MENU
  • RÖPORTAJ
  • İLAN
  • DÜNYA
  • KÜLTÜR VE SANAT
  • MEDYA
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • BİYOGRAFİLER
  • E-GAZETE
  • RÖPORTAJLAR
  • GAZETE MANŞETLERİ
  • TAZİYELER
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • İLETİŞİM
  • Foto Galeri
  • Web TV
  • Yazarlar
  • E-Gazete
  • Anketler
  • Nöbetçi Eczaneler
Şanlıurfa Olay Gazetesi - Urfa Haber
DOLAR18.8331
EURO20.1891
GR ALTIN1131.3
ÇEYREK1861.1
Şanlıurfa
Şanlıurfa Olay Gazetesi - Urfa Haber
Şanlıurfa Olay Gazetesi - Urfa Haber
  • ÖZEL HABER
  • ŞANLIURFA
  • BÖLGE
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • SPOR
  • GÜNCEL
  • SAĞLIK
  • GAP VE TARIM
  • EĞİTİM
Kapat

ÖĞRETMENLER GÜNÜ

Ana SayfaYazarlarHalil Koçakoğlu
23 Kasım, 2021, Salı 13:06 1894
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt

Yine geldi bir 24 Kasım. Her yıl olduğu gibi bu yılda öğretmenler günü münasebetiyle açıklamalar birbirini izleyecek. ( Bu yıl ilk açıklama öğretmenlerin tarafsızlıklarını korumaları adına hediye kabul etmemeleri üzerine oldu. Demek ki ülkemizde aldığı hediyeden dolayı tarafsızlığını kaybedenler olmuş.) Öğretmenlerin geleceğimizin teminatı çocuklarımızın yetiştirilmesindeki önemleri uzun uzun anlatılacak. En sevdiğim ise doktoru da, mühendisi de, başbakanı da yetiştirenin öğretmen olduğunun belirtilecek olması! Öğretmenlerin fedakarlığı ile ilgili türlü hikayeler anlatılırken gözler nemlenecek, öğretmenliğin en başta bir sevgi işi olduğu ağlamaklı kelimelerle bir kez daha hatırlatılacak.

Resmi kutlamalar için öğretmenler zorla salonlara çağrılacak.   Bu törenleri hazırlaması için ve hazırlanan bu törenleri dinlemesi için öğretmenler görevlendirilecek. Geçmiş dönemin öğretmenleri anlatılacak, şiirler okunacak, slaytlar geçilecek.  Öğretmenlerin bu dünyada değil de farklı bir boyutta yaşadığı varsayımlarına büyük bir ikiyüzlülükle devam edilirken kendini bu ülke için sebil etmiş öğretmenler yürek parçalayacak! Öğretmenler alınlarında bilgiden çelenkleri, nura doğru can atan yürekleriyle, cehle karşı savaşlarında yurdu yüceltmeye bir kez daha and içerlerken oldukça müşfik görünecekler.

İşin sırrı şurada saklı. Niçin “Canım avukatı, mühendisi, doktoru, bakanı yetiştiren öğretmendir,” denilir de öğretmenleri de yetiştirenin öğretmen olduğu söylenmez? Söylenmez çünkü öğretmenlik, o tırnak içinde söylenen meslekler kadar muteber bir meslek değildir bizim toplumda. Öğretmenlik, davulun sesi gibi,  uzaktan sevilen bir meslektir.

Aslına bakılırsa hastalıklı bir tutumdur bu. Avukatların, mühendislerin, doktorların, marangozların fedakarlıklarının, idealistliklerinin, kutsallıklarının anlatıldığı bir günleri yoktur. Ama öğretmenlerin vardır. Adı söylenildiğinde sürekli kutsanma ihtiyacı hissedilen bu mesleğin toplumda gerçekten saygın bir statüsünün olmaması ise  bir paradokstur.

Değişen dünyanın dinamiklerine ayak uyduramadı öğretmenlik. Nalbantlık, bakırcılık, ahşap oymacılığı gibi zamana yenik düştü. Bilgiye ulaşmanın bir tık uzaklığa gelmesi öğretmenin elindeki kutsallığı aldı. Öğretmenin bilgelik otoritesi derinden sarsıldı. Öğretmenlik artık önemsiz ve tarihe karışması gereken bir olgu olarak algılandı.

Artık toplumda öğretmenin varlığı sorgulanmaya başlamıştı ki tüm dünyayı inim inim inleten salgın bir şekilde öğretmenin yardımına koştu. Toplum teknolojik gelişme ne kadar ilerlerse ilerlesin öğretmenin farklı  rollerde de olsa bir rehber olarak hayatında olması gerektiğini gördü. Pandemi öğretmenin değerini bir kez daha gösterdi. Bu saatten sonra öğretmen bir sınıfın içinde sınırı belirlenmiş bilgiyi öğrenciye belletmek durumunda olan kişi değildir. Öğretmen bilginin sınırsız bir olgu olduğunu ve bu bilgiye ulaşmak için ne yapılması konusunda bir rehberdir. Eleştirmeden, sorgulamadan, yeniden ve yeniden düşünerek üretmeden bilgiye ulaşılamayacağının en önemli figürüdür artık. Öğretmen, geçmişte de sık sık dile getirilse de, öğrenmeyi öğreten kişidir artık.

Fakat bu söylediklerimiz modern dünyadaki ülkeler için geçerli.

Bizim ülkemizde öğrenci hayatına yön vermek için beş şıktan birini seçmek zorundadır ve bu zorunluluk öğretmenliği bilgiyi aktaran hatta onu ezberleten pozisyonda bıraktığı için öğretmenlik saygın bir meslek olmanın epey uzağındadır. Çünkü teknolojinin bu kadar geliştiği bir dönemde sadece iyi ezberlettiğiniz için kimse size saygı duymaz. Üstte dediğimiz gibi çocuğa eleştirme, sorgulama, düşündüğü üstüne düşünme becerilerini kazandırabilirseniz bir saygınlık elde edebilirsiniz. Fakat ülke şartlarında bu mümkün görünmüyor. Soru türleri üzerine ezber yapma şeklinde gelişen bir eğitim sistemimiz var. Okumaya geçtiği andan itibaren ne zaman deneme sınavına girecek diye bekleyen anne babalar ve bu becerisini göstermek isteyen öğretmenler  ve bunu teşvik eden eğitim sistemi olduğu sürece de saygınlık biraz zor.

Ha bir de şu var: Sistem değişti diyelim. Eleştiren, sorgulayan, öğrenmeyi öğreten bir öğretmen modeli samimi bir şekilde teşvik edildi diyelim. Peki buna biz öğretmenler ne kadar hazırız? Ne kadar araştırıyoruz, ne kadar soruşturuyoruz? Ne kadar eleştirip ne kadar sorguluyoruz? Hayata karşı tutumumuza karşı en son ne zaman ‘acaba’ dedik?

Sadece öğretmenlerin değil mesleğine saygınlık kazandıran herkesin 24 Kasım Öğretmenler Günü kutlu olsun!

Yorum Yazın

Facebook Yorum

Halil Koçakoğlu

    iletişime geç

    Halil Koçakoğlu

    Köşe Yazarları
    Bizi Takip Edin
    Facebook
    Twitter
    Instagram
    Youtube
    Şanlıurfa Olay Gazetesi - Urfa Haber
    KünyeGizlilik PolitikasıRSSSitemapSitene EkleArşivİletişim
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDINYOUTUBE

    Şanlıurfa Olay 2021 | Yazılım: Onemsoft

    Haber GönderFirma Ekleİlan Ekle