herkes tarafından beğenilen sesi ve kişiliği onu önce Urfa’da sonra Türkiyede daha sonra da çevre ülkelerde meşhur etmiştir.

Kendine has olan okuma üslubu , uzun hava ve hoyratlara kattığı yorumlar, yaptığı nağmeler büyük ustalar başta olmak üzere herkes tarafından beğeni ile karşılanmıştır. Özellikle hoyrat alanında eşi benzeri olmayan bir sestir Seyfettin Sucu. Kendisi ünlü sanatçı İbrahim Tatlıses’in de ustalığını yapmış ve bayrağı İmparator İbrahim Tatlıses’e devretmiştir. İbrahim Tatlıses de her fırsatta ustası Seyfettin Sucu’ya vefada bulunarak ondan çok etkilendiğini ve onu örnek aldığını belirtmiştir. Ustası Seyfettin Sucu için şöyle demiştir:

“Herkes bana hayran,ben Seyfettin Sucu’ya kurban”

Urfa’da belki de yüzlerce mahalli plak yapan Seyfettin Sucu herkesin gönlünde taht kurmuştur. Mahalli bantları hâla sevilerek dinlenmektedir. Urfa’da birçok sanatçı ile birlikte mahalli bant yapmıştır. Bu isimlerden bazıları şöyledir:

Aziz Çekirge

Mehmet Nacak

İzzet Çullu

Hüsni Kırmızı

İbrahim Tatlıses

Kadri Sema

Kazancı Bedih

Abdullah Uyanık

Abdullah Balak

Mustafa Savaş

Mustafa Şahin

Ali Çine

 

Soldan sağa: Aziz Çekirge, Kazancı Bedih (Yoluk), Mustafa Dişli, Seyfettin Sucu

Yüzyıllardan beri sadece Urfa’ya özgü olan dağ ve bağ yatılarında , sıra gecelerinde birçok bant yapmıştır.Seyfettin Sucu’nun eşsiz sesi kısa sürede yapımcıların da dikkatini çekmiş ve 1966 yılında İstanbul’da Palandöken yapımda “Bu Handan Kervan İşler” uzun havası ile ilk plağını çıkarmıştır.

İlk plağı tüm Türkiyede herkes tarafında beğeni toplamıştır. Ardından yeni plaklar çıkaran Sucu’nun ünü ülke sınırlarını aşmıştır. Halep’de, Rakka’da, Şam’da, Irak’da konserler vermeye başlamıştır.

Seyfettin Sucu, güzel sesi ve kişiliği ile “Şark Bülbülü” unvanını da almıştır.

Şark Bülbülü unvanı, Mustafa Kemal Paşa tarafından Diyarbakırlı usta sanatkâr Celal Güzelses’e verilmiştir. Celal Güzelses de ölmeden önce hastanede onu ziyarete gelen Seyfettin Sucu ve Aziz Çekirge’nin yanında oğluna vasiyet ederek şöyle demiştir:

“ Oğlum, Şark Bülbülü unvanı bana Atatürk verdi. Benden sonra da bu unvanı ancak Seyfettin Sucu taşır. Ondan başkasını göremiyorum başkaları taşıyamaz.” Diyerek bu unvanı Seyfettin Sucu’ya devreder. Celal Güzelses ölmeden evvel de Seyfettin Sucu’nun plaklarını ve bazı mahalli bantlarını arşivlemiş ve bu unvanı Seyfettin Sucu’ya devredeceğinin sinyallerini vermiştir.

2000 yılında TRT Radyo proğramına katılan Celal Güzelses’in oğlu bu olayı programda anlatmıştır.

Şarkıları seslendirmede usta olduğu kadar eser alanında da usta olan Seyfettin Sucu, “ Yaram Sızlar Ağrır Başım, Muradı Böyle,Baba Bugün…” gibi birçok eseri de yazıp bestelemiştir.

Müzik hayatı dışında oyunculuk da yapan Seyfettin Sucu,1980 yılında yönetmenliğini hemşehrisi Hüseyin Peyda’nın yaptığı “HAVAR” filminde başrol oynamış, bu film Seyfettin Sucu’nun ilk ve son filmi olmuştur.

