Gördüğümüz her olumsuzlukta; ‘Her Şeyin Başı Eğitim’ veya ‘Eğitim Önemli’, yada ‘Eğitim Şart’ diyoruz. Çünkü biliyoruz ki, eğitimli toplumlarda daha fazla demokrasi, daha fazla hukuk ve dolayısıyla daha fazla gelişmişlik söz konusudur. Eğitim düzeyi yüksek ülkelerde insanlar, daha mutlu ve bahtiyarlarken, eğitim düzeyi düşük ülkelerde yaşayanlar ise hep mutsuz, hep bahtsızdırlar. İşte eğitim-öğretim bu nedenle çok önemli.
Ülkemizin eğitim-öğretimdeki durumu istatistiklerle ortada. Bu alanda karnemiz hiç de iyi değil. Bunu Dünya’daki güzel örnekleri alarak aşabilir-geliştirebiliriz. Fakat ben; okul kapısındaki başka bir tehlikeye dikkat çekmek istiyorum. O tehlike öyle büyük bir tehlike ki, hem eğitim-öğretimimizi, hem geleceğimizi hedef alıyor ve her geçen gün büyüyor. Adı da uyuşturucu…
2018-2019 Eğitim-öğretim yılı, geçtiğimiz 17 Eylül tarihinde başladı. Milli Eğitim Bakanlığı'nın rakamlarına göre, açık öğretim öğrencileri dahil devlet okulları ve özel okullarda 17 milyon 749 bin 876 öğrenci ile 1 milyon 75 bin 196 öğretmen ders başı yaptı. Ders başı yapan nesil, aynı zamanda ülkemizin geleceğini şekillendirecek nesildir.
Uyuşturucu ve Bağımlılıkla Mücadele Platformu Başkanı Yasemin Öney Cankurtaran, Türkiye'nin sentetik uyuşturucuya bağlı ölümlerde Avrupa ülkeleri arasında birinci sırada, daha da önemlisi uyuşturucu kullanım yaşının 9’a kadar indiği gerçeğini kamuoyu ile paylaşmıştı.
Durum böyle olunca geleceğimizi korumak başta yöneticilerimiz olmak üzere, hepimizin asli görevidir. Herkes üzerine düşeni yapmalıdır. Lakin rakamlar hem ürkütücü, hem de korkunçtur.
Uyuşturucu kullanımının 9 yaşına kadar inmesi, zehir tacirleri için okulları pazar haline getiriyor. Nitekim yöneticilerin söyledikleri ve uyuşturucu operasyonlarındaki bilgiler de bunun gösteriyor.
Geçen yıl, bir önceki yıla göre uyuşturucudan gözaltına alınan şüpheli sayısında yüzde 38,8'lik, tutuklu sayısında yüzde 198,3'lük bir artış yaşandı. Yine aynı dönemde ele geçirilen Eroin miktarında yüzde 147,8'lik, Bonzai’de yüzde 117,2'lik, Kokain’de yüzde 50,3'lük, Scanc'ta yüzde 44,6'lık ve Esrar’da da yüzde 26,3'lük artış yaşandığı kayıtlara geçti.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da, bir süre önce bu gerçeği dile getirmişti. Bakan Soylu, ‘2018 yılbaşından, 25 Eylül'e kadar 15 bin 262 uyuşturucudan tutuklama gerçekleştirildi. Bunun 13 bin 229'u sokak satıcısı. Bugünden sonra sokaklarda çok daha büyük bir kararlılıkla çocuklarımızın, gençlerimizin güvenli bir halde olmasını temin eden adımlarımız devam edecektir’ diyerek, özellikle sokak satıcılarına ve okul önlerine dikkat çekti. Bakan Soylu, güvenlik güçleri olarak tüm tedbirleri aldıklarını, ancak en büyük görevin ailelere düştüğünün de altını çizdi.
Ülkemiz konumu gereği uyuşturucu ticaretinin geçiş güzergahı üzerinde bulunuyor. Ve ülkemiz üzerinden geçen uyuşturucu miktarının yıllık değerinin 40-50 milyar lira dolayında olduğu tahmin ediliyor. Yine ele geçirilen uyuşturucu miktarının da 5-6 milyar lira dolayında bulunduğu ifade ediliyor.
Şimdi hiç zaman kaybetmeden elbirliği ederek hem kendi, hem de ülkemizin geleceğini kurtaralım. Okul önlerindeki zehir tehlikesini hep beraber yok edelim.
Sevgiyle kalın.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ercan AKKAR
Okul önündeki ‘zehir’ tehlikesi…
Gördüğümüz her olumsuzlukta; ‘Her Şeyin Başı Eğitim’ veya ‘Eğitim Önemli’, yada ‘Eğitim Şart’ diyoruz. Çünkü biliyoruz ki, eğitimli toplumlarda daha fazla demokrasi, daha fazla hukuk ve dolayısıyla daha fazla gelişmişlik söz konusudur. Eğitim düzeyi yüksek ülkelerde insanlar, daha mutlu ve bahtiyarlarken, eğitim düzeyi düşük ülkelerde yaşayanlar ise hep mutsuz, hep bahtsızdırlar. İşte eğitim-öğretim bu nedenle çok önemli.
Ülkemizin eğitim-öğretimdeki durumu istatistiklerle ortada. Bu alanda karnemiz hiç de iyi değil. Bunu Dünya’daki güzel örnekleri alarak aşabilir-geliştirebiliriz. Fakat ben; okul kapısındaki başka bir tehlikeye dikkat çekmek istiyorum. O tehlike öyle büyük bir tehlike ki, hem eğitim-öğretimimizi, hem geleceğimizi hedef alıyor ve her geçen gün büyüyor. Adı da uyuşturucu…
2018-2019 Eğitim-öğretim yılı, geçtiğimiz 17 Eylül tarihinde başladı. Milli Eğitim Bakanlığı'nın rakamlarına göre, açık öğretim öğrencileri dahil devlet okulları ve özel okullarda 17 milyon 749 bin 876 öğrenci ile 1 milyon 75 bin 196 öğretmen ders başı yaptı. Ders başı yapan nesil, aynı zamanda ülkemizin geleceğini şekillendirecek nesildir.
Uyuşturucu ve Bağımlılıkla Mücadele Platformu Başkanı Yasemin Öney Cankurtaran, Türkiye'nin sentetik uyuşturucuya bağlı ölümlerde Avrupa ülkeleri arasında birinci sırada, daha da önemlisi uyuşturucu kullanım yaşının 9’a kadar indiği gerçeğini kamuoyu ile paylaşmıştı.
Durum böyle olunca geleceğimizi korumak başta yöneticilerimiz olmak üzere, hepimizin asli görevidir. Herkes üzerine düşeni yapmalıdır. Lakin rakamlar hem ürkütücü, hem de korkunçtur.
Uyuşturucu kullanımının 9 yaşına kadar inmesi, zehir tacirleri için okulları pazar haline getiriyor. Nitekim yöneticilerin söyledikleri ve uyuşturucu operasyonlarındaki bilgiler de bunun gösteriyor.
Geçen yıl, bir önceki yıla göre uyuşturucudan gözaltına alınan şüpheli sayısında yüzde 38,8'lik, tutuklu sayısında yüzde 198,3'lük bir artış yaşandı. Yine aynı dönemde ele geçirilen Eroin miktarında yüzde 147,8'lik, Bonzai’de yüzde 117,2'lik, Kokain’de yüzde 50,3'lük, Scanc'ta yüzde 44,6'lık ve Esrar’da da yüzde 26,3'lük artış yaşandığı kayıtlara geçti.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da, bir süre önce bu gerçeği dile getirmişti. Bakan Soylu, ‘2018 yılbaşından, 25 Eylül'e kadar 15 bin 262 uyuşturucudan tutuklama gerçekleştirildi. Bunun 13 bin 229'u sokak satıcısı. Bugünden sonra sokaklarda çok daha büyük bir kararlılıkla çocuklarımızın, gençlerimizin güvenli bir halde olmasını temin eden adımlarımız devam edecektir’ diyerek, özellikle sokak satıcılarına ve okul önlerine dikkat çekti. Bakan Soylu, güvenlik güçleri olarak tüm tedbirleri aldıklarını, ancak en büyük görevin ailelere düştüğünün de altını çizdi.
Ülkemiz konumu gereği uyuşturucu ticaretinin geçiş güzergahı üzerinde bulunuyor. Ve ülkemiz üzerinden geçen uyuşturucu miktarının yıllık değerinin 40-50 milyar lira dolayında olduğu tahmin ediliyor. Yine ele geçirilen uyuşturucu miktarının da 5-6 milyar lira dolayında bulunduğu ifade ediliyor.
Şimdi hiç zaman kaybetmeden elbirliği ederek hem kendi, hem de ülkemizin geleceğini kurtaralım. Okul önlerindeki zehir tehlikesini hep beraber yok edelim.
Sevgiyle kalın.