 

“HAVAR” FİLM AFİŞİ-1980

1987 yılında yakalandığı amansız hastalık nedeni ile henüz 45 yaşında iken hayata gözlerini yuman Seyfettin Sucu, 45 yıllık kısa yaşamına birçok eser, onlarca plak , onlarca mahalli bant ve güzel dostlar sığdırmıştır.

Kabri de sağlığında çok sevdiği Urfa’dadır.

Sesi gibi hoş olan kişiliği ve dostluğu da dilden dile aktarılmıştır.

HOŞ KİŞİLİĞİ

Naif ses tonu, kuvvetli hitap şekli ve samimiyeti ile insanların gönlüne taht kurmuş olan Seyfettin Sucu’nun dostluğa ve arkadaşlığa çok önem verdiği onu görenler ve tanıyanlar tarafından hâla anlatılmaktadır.

Cömert, mütevazı ve kadirşinas bir insan olduğu bilinmektedir. Paraya ve maddiyata önem vermeyen Seyfettin Sucu, hiçbir zaman parayı önemsememiş aksine hatır-gönül ilkesini göz önünde bulundurmuştur. Resmi plaklarından çok ufak paralar kazanan Seyfettin Sucu, yaşamı boyunca yokluk ile mücadele etmesine rağmen asla paraya tamah etmemiştir.Yapılan mahalli bantları dostları için hatır ilkesi ile yapmıştır. Çok sevdiği Urfa’sına her zaman bağlı kalmış ve Urfa’ya büyük bir aşk beslemiştir. Tam bir Urfa sevdalısı olan Seyfettin Sucu her zaman memleketi ve hemşehrileri ile iftihar etmiştir.

Memleketine ithafen şunları söylemiştir:

“ Urfa benim içimde,ben Urfa’nın içinde”

Ankara’da TRT’nin bir programına katılan Seyfettin Sucu, burada konser vermiş, bu programın yayınını  da daha sonra memleketi Urfa’da , Yasinin Kahvesi’nde hemşehrileri ile birlikte izlemiştir. Büyük bir kalabalık Yasinin Kahvesi’nde toplanmış heyecanla programı izlemiştir.

Memleketine olan sevgisi, hemşehrilerine ve insanlığa olan sevgisi, dürüstlüğü , efendiliği ve beyefendiliği ile herkes tarafından sevilmiş ve saygı görmüştür.

Öyle ki vefat ettiğinde gazeteler “Türkülerin Hocası Öldü”  diye manşet atmıştır.

Günümüzde her ne kadar Z kuşağı olarak adlandırılan yeni nesil tarafından bilinmeyip dinlenmese de hâla Urfalı hemşehrileri tarafından dinlenmektedir.

Yaptığı mahalli bantların üzerinden 50-55 yıl geçmiş olmasına rağmen hâla Urfa’nın dar sokaklarında veya evlerinde Seyfettin Sucu’nun duvarları titreten eşsiz sesine denk geliyor olacaksınız. Yeni nesil bu gelenekle pek ilgilenmese de eski kuşak insanlar hâla bantlarını muhafaza eder ve biricik olma temayülüne dikkat ederek sadece dinlemeye mahsus olup paylaşmaktan da kaçınırlar.

Urfa’da bazı kamusal alanlara ve doğduğu sokağa ismi verilen Seyfettin Sucu, her ne kadar sağlığında ve vefatından sonra da hak ettiği kıymeti ve değeri görmemiş olsa da Urfa için çok şey ifade etmekte olup, Urfa müziğinin de mihenk taşıdır.

Şark Bülbülü Seyfettin Sucu’ya bir kez daha Allah’tan rahmet dilerken, kıymetlerimize daha sıkı bağlanmayı , bu kıymetleri koruyup yeni nesillere aktarmayı niyaz ediyorum.

 

Vesselam…

 

 

 

                                               Ahmet Furkan DEMİR.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum